Asliye Ceza Mahkemesi) SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Mahkûmiyet İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanın aşamalardaki beyanları, savunma ile bunu doğrular mahiyetteki Çağla'nın mahkeme ifadesi nazara alındığında, suç tarihinden önce katılanla boşanan sanığın, mahkeme kararıyla velayeti katılana verilip şahsi ilişki tesis edilen Çağla'yı olay günü alıp zamanında geri götürmesinin ardından, katılanla yaşanan tartışma nedeniyle evden ayrılıp kendisini almasını isteyen Çağla'yı dışarıda kalmaması için alarak evine getirdiği tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, sanığın kanuni unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.04.2018 tarihinde...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanılan Kocanın Soyadını Taşımaya İzin Verilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, incelemenin duruşmalı yapılması talebiyle temyiz edilmiş ise de, boşanan eşin soyadını kullanmaya izin verilmesine ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine karar verilip, evrak incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca...
Anılan 56'ncı maddede, oldukça yalın olarak “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” ibareleri yer almakta olup, kanun koyucu tarafından örneğin; “sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan”, “hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan”, “gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan” veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....
G E R E K Ç E : 506 sayılı Yasa'nın 68. maddesinde, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigorta'ya, Emekli Sandıkları'na tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına, ölen sigortalının aylığının oransal olarak bağlanacağı; bağlanan aylıkların Sosyal Sigorta'ya, Emekli Sandıkları'na tabi işlerde çalışmaya, buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takip eden devre başından itibaren kesileceği düzenlenmiş iken, 5510 sayılı Yasa'nın 34. maddesinde, ölen sigortalının aylığının oransal olarak, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlara bağlanacağı düzenlenmiş; aynı Yasa'nın 56. maddesinde 506 sayılı Yasa'da olmayan bir düzenleme getirilerek eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu...
Somut olayda, davacı sigortalı olmayıp kendi çalışmalarından dolayı gelir ve aylık da almadığından, davacıya babasının 1479 sayılı Kanun' a tabi hizmetleri üzerinden aylık bağlanması gerektiği göz ardı edilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 19/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davacı sigortalı olmayıp kendi çalışmalarından dolayı gelir ve aylık da almadığından, davacıya annesinin 1479 sayılı Kanun' a tabi hizmetleri üzerinden aylık bağlanması gerektiği göz ardı edilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine , 26.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davacı sigortalı olmayıp kendi çalışmalarından dolayı gelir ve aylık da almadığından, davacıya babasının 1479 sayılı Kanun' a tabi hizmetleri üzerinden aylık bağlanması gerektiği göz ardı edilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davacı sigortalı olmayıp kendi çalışmalarından dolayı gelir ve aylık da almadığından, davacıya babasının 1479 sayılı Kanun' a tabi hizmetleri üzerinden aylık bağlanması gerektiği göz ardı edilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 12.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
4956 sayılı Yasa, 08/08/2003 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş ve bu kez 1479 sayılı Yasanın 45/c maddesi "yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Yasa ile diğer sosyal güvenlik Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'i," oranında aylık bağlanır.” şeklinde değiştirilmiştir....
Her bir Yasa kendi sigortalıları açısından hüküm ifade eder. Açıkça atıf yapılmadıkça diğer yasa hükümleri dikkate alınamaz. Zira 45/3. maddedeki "1479 sayılı Kanun ve diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamında çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almayan" ............ çocuklarına aylık bağlanacağı ifadesi bu niteliktedir. Bu ifade dahi ............ çocuklarının, diğer sosyal güvenlik kurumlarından kendi çalışmaları dışında (kocalarından- çocuklarından) aylık almalarını 1479 sayılı Yasaya tabi ana veya babadan ölüm aylığı bağlanmasına engel olarak kabul etmemektir. Özetle, 1479 sayılı Yasanın 46/2. maddesi hükmü sadece 1479 sayılı Yasaya göre hem kocadan hem ana veya babadan ölüm aylığına hak kazanılması halinde uygulanabilir....