Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir. Taraflar 30/07/2010 tarihinde evlenmiş, 05/06/2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 30/01/2014 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK.nun 225/2. m.) Taraflar TMK.nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihinden sonra evlendiğinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar da başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202. m.). Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Eşya Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile davalı tarafından açılan "karşı boşanma ve alacak" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (...) tarafından, hüküm altına alınan ziynet ve çeyiz eşyası alacağı yönünden, davalı-karşı davacı (...) tarafından, diğer tarafın boşanma davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı(nın) temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı(nın) temyiz itirazlarına gelince; a)Davalı-karşı davacı(nın) akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığı görülmektedir....

    İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı ve ziynet alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....

    İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, asıl dava ve karşı dava artık değere katılma alacağı ve değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....

    Somut uyuşmazlıkta tarafların 2006 yılında evlendikleri, 2009 doğumlu ... ve ... isimli ikiz ortak çocuklarının dünyaya geldiği ve 2011 yılında Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma protokolü kapsamında tarafların karşılıklı kabulü ile kadının boşandığı eşinin soyadını kullanmaya devam ettiği davanın açıldığı tarih itibari ile davalı kadının 7 yıldır eşinin soyismini kullandığı anlaşılmıştır. TMK’nin 173/4. maddesi uyarınca kadının boşandığı eşinin soyadını kullanmaya ilişkin iznin kaldırılabilmesi koşulların değişmesi haline bağlı olup, ispat yükü boşanan kadının soyadının kullanılmasında artık menfaati kalmadığı yahut kadının soyadını kullanmasının kendisine zarar verdiği iddiasında bulunan davacıdadır....

      Kadın veya kocanın, diğerinin mal rejiminin devamı sırasında edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteyebilmesi için, mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Bu katkı, ziynet, miras veya bağış yoluyla elde edilen başka malvarlıklarının kullanılması ile toplu olarak yapılabileceği gibi, çalışan eşin gelirleriyle de yapılması mümkündür. Çalışarak, düzenli ve sürekli gelire (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça diğer eşin sahip olduğu malvarlığına yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir....

        Davacı-karşı davalı kadın eşin ziynet alacağı davasından dolayı aleyhine hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusu incelendiğinde; Davacı-karşı davalı kadın eş dava dilekçesinde ziynet alacağı talebinde bulunmuş, talebini nakden iade şeklinde belirtmiş ve dava değerini 100,00 TL olarak açıklamıştır. Akabinde, 24/05/2021 tarihinde ziynet alacağı talebinden feragat ettiğini beyan etmiş, ilk derece mahkemesince kadın eşin ziynet alacağı davasının feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir. AAÜT MADDE 13....

        Davacı-karşı davalı kadın eşin ziynet alacağı davasından dolayı aleyhine hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusu incelendiğinde; Davacı-karşı davalı kadın eş dava dilekçesinde ziynet alacağı talebinde bulunmuş, talebini nakden iade şeklinde belirtmiş ve dava değerini 100,00 TL olarak açıklamıştır. Akabinde, 24/05/2021 tarihinde ziynet alacağı talebinden feragat ettiğini beyan etmiş, ilk derece mahkemesince kadın eşin ziynet alacağı davasının feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir. AAÜT MADDE 13....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma ve Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm manevi tazminat, ziynet alacağı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine şiddet uygulayan ve altınlarını zorla elinden alan koca tam kusurludur. *Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....

          Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve varsa çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK m. 166/2). Mevcut olaylara göre, evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda, açıklanan nedenle davacı kadının boşanma davası isteğinin reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek kadının davasın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....

            UYAP Entegrasyonu