Dava, eşler arasında boşanma davasından bağımsız olarak açılmış, kişisel eşyanın iadesi ve müşterek alınan eşyalara ilişkin olarak katkı payı istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin dava konusu edilen kütüphaneye ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin bulabildiği şahsi eşyalarını alarak müşterek evden ayrıldığını bazı antika mefruşatı ile taraflarca ortak alınan ev eşyalarının davalıda kaldığını belirterek şahsi eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelinin tahsilini ortak alınan eşyaların ise bedelinin yarısının tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kadına özgü olmayan ziynetler ise kime takılmış ise ona bağışlanmıştır. Hukuk Genel Kurulunun 05.05.2004 tarihli ve 2004/4- 249 E. ve 2004/247 K. sayılı kararında ve 04/03/2020 tarihli ve 2017/3- 1040 Esas No, 2020/240 Karar sayılı kararında aynı ilke benimsenmiştir. 4721 sayılı TMK.nun 220.maddesinde kişisel mallar sayılmıştır. Kanun gereğince kişisel malların birincisi eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, ikincisi mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, üçüncüsü manevi tazminat alacakları, dördüncüsü ise kişisel mallar yerine geçen değerlerdir....
ve fer'ileri yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içerisinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi'ne temyiz kanun yolu açık olmak, kişisel eşyanın iadesi davası yönünden HMK'nın 362/1- a maddesi uyarınca kesin olmak üzere OY BİRLİĞİ ile karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; TMK m. 163.uyarınca açılan davanın reddine, TMK 166/1 maddesi gereğince açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, 25.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminatın davalı erkek eşten tahsili ile davacı kadın eşe verilmesine, karşı davanın boşanma yönünden reddine, karşı davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, karşı davacının kişisel eşya taleplerinin reddine karar verilmiştir....
Maddeleri uyarınca boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddi ve 8.000,00 TL manevi tazminata, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında anne gözetiminde kişisel ilişki kurulmasına, erkeğin karşı boşanma davası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir. Davalı-karşı davacı erkek vekili; erkeğin reddedilen boşanma davası ve fer'ilerine, kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'ilerine, kusur tespitine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava ve karşı dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....
Bu itibarla, davalı/davacı erkeğin boşanma davalarından bağımsız olarak açtığı kişisel ilişki düzenlemesi (TMK md. 197/4 ve 323) davası konusuz kalmadığından toplanan delillere göre, istem hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. 2- Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK.md.181/1- 2). Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2)....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanma kararında kişisel ilişkiye dair yer alan düzenlemede, kişisel ilişkiye dair düzenlemenin aynen hükme geçtiği, kişisel ilişkiye dair hükümde "...anne ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi uyarınca boşanmışlar, velayet anneye bırakılmış ve çocukla kişisel ilişkisi düzenlenmiş, bu karar temyiz edilmeden 22.06.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise, velayet hakkına sahip anne tarafından boşanma kararının kesinleşmesinin üzerinden bir ay gibi kısa bir süre geçtikten sonra 31.07.2015 tarihinde açılmıştır. Boşanma ilamında düzenlenen kişisel ilişkinin değiştirilmesini gerektirecek bir olgu, durum ve şartlarda bir değişiklik ispatlanamamıştır. Bu durumda davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile davanın kabulü doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar anlaşmalı olarak boşanmışlar, anlaşmaları gereğince velayet anneye bırakılmış ve davalının çocukla kişisel ilişkisi tarafların anlaştıkları şekilde düzenlenmiş, bu karar 07.11.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise, velayet hakkına sahip anne tarafından boşanma kararının kesinleşmesinin üzerinden iki ay gibi kısa bir süre geçtikten sonra 14.01.2015 tarihinde açılmıştır. Boşanma ilamında düzenlenen kişisel ilişkinin değiştirilmesini gerektirecek bir olgu, durum ve şartlarda bir değişiklik ispatlanamamıştır. Bu durumda davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile davanın kabulü doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından; velayet ve kişisel ilişki düzenlemeleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, boşanma davasının reddine karar verildiği, ortak çocukların velayetinin anne ve babada bulunduğu, kişisel ilişki için ise ayrı bir dava açılmadığı halde velayetin anneden alındığından bahisle anne ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlemesi usul ve kanuna aykırıdır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....