WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, feragat tarihinden sonra taraflar arasında hakaret, aşağılama, tehdit niteliğinde yeni bir olay yaşanmadığı, gerçekleşen bu durum karşısında reddedilen ilk davayı açmakla fiili ayrılığa sebebiyet veren ve boşanma nedeni yaratan davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl boşanma davasında ve karşı davada verilen boşanma kararı istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

    Davalı erkek vekili tarafından Kusur belirlenmesi yönünden kararın istinaf edildiği anlaşılmakla; Taraflar arasında fiili ayrılığa esas olan Ortaca 2 ASHM'nin 2014/75 esas sayılı 2015/104 sayılı karar ile "davacı taraf ispatlayamadığından davanın reddine" gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, bu nedenle davacı kadın açtığı evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı açtığı boşanma davasında, davalı erkeğin kusurunu ispat edememiş olup boşanma davasının reddine karar verildiğinden açtığı bu ispatlanamayan boşanma davası ile tarafların ayrı yaşamasına sebep olan davacının eldeki fiili ayrılığa dayalı boşanma davasında tam kusurlu olduğunun tespit edilmesi gerekir iken kusur nitelendirilmesinin mahkemece yapılmamasının hatalı bulunduğu anlaşılmakla, bu nedenle davalı erkek vekilinin kusur tespitine ilişkin itirazları haklı bulunmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında fiili ayrılığa esas Şişli 1. Aile Mahkemesi'nin E.2005/1208-K.2007/278 sayılı dosyasında, kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının, kadının erkekten kaynaklanan kusuru davranışları affettiği gerekçesiyle reddedildiği ve kararın temyiz incelenmesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde davacı erkekten kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır....

      Toplanan delillerden, tarafların daha önce açtıkları karşılıklı boşanma davalarının "taraflar arasında iddia edilen sorunların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylardan olmadığı" gerekçesiyle reddedilip kesinleştiği anlaşılmakla her iki tarafın da boşanma davası açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve fiili ayrılık döneminde taraflara ayrıca kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının da ispatlanamadığı dikkate alınarak boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu sonucuna varıldığı ancak ilk derece mahkemesince, yukarıda yapılan tespite aykırı olarak, davacı kocanın kusursuz kabul edilmesi doğru görülmemiş ise de sonuç itibariyle kararın doğru olduğu” gerekçesiyle davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından boşanma ve ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince boşanma ve ferilerine hükmedilmiş ve hükme karşı davalı erkek tarafından tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, davalı erkeğin kişisel ilişki dışındaki istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Hüküm davalı erkek tarafından boşanma ve ferileri yönünden temyiz edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olmasının yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK m.174/2). Mahkemece, tarafların Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılığa dayalı olarak boşanmalarına karar verilmiştir....

            Oysa, tarafların Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan “boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra üç yıl geçmesi ve bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamamış olması” sebebiyle boşanmalarına karar verildiği görülmektedir. Davacı tarafından açılan ve fiili ayrılığa esas alınan boşanma davasının reddedilmiş olması, o dava tarihine kadar yaşanan olaylarda davalıya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı konusunda kesin hüküm oluşturur. Sözü edilen davadan sonra taraflar bir araya gelmediklerine ve davalının fiili ayrılık döneminde bir kusuru iddia ve ispat edilmediğine göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının ağır kusurlu kabul edilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

              Dava dilekçesindeki bu açıklamalardan, davacının talebinin, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılığa dayalı boşanma davası olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların delillerinin Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi çerçevesinde değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın TMK 166/1-2 maddesine dayalı evlilik birliğinin sarsılması davası gibi değerlendirilerek karar verilmesi doğru bulunmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.06.2018(Salı)...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/4 maddesine dayalı olarak kadın tarafından açılan davada mahkemece, davalı erkeğin eşine hakaret ettiği, birlik görevlerini yeterince yerine getirmediği, evin ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığı, eşi ile ilgilenmediği, evden ayrıldıktan sonra eşine maddi yardımda bulunmadığı kabul olunarak tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, fiili ayrılığa esas ......

                  Dava; fiili ayrılık sebebine bağlı TMK 166/4. maddesi gereğince, karşı dava ise; TMK 166/1 gereğince açılan boşanma talebine ilişkindir. "Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası, taraflardan davalı kadın tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava; davacı kadının iddialarını ispatlayamaması ve tarafların dava açıldıktan sonra pikniğe gittikleri, buna göre daha önceki olayların affedildiği gerekçesiyle reddedilmiş ve onanarak 26/04/2012 tarihinde kesinleşmiştir. İlk davayı açarak fiili ayrılığa zemin hazırlayan davalı kadın bu sebeple kusurlu olduğu gibi, davanın reddi nedeniyle, erkeğe bir kusur yüklenemeyecektir....

                  UYAP Entegrasyonu