Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi'ndeki boşanma davasının feragat nedeni ile reddedildiği, fiili ayrılık süresine dayalı boşanma davalarında ilk davayı açanın fiili ayrılığa neden olduğu, sonraki dönemde de tarafların bir araya gelmedikleri dolayısı ile davalıya kusur atfetmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, davacı kadının süresinde istinaf yoluna başvurması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 05.10.2018 tarih, 2018/1500 esas ve 2018/1663 karar sayılı ilamı ile, boşanmaya ilişkin kararda tarafların kusuruna ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı, bu durumda davalıya bir kusur yüklenemeyeceği, kusura ilişkin koşul gerçekleşmediğinden tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunu kısmen kabul ederek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, gerekçedeki hata düzeltilerek davacının davasının reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davacı kadın süresinde temyiz yoluna başvurmuştur. Davalı erkek ... 5....

    Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; temyize konu davaya dayanak olan ilk boşanma davasının da davacı erkek tarafından açıldığı, ilk boşanma davasından önce de davacının hasta olduğu ve kızı tarafından bakıldığı ve davanın retle sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, vefat eden davacının, ilk boşanma davasını açıp, boşanma sebebi yaratarak, fiili ayrılığa neden olduğu ve fiili ayrılık döneminde kadına kusur olarak yüklenebilecek yeni bir vakıaya dayanmadığı da dikkate alındığında, artık fiili ayrılık döneminde, davacının hastalığıyla ilgilenmediğinden bahisle davalı kadına kusur yüklenemez. Gerçekleşen bu husus gözetilmeden, davalı kadının kusurlu olduğunun kabulü bozmayı gerektirmiştir....

      Tüm dosya kapsamından, gerek erkeğin davasına dayanak teşkil eden ve reddine karar verilen önceki davada, gerekse fiili ayrılık süresi içinde, davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir kusuru ispatlanamamıştır. Zira, temyize konu karşılıklı görülen boşanma davasındaki dinlenen kadın tanıklarının erkeğin sadakatsizliğe ilişkin beyanları da duyum, gözlem ve yoruma dayalı olup, erkeğin sadakatsizliğine ilişkin maddi gerçeği açığa çıkarmaktan uzaktır. Ne var ki, ilk boşanma davasını açarak, fiili ayrılığa neden olan boşanmaya sebebi yaratan davacı karşı davalı erkek, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere tam kusurludur. Ancak erkeğin reddedilen davayı açarak, fiili ayrılığa sebebiyet vermesi tek başına kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. O halde, Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. Maddesi şartlarının kadın lehine oluşmadığının kabulü gerekir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki fiili ayrılığa dayalıdır. Fiili ayrılığa mesnet alınan ... 2. Aile Mahkemesinin 2005/453 esas, 2005/1295 karar sayılı boşanma davasına ilişkin dosyadaki onaysız fotokopilerden, davacının 01.03.2006 tarihinde "davadan feragat" ettiğini bildirmesi üzerine, mahkemesince dosyanın ele alıp 01.03.2006 tarihli ek kararla "feragat nedeniyle davanın reddine" karar verdiği, bu kararın davalı vekili tarafından temyiz edildiği, temyizin akıbetiyle ilgili bir bilgi ve belge bulunmadığı görülmektedir. Bu bakımdan sözü edilen dosyanın incelenmesi gerekli görülmüştür. ... 2....

          Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası, taraflardan davacı koca tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, davalı kadının boşanmayı gerektirebilecek nitelikte bir kusurunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Gerek ilk davada gerekse temyize konu bu davada toplanan delillerle, davacı kocanın sürekli alkol aldığı, birlik görevlerini verine getirmediği ve eşine fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. İlk davanın reddi nedeniyle, ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak davalı kadına bir kusur yüklenemez. İlk davanın açılmasından sonra tarafların biraraya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır....

            Karar hakkında tarafların istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince; ilk davayı açarak fiili ayrılığa kadının neden olduğu, fiili ayrılık döneminde de erkeğin ispat edilen bir kusurunun bulunmadığı belirtilerek, boşanma hükmünün istinaf edilmeyerek erkeğin davasında kesinleşmesi nedeni ile kadının davası hakkında karar verilnmesine yer olmadığına, tedbir nafakası miktarının arttırılmasına, kadının yoksulluk nafakası ve maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Hüküm hakkında davalı-davacı kadın tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur. Dosyanın tetkikinden, davalı-davacı kadının bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi tarafından kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışı yanında; davacı-davalı erkeğin de fiili ayrılık döneminde etrafa borçlanıp alacaklılarının kadını rahatsız etmelerine neden olduğu anlaşılmıştır....

              Davalı davacı kadın şiddetli geçimsizliğe dayalı olarak TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca birleşen davasını ikamet etmesine rağmen gerek asıl, gerekse de birleşen dava yönünden TMK'nın 166/son maddesi uyarınca boşanma hükmü kurulmuş, kadının fiili ayrılığa dayalı boşanma davası bulunmamasına rağmen kararın gerekçesinde kadının fiili ayrılığa dayalı boşanma davası varmışcasına deliller değerlendirilerek hükme ulaşıldığı anlaşılmıştır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2020/2501 Esas ve 2020/3613 karar sayılı ilamında işaret edildiği üzere, boşanma davası hangi hukuki nedene dayalı olarak açılmış ise delillerin o hukuki neden kapsamında değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. Bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme görevi hakime aittir. Somut olayda, kadının birleşen davası TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davasıdır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık boşanma hukuki sebebine dayalı olarak açılmıştır. Davacı erkek, dava dilekçesinde daha önce açtığı ve retle sonuçlanan ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/432 esas, 2012/45 karar sayılı boşanma davasını dayanak göstererek evlilik birliğinin yeniden tesis edilemediğini belirterek boşanmayı talep etmiştir. Mahkemece,erkeğin dava dilekçesinde delil olarak dayanmadığı ... 5.Aile Mahkemesinin 2013/162 esas sayılı dosyası gerekçeye esas alınarak fiili ayrılığa dayalı boşanmaya karar verilmiştir. Mahkemece dayanılmayan delilin hükme esas alınması doğru değildir. O halde davacı tarafından dayanılan ......

                Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; davacı erkek tarafından, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, davacı erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle reddedilmiştir. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır. Mahkemece, her ne kadar kadının yargılama sırasında boşanmak istemediğini beyan etmesi erkeği affetmesi olarak kabul edilmiş ise de; kadının yargılama sırasında boşanmak istemediğini belirtip davanın reddini savunması af olarak nitelendirilemez. Öyleyse; eldeki davada kusur durumları belirlenirken, daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen kusurlu davranışların da dikkate alınması gerekir. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü zorunludur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılığa dayanılarak açılmıştır. Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası, taraflardan davacı kadın tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava; tarafların dava açıldıktan sonra birlikte yaşadıkları, daha önceki olayların affedildiği gerekçesiyle reddedilmiş ve 16.02.2011 tarihinde kesinleşmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu