Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hakim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Dava yalnızca ayrılığa ilişkin ise boşanma kararı verilemez. Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir(TMK m.170). Somut olayda, davalı kadının boşanmak istememesi ve davalı tanıklarının tarafların geçimsizliğine yönelik görgüye dayalı beyanlarının olmaması ayrılık kararı verilebilmesi için yeterli değildir. Dosya kapsamından ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının ortaya konulamadığı, evlilik birliğinin yeniden tesis olunamayacak şekilde temelinden sarsıldığı sabittir. Bu nedenlerle açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ayrılığa karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı erkeğin açtığı ve reddedilerek kesinleşen boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri gibi, reddedilen boşanma davasını açarak, fiili ayrılığa neden olan ve boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin kusurlu olduğu, davacı erkeğin fiili ayrılık döneminde eve dönmesi için davalı kadına ihtar gönderdiği dolayısıyla kadının var olan kusurlarını affetmiş olduğu, yine ihtardan sonra ise davalı kadına yüklenebilecek bir kusurun varlığının ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Bu husus gözetilmeden davalı kadının kusurlu kabulü ve Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi koşulları oluştuğu halde, davalı kadın yararına maddi tazminata karar vermek gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava fiili ayrılığa dayalı boşanma davasıdır. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden taraflar arasında Konya 3....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava fiili ayrılığa dayalı boşanma davasıdır. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden taraflar arasında Konya 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; taraflardan davacı erkek tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1/2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak açıldığı ve dava, geçimsizliğin ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verildiği, ret kararının 10.10.2012 tarihinde kesinleştiği, işbu davanın erkek tarafından 12.10.2015 tarihinde açıldığı davalı kadının verdiği cevap dilekçesinde evi açık tutmasına rağmen davacının gelmediğini belirterek ortak hayatın kurulamadığını ifade ettiği ve fiili ayrılık döneminde de bir vakıaya dayanmadığı bu itibarla davalı tanığının dinlenmemesinde...
Bu sebeple, boşanma dosyası ile fiili ayrılığa esas alınan reddedilen 2003/1094 esas sayılı boşanma dosyasının incelenmesi gerekli görüldüğünden eklenerek birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.26.03.2014 (Çar.)...
Eldeki davada tarafların kusur durumları belirlenirken, daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen boşanma davalarında belirlenen kusur durumları yanında, fiili ayrılık süresinde gerçekleşen kusurlu davranışların da dikkate alınması gerekir. Bu bağlamda, ret ile sonuçlanan ve Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebebiyet veren ve boşanma sebebi yaratan davalı kadın ile eşini müşterek konuta almayan ve birlik görevlerini yerine getirmeyen davacı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Eşit kusurlu ve boşanma ile yoksulluğa düşecek davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına (TMK md. 175) hükmedilmesi gerekirken, talebinin reddi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmolunan tazminat ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı erkek Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı olarak "fiili ayrılık" nedeni ile boşanma davası açmış, mahkemece ilk davanın reddinden sonra tarafların 3 yıl süreyle bir araya gelmedikleri gerekçesi ile boşanma kararı verilmiş ve boşanmaya neden olan olaylarda ilk boşanma davasını açarak fiili ayrılığa neden olan ve boşanma sebebi yaratan davacı erkek tam kusurlu olarak kabul edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayet, kusur, nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dava ve karşı dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılığa dayalı boşanma isteğine ilişkindir. Bu davanın dayanağı olan kocanın açtığı boşanma davası retle sonuçlanmış ve bu karar 17.02.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Önceki davanın kesinleşme tarihi ile Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı dava arasında, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde belirtilen üç yıllık sürenin geçmesi koşulu gerçekleşmemiştir....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 08/05/2014 ESAS-KARAR NO : 2013/741-2014/233 Taraflar arasındaki “boşanma” davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Medeni Kanunun 166/1. maddesi; evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılması halinde eşlerden birinin boşanma davası açabileceğini, 170. maddesi de; boşanma sebebi gerçekleşince, ortak hayatın yeniden kurulmasının imkan dahilinde olmasının gerçekleştiğinde hakimin ayrılığa karar verebileceğini hükme bağlamıştır. Ayrılığa karar verilirken, eşlerin barışma ihtimali gerçekleşmeye yakın bir ciddiyetde görülmeli, bunun varlığı makul surette kabul edilecek delillerle kanıtlamalı, böyle bir sonuç sağlam ihtimale dayandırılmalıdır....