Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Dava konusu eşyanın miktar itibariyle kişisel kullanım sınırları içinde kalmasına, dosya kapsamı ve sanığın aşamalardaki savunmalarında ele geçen içkileri ticari amaç için değil, kişisel kullanım amacıyla satın aldığını beyan etmesine göre; sanığın savunmasının aksine, ele geçen içkileri ticari amaçla bulundurduğuna ilişkin cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilerek beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 1-Suç tarihi itibariyle sanıktan ele geçirilen kaçak eşyanın niteliğine göre 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerekirken, 5607 sayılı Yasanın...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı Yasaya Muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Dava konusu eşyanın miktar itibariyle kişisel kullanım sınırları içinde kalmasına, dosya kapsamı ve sanığın aşamalardaki savunmalarında ele geçen sigaraları ticari amaç için değil, kişisel kullanım amacıyla satın aldığını beyan etmesine göre; sanığın savunmasının aksine, ele geçen sigaraları ticari amaçla bulundurduğuna ilişkin cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilerek beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule Göre; 1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliği itibariyle sanığın eyleminin 4733 sayılı Yasa'nın 8/4.madde fıkrası kapsamında kaldığı düşünülmeden oluşa ve dosya kapsamına...

      Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kadına özgü olmayan ziynetler ise kime takılmış ise ona bağışlanmıştır. Hukuk Genel Kurulunun 05.05.2004 tarihli ve 2004/4- 249 E. ve 2004/247 K. sayılı kararında ve 04/03/2020 tarihli ve 2017/3- 1040 Esas No, 2020/240 Karar sayılı kararında aynı ilke benimsenmiştir. 4721 sayılı TMK.nun 220.maddesinde kişisel mallar sayılmıştır. Kanun gereğince kişisel malların birincisi eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, ikincisi mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, üçüncüsü manevi tazminat alacakları, dördüncüsü ise kişisel mallar yerine geçen değerlerdir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafında her iki dava yönünden; davalı-davacı koca tarafından ise velayet, kişisel ilişki, iştirak nafakası ve manevi tazminat miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı kadının, harcı ve kaydı bulunmayan katılma yolu ile temyiz talebinin incelenmesine yer olmadığına, 2-Davalı-davacı kocanın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Kişisel ilişki ile çocuğun sağlıklı kişisel gelişimi yanında, ana ve babalık duygularının tatmini de gözetilir....

        Bu husus nazara alınmadan, hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatlara "davanın açıldığı tarihten itibaren" yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. 3-Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk.... 2012 doğumlu olup baba yanında yatılı kalmasına engel yoktur....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; TMK m. 163.uyarınca açılan davanın reddine, TMK 166/1 maddesi gereğince açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, 25.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminatın davalı erkek eşten tahsili ile davacı kadın eşe verilmesine, karşı davanın boşanma yönünden reddine, karşı davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, karşı davacının kişisel eşya taleplerinin reddine karar verilmiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; evlilik birliğinin, kadının müşterek konutu terk etmesi ve uzun zamandan beri müşterek konuta dönmemesi nedeniyle sağlanamadığı, davalı-k.davacı kadının meydana gelen olaylarda tam kusurlu olduğu, kadının karşı boşanma davasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle kocanın asıl boşanma davasının kabulüne, kadının karşı boşanma davasının reddine, kadına düğünde takılan ziynet eşyalarının emaneten alındığı, düğünden sonra iade edileceği hususunun davalı-k.davacı tarafça bilindiği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının, eşya alacağı davasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine hükmedilmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı tarafından açılan işbu davada tarafların hazırladıkları protokol ile velayeti anneye bırakılacak çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin annenin gözetimi altında iki haftada 1 saat olacak şekilde kararlaştırıldığı, mahkeme tarafından bu düzenlemenin makul görülmediği için taraflara kişisel ilişki konusunda öneride bulunduğu, her iki tarafın da mahkemenin önerisine muvafakat etmeleri nedeni ile mahkemece bu doğrultuda kişisel ilişkinin düzenlendiği, ancak davacı tarafından verilen kararın münhasıran kişisel ilişkiye yönelik olarak istinaf edildiği görülmekle, mahkemece tarafların kişisel ilişki konusunda görüşleri alınarak taraflar anlaşırlar ise ve bu da mahkeme tarafından onaylanır ise bu doğrultuda kişisel ilişki tesis edilmeli, eğer taraflar kişisel ilişki konusunda anlaşamazlar ve mahkemenin önerisini de kabul etmezlerse davaya çekişmeli boşanma davası olarak devam etmesi gerekeceğinden, davacının istinaf talebinin kabulü...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Çocukla Kişisel İlişki Kurulması-Ziynet Eşyası İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları, kişisel ilişki süresi ile ziynet talebinin reddi yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve davacı-davalı kadın yararına hükmedilen tazminatlar, nafakalar, kendi tazminat taleplerinin reddi ve kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14.03.2016 günü duruşmalı temyiz eden davacı-davalı ... vekili Av. ... ve karşı taraf duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... geldi....

            Dosyanın incelenmesinden, taraflar arasında 30/11/2015 tarihinde açılan karşılıklı boşanma davasında tedbiren müşterek çocuk ile baba arasında çocuğun yaşına uygun olarak her ayın 1.ve3.haftası Cumartesi saat. 10.00 ile 16.00 arası olacak şekilde kişisel ilişki kurulduğu, mahkemece boşanma davalarının reddine karar verilerek kararın yasa yollarından geçmek suretiyle 29/09/2016 tarihinde kesinleştiği, müşterek çocuğun boşanma dava tarihinden itibaren davalı annenin yanında yaşadığı anlaşılmaktadır. Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktadır. Bu sebeple, kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Ancak, kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır....

            UYAP Entegrasyonu