Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davacı-davalı erkek vekilinin tüm istinaf talebinin, davalı-davacı kadın vekilinin ise yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat dışındaki tüm istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davalı-davacı kadın vekilinin, yoksulluk nafakası miktarına, maddi-manevi tazminat talebinin reddine yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 6.bendi ile 5.bendindeki yoksulluk nafakasına yönelik kısmın KALDIRILARAK yerine yeniden hüküm tesisine, (5.bentteki tedbir nafakasına yönelik kısmın 5a bendi olarak aynen muhafazasına, BUNA GÖRE; 5.bentteki yoksulluk nafakası yerine geçmek üzere 5b bendi olarak: Boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 700,00TL yoksulluk nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına ödenmesine, 6.bent yerine geçmek üzere: a-Davacı-davalı erkeğin maddi-manevi tazminat talebinin reddine, b-Davalı-davacı kadın için...

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davacı-davalı erkek vekilinin tüm istinaf talebinin, davalı-davacı kadın vekilinin ise yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat dışındaki tüm istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davalı-davacı kadın vekilinin, yoksulluk nafakası miktarına, maddi-manevi tazminat talebinin reddine yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 6.bendi ile 5.bendindeki yoksulluk nafakasına yönelik kısmın KALDIRILARAK yerine yeniden hüküm tesisine, (5.bentteki tedbir nafakasına yönelik kısmın 5a bendi olarak aynen muhafazasına, BUNA GÖRE; 5.bentteki yoksulluk nafakası yerine geçmek üzere 5b bendi olarak: Boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 700,00TL yoksulluk nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına ödenmesine, 6.bent yerine geçmek üzere: a-Davacı-davalı erkeğin maddi-manevi tazminat talebinin reddine, b-Davalı-davacı kadın için...

Boşanma ile kadının yoksulluğa düşeceği, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, okul çağında ise okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu birlikte değerlendirilerek davacı kadın lehine tedbir-yoksulluk, müşterek çocuk lehine tedbir-iştirak nafakası takdiri ve miktarı isabetsizlik olmamakla tarafların bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kusursuz veya daha az kusurlu taraf kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi ve manevi tazminat isteyen davacı kadının davalı erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının boşanma sonucu en azından davacı erkeğin maddi desteğini yitireceği ve kişilik haklarının zedelendiği gözetilerek uygun bir maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Davalının evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, evden kovduğu ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, her çocuk için 200,00'er TL iştirak nafakasına, kadın yararına 500,00 TL yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddi tazminata, 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü, velayet, tazminat ve nafakalar yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir. Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; velayetin babaya verilmesi gerektiğini beyanla sadece velayet yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1- 2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ile fer'ileri istemine ilişkindir....

İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma (TMK m. 166/1), birleşen dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma ve nafaka istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir". TMK'nın 174. maddesine göre; "Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir."...

Kadın lehine maddi - manevi tazminat verilmesi açısından: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitireceği, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alındığında kadın yararına maddi tazminat verilmesinin yerinde olduğu, takdir edilen maddi tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

Boşanma ile kadının yoksulluğa düşeceğinin ekonomik sosyal durum raporuyla sabit olmasına, kadının yapılan yargılama neticesinde kusursuz bulunmasına, müşterek çocukların yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçlarına göre hükmedilen iştirak nafakaları yeterli olup, ancak yoksulluk nafakası tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, günün ekonomik şartlarına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine göre düşüktür. Aylık 450,00 TL yoksulluk nafakasının nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek davalı kadının yoksulluk nafakasına yönelik istinafı kabul, iştirak nafakasına yönelik istinafı ise reddedilmiştir. Mevcut veya beklenen menfaatleri, kişilik hakları boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf kusurlu taraftan uygun bir maddi ve manevi tazminat isteyebilir....

Mahkemece ilkin 2015/160 Esas sayısı ile özetle; "...tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar lehine aşamada belirlenen nafakaların karar kesinleşene kadar devamına, kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren müşterek çocuk Eslem yararına aylık 200 TL. iştirak nafakasına, davacının yoksulluk nafakası tazminat taleplerinin reddine, davalı tarafın tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine ve yasal sonuçlarına" karar verilmiş, karara karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mah. 2.HD.nin 2017/2122 E-2018/3455 K....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kusurlu tarafın davacı olduğunu, bu nedenle tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, davacı tarafın boşanma dışındaki taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/3 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, babayla çocuk arasında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk için aylık 400 TL iştirak nafakası takdirine, davacı için 15.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminat takdirine, davacının tedbir - yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....

Mahkemece her iki boşanma davasında da, bu davaların esasını oluşturan boşanma talepleri konusunda ayrı ayrı hüküm kurulması gerekmekle birlikte, erkeğin evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m.166/1) dayalı boşanma davası ile, kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m.166/1) dayalı birleşen boşanma davası için ayrı ayrı kusur belirlenerek, sonucunda boşanma davalarının eki niteliğinde bulunan tazminat talepleri konusunda ayrı ayrı değerlendirme yapılması doğru olmamıştır. Evlilik birliği sona erinceye kadar herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar birlikte değerlendirilip tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddi ve manevi tazminatlar ile, yoksulluk nafakası konularında, her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir....

UYAP Entegrasyonu