Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içeriğine kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, BK. 18.maddesindeki muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak her zaman dava açabileceğine göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve Aşağıda dökümü yazılı 1,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 12.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın ara karar yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı ...Kimyevi Maddeleri İthalat İhracat San. ve Tic. A.Ş. tarafından İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkin dava dilekçesinde, dain-i mürtehin kaydı tesisine ilişkin tasarrufun muvazaalı olduğunu belirterek işlemin hükümsüzlüğüne karar verilmesini ve müvekkili lehine ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir....

      Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalıların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2.205,63 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 24.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava, 6183 SK'nun 24. vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 SK'nun 26.maddesinde tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması öngörülmüştür. Söz konusu süre hak düşürücü süre olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Somut olayda dava konusu taşınmaz 7.5.2007 tarihinde davalı ... ... tarafından 5.kişi konumunda bulunan davalı ...'a satılmış, eldeki dava ise 17.7.2012 tarihinde açılmıştır. Bu durumda, mahkemece hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken farklı gerekçeyle reddine karar verilmiş ise de bu husus yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden sonucu itibariyle doğru olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

          Mahkemece, borcun doğumundan sonra eşler arasında yapılan tasarrufun İİK'nun 278/3-1 maddesi gereğince iptali gerektiğinden bahisle ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, İİK'nin 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Somut olayda davacının takibinin dayanağını oluşturan bonolar 29.09.2010 ve 20.09.2010 tarihli olup tasarruf ise bu tarihlerden önce 26.05.2010 tarihinde yapılmıştır. Ancak karar ön inceleme oturumunda henüz tahkikat aşamasına geçmeden verildiğinden davacı alacaklıya borcun önceden doğup doğmadığını ispat imkanı tanınmamıştır....

            Dava, İİK’nin 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Somut olayda, dava konusu araç borcun doğumundan sonra aciz durumunda olan borçlu tarafından 15.11.2010 tarihinde davalı şirkete satılmıştır. Dosya içerisindeki mevcut ticaret sicil kayıtlarından davalı şirketlerin aynı gruba ait şirketler olduğu ve ortakları arasında yakın organik bağ olduğu, aynı soy isme sahip kişilerden oluşan aile şirketleri olduğu anlaşılmaktadır....

              Dava, İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptaline ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, İİK’nın 284. maddesinde öngörülen sürenin hak düşürücü nitelikte olmasına ve hakim tarafından re’sen nazara alınmasında zorunluluk bulunmasına, davacı takibinin ilama dayalı yapılmış olmasının da tasarrufun iptali davasında hak düşürücü süreyi uzatamayacağına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2-Davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olmasından dolayı reddedilmesi halinde davalılar vekili yararına maktu vekalet ücreti yerine nisbi vekalet ücreti verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu husus yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden kararın HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekir....

                Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere, tasarrufun iptali davalarında diğer dava koşullarının yanında, tasarrufun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması gerekir. Dava konusu olayda, davacının alacağı 23.04.2012 ve 27.04.2012 tarihli çeklere dayanmakta, tasarruf ise bundan önce 28.09.2011 tarihinde yapılmıştır. Davacı alacaklıda borcun bu tarihten önce 10.08.2011 tarihinde doğduğunu ileri sürmüştür. Bozma ilamında tarafların ticari defterlerinde inceleme yapılması istenilmiş ancak davacı vekili şirketin kendisine ait olmadığından ticari defter sunamayacağını, ancak borç kaynağı çeklerin dip koçanlarının bankaya ibraz tarihinin sorulmasını talep etmiş mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmamıştır. Borcun doğumunun tasarruf tarihinden önce olduğunu ispat külfeti davacı alacaklıya aittir....

                  Mahkemece, davanın İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptaline ilişkin olduğu davacının icra takibi yapmadığı ve aciz belgesi olmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı ve davalı ...’in de taşınmazı diğer davalıdan değil, dava dışı...’den satın aldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalı ...’nın hileli olarak taşınmazı devrettiğinden söz ederek tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tescilini istemiştir. Davacı tarafından aşamalarda davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamıştır. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olsada, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü süre geçirilmiş olsada Borçlar Kanunu 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür....

                    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlu ... aleyhine 26.06.2013 keşide tarihli , 21.000 TL bedelli bonoya dayalı olarak Eskişehir 4....

                      UYAP Entegrasyonu