mevcut olmaması sebebi ile davacının akıl hastalığı hukuksal nedenine dayalı boşanma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Tüm dosya kapsamından; davanın akıl hastalığı hukuki sebebine dayalı olarak açıldığı, özel boşanma sebebi olan akıl hastalığı hukuki sebebine dayalı olarak açılan iş bu davada resmi kurul raporu ile davalı kadının şizofreni hastası olduğunun ispatlandığı, dava tarihinden önce kısıtlanarak davalı kadına annesinin vasi olarak atandığı, hastalığının geçmesine olanak bulunmadığının belirtildiği, ortak hayatın davacı erkek için çekilmez hale geldiği, ilk derece mahkemesi tarafından Türk Medeni Kanununun 165 maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, taraflarca boşanma hükmünün de istinaf edilmeksizin kesinleştiği, davalı kadın tarafından açılmış bir karşı dava da bulunmadığına göre özel ve nisbi boşanma sebebi olan akıl hastalığına dayalı iş bu davada tarafların kusurlarının değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre davalı lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığı, açıklanan sebeplerle ilk derece mahkemesince kusur değerlendirmesi...
Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden 02.05.2017 tarihinde alınan raporda müsnet suça karşı suç tarihinde cezai ehliyetini kısmen ve ileri derecede etkileyecek akıl hastalığı olmadığı, cezai ehliyetinin tam olduğu, TCK’nun 32/1 ve 32/2 maddelerinden yararlanamayacağına ilişkin rapor ile birlikte suç tarihi itibarıyla, sanıkta TCK’nun 32/1 ve 32/2. maddeleri kapsamına girebilecek herhangi bir akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan veya Adli Tıp Kanununun 7 ve 23. maddelerine göre oluşturulmuş üniversite hastane heyetinden rapor alınarak sonucuna göre 5237 sayılı Kanunun 32/2 ve 57. maddeleri de nazara alınarak sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden,.......
ın yapılan yargılaması sonunda; akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanmasına dair Hassa Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 17.09.2010 gün ve 2010/159 Esas, 2010/172 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi; 5237 sayılı TCK.nın 32/1. maddesi "Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur," hükmünü öngörmektedir. 32. madde uyarınca akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmemesi, ancak bu kişinin iddia olunan suçu işlemiş olması durumuna ilişkindir....
32. maddesi uyarınca, “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiillerin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiillerle ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış veya önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda, usulünce sağlık kurulu raporu alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, suç tarihinden yaklaşık beş yıl önce alınan Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastahanesi'nin 28/02/2006 tarihli raporu ile yetinilerek eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, b) Akıl hastalığı sebebiyle cezai ehliyetinin bulunmadığından bahisle hakkında 5237 sayılı TCK’nın 32/1. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen sanık hakkında aynı Kanunun 57/1. maddesi gereğince yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına ve aynı Kanunun 57/2. maddesi gereğince “hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastasının, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen...
Türk Medeni Kanununun 405. maddesinde; akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken veya başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı; 408. Maddesinde ise yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her erginin kısıtlanmasını isteyebileceği; 409. maddesinde de, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, kısıtlanması istenilen hakkında sağlık kurulu raporu alınmadan kısıtlanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Eyleme ve yükletilen suça yönelik verilen ceza verilmesine yer olmadığı kararına karşı sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2) Sanık ... hakkında hakaret suçundan verilen hükmün temyizinde; Akıl hastalığı nedeniyle cezai ehliyeti bulunmayan sanığa, CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca istemi aranmaksızın baro tarafından müdafii tayin edilmeden yargılamaya devam edilerek savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle hüküm kurulması, Kabule göre; Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanığa yükletilen suça ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçun kanıtlanması halinde TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle...
Gerekçe 1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında, davalı erkeğin akıl hastalığı nedeniyle kendisine kusur yüklenip yüklenemeyeceği, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 405 ... maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi. 3....
TMK'nun 405/1.maddesinde "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır." düzenlemesi bulunmaktadır. TMK'nun 409/2.maddesinde ise "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hakim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir." düzenlemesi bulunmaktadır. Buna göre akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunduğu öne sürülen kişinin kısıtlanabilmesi için resmi sağlık kurulu raporunda kişinin akıl hastalıkları tanımlanarak kısıtlanması gerektiğinin belirlenmiş olması gereklidir. Dosya içerisinde mevcut 19/07/2019 tarihli Edremit Devlet Hastanesi tarafından verilen sağlık kurul raporuna göre kısıtlı adayının kısıtlanması gerektirir bir hastalığının bulunmadığı belirtilmiştir....
Yaşın küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, ayyaşlık veya bunlara benzer durumlarda bulunma dolayısıyla, fiil ve hareketlerin saikini ve sonuçlarını doğru olarak algılayamayan kişilerin dolandırılması, TCK'nın 158/1-c bendiyle ağırlaştırıcı neden kabul edilmiştir. Algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle kişilerin aldatılması daha kolaydır. Algılama, duyu organları aracılığıyla, olay, nesne ve ilişkileri birbirinden ayırt etme demektir. Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk, uyuşturucu etkisinde bulunma yada bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olan kişilerin aldatılması suçun konusudur. Mağdurda zayıf da olsa bir irade, zayıflamış bilinç var olmalıdır. Akla uygun davranma demek, belli bir olay karşısında normal insanlardan çoğunun izleyeceği davranışa uygun hareket etmek demektir....