Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi ve birleşen tedbir nafakası ile birleşen boşanma davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacının tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Davalı-davacı tarafından talep edilen nafakanın yıllık toplam miktarı 18.000,00TL olup, istinaf üzerine bölge adliye mahkemesi karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL'yi aşmadığından 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında olup, bölge adliye mahkemesince verilen karar kesindir....

    Davalı; ikametgahının Yalvaç olduğundan yetki itirazında bulunarak, boşanma davasında tedbir nafakasına karar verildiği tarihten sonra gelirinde artma olmadığını, davacının da giderinde artma olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; boşanma davasının reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi nedeni ile açılan tedbir nafakası davasının konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; tedbir nafakası istemine ilişkindir. Evlilik birliği içerisinde şartlar oluştuğu taktirde tedbir nafakası davası her zaman açılabilir....

      Ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması (Md.195-201) hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir ve MK. md.201 uyarınca nafaka isteyen eş yerleşim yerinde açtığı dava ile tedbir alınmasını; nafaka verilmesini isteyebilir. Tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki, tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Ayrıca, nafaka alacaklısı davacı; davasını ikametgahında açabilecekken, boşanma davasında yetkili mahkemeler buna göre daha sınırlıdır. Birleştirme durumunda yetkili mahkeme davacı aleyhine sınırlandırılmaktadır....

        Dosyanın incelenmesinde; ilk derece mahkemesinin 14/07/2020 tarih, 2019/32 E. 2020/227 K. sayılı kararı ile müşterek çocuk için aylık 350 TL tedbir - iştirak nafakası takdirine karar verildiği, ilgili kararın yalnızca davalı tarafça istinaf edildiği, bu anlamda müşterek çocuk için takdir edilen tedbir - iştirak nafakası miktarları bakımından davalı lehine usuli kazanılmış hak meydana geldiği halde mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın velayeti anneye verilen müşterek çocuk lehine aylık 700 TL tedbir, aylık 1.000 TL iştirak nafakası takdirine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir....

        "Davacı T1 yararına dava tarihi olan 26.04.2018 tarihinden boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davalı T3 alınarak davacı T1'e verilmesine, tedbir nafakasının kararın kesinleştiği tarihten itibaren aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine" "03.09.2018 doğumlu, TC kimlik numaralı, müşterek çocuk Hakan Poyraz Öz için çocuğun doğum tarihi olan 03.09.2018 tarihinden itibaren boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakasının davalı T3 alınarak davacı T1'e verilmesine, tedbir nafakasının kararın kesinleştiği tarihten itibaren aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine" II-Gündoğmuş Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 02.05.2019 tarih, 2018/24 esas ve 2019/17 karar sayılı ilamına ilişkin davacı T1 vekilinin tüm, davalı T3 ise sair istinaf taleplerinin ESASTAN REDDİNE, (HMK.m.353/1.b-1) III- 1...

        Ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik hükümler de aynı kurala tabidirler. Ancak, boşanma ilamı kesinleştiği takdirde, tazminat,vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin takibe konulabilmesi için nitelikleri gözetilerek kesinleşmeleri gerekli değildir (HGK. 28.2.2001 tarih, 2001/12-206 E. 2001/217 K. ). Anılan Yasa maddesinde, tedbir nafakasının infazı, ilamın kesinleşmesine bağlı tutulmamıştır. Somut olayda; .......... 5. Aile Mahkemesi'nin 18/09/2015 tarih, 2014/425 E. 2015/656 K. Sayılı boşanma ilamı ekinde hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakası alacaklarının tahsili amacıyla, boşanma hükmü kesinleşmeden ilamlı icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Her ne kadar boşanma ilamı kesinleşmeden, ekinde hükmedilen tazminat alacakları icra takibine konu edilemez ise de tedbir nafakasının infazı ilamın kesinleşmesine bağlı değildir....

          Yukarıdaki yasal düzenleme dikkate alındığında mahkemce, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmak suretiyle davalı kadın için dava tarihinden boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken, boşanma kararının kesinleştiği gerekçesiyle tedbir nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulüne karar verilerek, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmak suretiyle davalı kadın için dava tarihinden boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 150,00 TL tedbir nafakası takdiri ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir....

            SONUÇ : Yukarıda 1. ... gösterilen sebeple temyiz dilekçesinin boşanma hükmüne ilişkin olarak reddine, 2. ... gösterilen sebeple hükmün tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat yönünden BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.09.02.2015(Pzt.)...

              Yabancı mahkemelerce verilen boşanma hükümleri Türk Mahkemelerince tanınmakla, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan geçerli olmak üzere hüküm ve sonuç doğurur (5718 s. MÖHUK m. 59). O halde tarafların evliliği yabancı boşanma ilamının kesinleştiği 04.05.2011 tarihinde son bulmuştur. Eldeki dava ise evlilik birliğinin sona erdiği tarihten sonra 07.09.2012 tarihinde açılmıştır. Boşanma davası sırasında hükmedilen geçici tedbir nafakası Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır” şeklindedir. Boşanma ve ayrılık davalarının devamı sırasında geçici önlemlere hasren düzenlenen tedbir nafakası ancak evlilik birliğinin devamı sırasında ve fakat boşanma davasının açılmasıyla mümkündür....

                DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Tedbir Nafakası ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından ziynet eşyası alacağı yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri, nafakaların miktarı ve tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkek vekili vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak verdiği 14.04.2016 tarihli dilekçesiyle temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, davacı-davalı erkeğin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a- Davalı-davacı kadın vekili vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak verdiği 06.05.2015 tarihli dilekçesiyle, asıl davada verilen boşanma kararına yönelik temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden...

                  UYAP Entegrasyonu