Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünüldüğünden, yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmek olamaz. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlâki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir. Dolayısıyla boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacını taşıyan yoksulluk nafakası, hiçbir surette nafaka yükümlüsüne yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmamalıdır. 6....

    HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davacı-davalı erkek vekilinin, kusur belirlemesine, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminata yönelik istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, B-) Davacı-davalı erkek vekilinin, kadının ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının ziynet alacağı davasına yönelik olan C ve ALT BENTLERİNİN KALDIRILARAK, kadının ziynet alacağı davası yönünden YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, BUNA GÖRE; 1- ) Davalı-davacı kadının ziynet alacağı davasının REDDİNE, 2- )Dairemizce reddedilen ziynet alacağı davası için davacı-davalı erkek lehine AAÜT'ye göre tayin ve taktir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı-davacı kadından alınıp davacı-davalı erkeğe verilmesine, 3- ) Davalı-davacı kadının ziynet alacağı davası için yaptığı yargılama giderlerinin...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyaların iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların Uşak Aile Mahkemesinin 2008/...Esas, 2010/... Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını,düğünde davacıya takılan 8 adet bilezik, 25 gramlık 1 adet künye, 22 adet küçük altın ve yarım metre de altın zincirden oluşan ziynet eşyalarının davalı tarafından alınıp iade edilmediğini belirterek,ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

      Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir." Dosya incelendiğinde; tarafların 16/09/2015 tarihinde evlendikleri, müşterek çocuklarının bulunmadığı, taraflarca istinaf edilmemesi nedeniyle asıl davanın reddi, boşanma, ziynet alacağı ve nafaka yönünden kararın kesinleştiği, Mahkeme tarafından 31/12/2021 tarihinde kesinleşme şerhi verildiği anlaşılmaktadır....

      nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davasına, karşı dava; kadın tarafından TMK.'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davasına ve ziynet alacağı davasına ilişkindir. TMK.'nun 166/1- 2 maddesi gereğince "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir." hükmü düzenlenmiştir. Ziynet eşyası alacağı bakımından, Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (koca) tarafından; her iki boşanma davası ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.18.03.2013(Pzt.)...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ..Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı, toplu hükmedilen yoksulluk nafakasına irat şeklinde hükmedilmesi gerektiği, maddi ve manevi tazminat talepleri ve ziynet alacağı talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadının "Reddedilen ziynet alacağı davasına" yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri Kırk Bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ na eklenen ek...

          Ziynet alacağı davası ile bu ziynetlerle katkı yapıldığı iddia edilen bir mal için aynı zamanda katılma alacğı ve değer artış payı alacağı talebinde bulunulmuş ise ve Yargıtay 8.HD'nin ilke ve uygulamaları doğrultusunda ziynetler sebebiyle hesaplanacak değer artış payı alacağı miktarı, davalı lehine denkleştirme yapılması gereken miktar olup bu miktar taşınmazın karar tarihine en yakın güncel değerinden çıkarılarak, ortaya çıkan miktarın katılma alacağı hesabında dikkate alınması gereklidir. Yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, kararın yerinde olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Şöyle ki; Ziynet alacağı davası ve ziynet nedeni ile mallara yapılan katkının talep edildiği mal rejiminden doğan davalar birlikte görülebileceği gibi duruma göre biri diğerinini sonucunu da bekleyebilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek eş tarafından, her iki boşanma davası, fer'ileri, ziynet alacağı, ile para alacağının reddi sebebiyle vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkek eşin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itiraları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadın eş para alacağı talebinde bulunmuş, mahkemece ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir....

              Aylığın kesilmesi üzerine davacı tarafından iş bu dava açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 181. maddesi hükmüne göre; boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler. 6217 Sayılı Kanunun 19. maddesi ile Türk Medeni Kanunun 181. maddesinin ikinci fıkrası değiştirilerek, “Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır” hükmü getirilmiştir. Maddenin içeriğinden de anlaşılacağı üzere, boşanma davasının devamı sırasında ölen tarafın mirasçılarından birinin davaya devam ederek, karşı tarafın evlilikte boşanmaya neden olan olaylarda kusurunu ispatlaması halinde, ilk fıkra hükmü gereği boşanan eş gibi miras hakkını kaybedecektir....

                UYAP Entegrasyonu