Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 4733 sayılı Yasaya aykırılık HÜKÜM : Hükümlülük Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Dava konusu eşyanın miktar itibariyle kişisel kullanım sınırları içinde kalmasına, dosya kapsamı ve sanığın aşamalardaki savunmalarında ele geçen sigaraları ticari amaç için değil, kişisel kullanım amacıyla satın aldığını beyan etmesine göre; sanığın savunmasının aksine, ele geçen sigaraları ticari amaçla bulundurduğuna ilişkin cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilerek beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre; 1-5237 sayılı TCK.nun 53.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1.fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa...

    SAVUNMA:Boşanma davalısı T1 sunmuş olduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: davacı eşinin yalan ve iftiralarla uydurduğu gerekçelerle açmış olduğu boşanma davasını kabul ettiğini, eşinin, ailesinin baskısı ve yönlendirmesiyle hareket edip İzmir'de guatr ameliyatı olmaktayken kendisini boşamaya karar vererek dava açtığını, bununla birlikte davacının müşterek çocuğunu bir senedir arayıp sormadığını, yine davacının kendisi için "Beni evden kovdu" ifadesinin bir erkeğe yakışmadığını, tüm bu sebeplerden dolayı boşanmalarına, müşterek çocuklarının velayetinin kendisine verilmesine ve boşanma halinde kendisi için 750,00.TL, kızı için de 500,00.TL nafaka ile toplamda 50.000,00.TL maddi ve manevi tazminat talep ettiğini beyan etmiştir. DELİLLER: Taraf beyanları, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Kişisel Eşya Alacağı-Kişisel İlişki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, tazminatlar, nafakalar, ziynet ve kişisel eşyaların iadesi yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise asıl davanın kabulü ve ziynet eşyalarının iadesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Boşanma ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların boşanma ve fer'ilerine yönelik yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Tarafların ziynet alacağı istemine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk derece mahkemesince hükmolunan ziynet alacağının miktarı 15.940,00 TL, reddedilen ziynet alacağı...

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesini ve dilekçede ileri sürülen iddiaları kabul etmediklerini, tarafların kendilerine ait ayrı bir ikametlerinin bulunduğunu, ayrı evde yaşadıklarını, ziynet alacağı ve buna dair taleplerin boşanma davasının konusu olmaması nedeni ile reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; davacı tarafından açılan davanın reddine karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tanığı Rumeysa Alper'in dinlenmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava kişisel eşyanın iadesi davasıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; boşanma davasına karşı açtığı ve tefrik edilen davada; davalının evden zorla kovduğunu, ziynet, çeyiz, şahsi eşyalarının davalıda kaldığını belirterek; ziynet ve kendisine ait eşyaların aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla 37.675,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; düğünde takılan ziynetlerini eşi askerde olduğu dönemde kayınvalidesinin "kızım ziynetlerini getir bizim eve koyalım" demesi üzerine kayınvalidesine teslim ettiğini, o günden sonra da ziynetlerini hiç almadığını, boşanma davası sürerken ortak konuttan sadece kıyafetlerini alarak ayrıldığını, düğünde takılan ziynetlerini ise davalının ailesiyle ortak yaşadığı konutta bıraktığını belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 12.000 TL bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kişisel ilişki, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk ile davalı arasında, kişisel ilişki " aynı şehir", "ayrı şehir" ayırımı esas tutularak farklı düzenlenmiştir. Davacı ile çocuğun ...'da, davalının ise ...'da oturdukları anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (kadın) tarafından boşanma davasının gerekçesi, kişisel ilişki ile nafaka ve tazminatların miktarı yönünden, davalı (koca) tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı (koca)’nın tüm, davacı (kadın)'ın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişkiden amaç, çocuğun fikri ve bedeni gelişiminin sağlanması yanında, annelik ve babalık duygularının da tatminini sağlamaktır....

              Davalı (koca) karar düzeltme talep ederek boşanma kararının hatalı olduğu ve müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmadığı gerekçesi ile onama kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Kişisel ilişki kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece müşterek çocuk ile velayeti kendisine verilmeyen taraf arasında kişisel ilişki düzenlemesi zorunludur. Ne var ki bu yön ilk incelemede gözden kaçtığından davalı (koca)'nın kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 28.05.2014 gün ve 2014/1239 esas, 2014/11734 karar sayılı onama ilanımın kişisel ilişki yönünden kaldırılarak hükmün bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır....

                  UYAP Entegrasyonu