Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, babalığın tespiti davasında çocuk adına açılan davalarda hak düşürücü sürenin olmadığı, davacı tarafından babalık davası ile ile birlikte talep edilen mali haklara ilişkin herhangi bir hak düşürücü sürenin ise Kanun’da düzenlenmediği ve yasal temsilci ile çocuk arasında çıkar çatışması olduğu durumlarda çocuğa kayyım atanarak taraf teşkilinin sağlanması gerektiği hususları bir bütün olarak değerlendirilmek suretiyle istinaf incelemesi yapılması gerekirken davanın hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 30.06.2022 (Per.)...

    yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; suça sürüklenen çocuk için atanan müdafii ücretinin yargılama gideri olarak tahsiline karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden zorunlu müdafii ücretinin yargılama giderinden çıkarılarak hükmün yargılama giderine ilişkin bendindeki "1483 TL" ibaresinin "985.00 TL" şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu düzenleme de 506 sayılı Yasanın 68/VI maddesinin 4958 sayılı Yasa ile değiştirilen haline göre farklı düzenleme getirerek “kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları” halini aylık kesme nedeni olarak öngörmüş olup, bu çerçevede kendi çalışmaları üzerinden 506 sayılı Kanun kapsamında 01.10.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması nedeniyle, davacının, babası üzerinden davaya konu ölüm aylığını almasının mümkün olmadığının belirgin olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; müşterek çocuğun adını davalının tek taraflı belirlediğini, taraflar arasındaki boşanma davasının derdest olması nedeni ile davacının doğumdan 1 ay sonrasına kadar müşterek çocuğu göremediğini, çocuğun isminin nüfusa anne tarafından "Rüzgar Yusuf" olarak kaydedildiğini, hiçbir şekilde davacının fikrinin sorulmadığını, tarafların ortak kararının çocuğun isminin Rüzgar olması yönünde olduğunu, davacının çocuğa Yusuf isminin konulmasını istemediğini, ilk çocuğa isim konulurken davacının kendi babasının ismini ikinci isim olarak vermek istediğinde, davalının "büyüklerimizin ismini karıştırmayalım" diyerek reddettiğini, sonradan boşanma davasının yarattığı öfke ile müşterek çocuğa kendi dedesinin adını verdiğini beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

        ya ait evlerde cebir, tehdit hile olmaksızın hürriyetlerinden yoksun kılındıkları anlaşılmakla, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.12.2015 tarihli 2014/14-198 Esas 2015/428 Karar, 17.02.2015 tarihli 2014/14-307 Esas 2015/8 Karar sayılı kararları nazara alındığında, onbeş yaşını tamamlamamış olan mağdurelerin kendi özgür iradesi ile serbestçe hareket etme hakkı, niteliği itibariyle üzerinde mutlak surette tasarrufta bulunabileceği bir hak olmadığından, bu hakkının ihlaline yönelik olarak sanıklar tarafından gerçekleştirilen eylemlerle ilgili gösterdikleri rıza hukuken geçerli sayılmadığından, sanıkların eyleminin 5237 sayılı TCK'nin 37/1. maddesi delaletiyle her bir mağdureye yönelik, ayrı ayrı 109/1, 3-b-f maddesinde düzenlenen birden fazla kişiyle birlikte çocuğa karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek sanıkların TCK'nın 234/3. maddesi gereğince mahkumiyetlerine karar verilmesi, Yasaya aykırı sanıkların...

          ın, kendi savunması ile de sabit olduğu üzere mağdurun okuduğu okulu ve kaçıncı sınıfta olduğunu bilmesi, olay günü mağduru çevrede iyi tanınmayan diğer sanık ...'in evine götürmesi, yine sanık ...'un kızı olan tanık ... ile mağdurun arkadaş olması karşısında; sanıkların mağdurun yaşının 15 'den küçük olduğunu bilmemelerinin mümkün olmayacağı ve bu bağlamda sanıkların eyleminin çocuğa karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturacağı anlaşılmakla, suçu TCK.nın 37 kapsamında iştirak halinde işleyen sanıkların TCK.nın 37, 109/1, 3-f maddeleri gereğince cezalandırılmalarına karar verilmesi gerekirken, haklarında, yazlı şekilde beraatlerine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan mağdur vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. madesi gereğince BOZULMASINA, 14.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Kasten Yaralama HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığı Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; Hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen suça sürüklenen çocuğa, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2012 tarihli 2011/4-415 Esas, 2012/92 Kararı ve 5271 sayılı CMK'nin 327/1 maddesi uyarınca sadece kendi kusurundan ileri gelen yargılama giderlerinin yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde suça sürüklenen çocuğun katılan lehine vekalet ücretinin ödemesine ve yargılama giderinden sorumlu tutulmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeple 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321...

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanan Kadının Kocasının Soyadını Kullanmasına İzin Verilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.28.11.2012 (Çrş.)...

                Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak " eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup, kanun koyuca tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....

                  Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda, çocuğa adli merci önündeki kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu