Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Davalılar tarafından süresinde yapılmış işbölümü ve yetki itirazı bulunmamasına, mahkemenin görevli olmasına göre, davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

    Bozmaya uygun yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacının bu davadaki amacı, yaptığı icra takibi nedeniyle alacağını tahsil edebilmek için yapılan taşınmaz satışının kendisi yönünden geçersizliğini sağlamak olduğu, davacının bu hakkının ayni değil şahsi sonuç doğurduğu, davada tasarrufun iptali sebeplerinin olması halinde İİK'nun 283/1. maddesi uyarınca iptal ve tescil olmaksızın, taşınmazın haciz ve satışına karar verilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece dava konusu taşınmazın davalılar arasındaki satış işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya Uşak 2....

      tasarrufun iptali davasının karşı dava olarak yasal süresi içinde açılmakla birlikte ;istihkak davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesinden sonra asıl davadan ayrıldığı,ancak yargılamaya İcra Hukuk Mahkemesi tarafından devam edildiği,istihkaka davasının hiç açılmamış sayıldığı bu durumda karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının ayrılmasına yönelik verilen karar yerinde olmakla birlikte ayırma işleminden sonra tasarrufun iptali davasının asıl davadan bağımsız bir hal aldığı,bu nedenle de İİK’unun 281 maddesi uyarınca genel Mahkemelerde görülerek sonuçlandırılabilmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin dikkate alınmamasının doğru olmadığı gereğine değinilmiştir. ........

        Davalı ... vekili, takip konusu alacağın muvazaalı olduğunu, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, avukat olan müvekkilinin davalı ...'dan alacaklı olduğunu, davacı ve borçlunun aynı vekille temsil edildiğini davanın muvazaalı açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre iptali istenen 14.9.2012 tarihli tasarrufun 1.5.2013 tanzim tarihli senetten önce yapıldığı, borcun tasarruftan önce doğduğu yönünde davacı tarafından bir talepte bulunmadığı gerekçesiyle davanın önşart yokluğundan reddine verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

          . - K A R A R - Davacı vekili üçüncü bir kişiye ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinin hatalı olduğunu, takip giderlerinin önce ödenmesi gerekirken bunun gözden kaçırıldığını, davalılardan ... ve ...’nın icra takibine girişmediklerini, taşınmazın müşterek borçluya değil, üçüncü bir kişiye ait olduğunu ve tasarrufun iptali davası açtıkları için taşınmaz üzerine haciz koydurduklarını, takiplerinin ilama dayalı olması nedeniyle İcra ve İflas Kanunu’nun 100 üncü maddesi uyarınca ... tarafından girişilen takipten önceki tarihi almaları gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin alacağının ilama dayalı olduğunu, borçluya karşı tasarrufun iptali davası açtıklarını ve aciz vesikası aldıklarını, davacının alacağının işçi alacağı olmayıp, iş kazasına dayalı tazminat alacağı olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme her ne kadar dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiş ise de davanın İİK 277 ve devamı maddelerinin kıyasen uygulanması talepli TBK m.19 muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğunu, muvazaa hukuksal nedenine dayalı açılan tasarrufun iptali davalarında zamanaşımı/hak düşürücü sürenin söz konusu olmayacağını, Yerel Mahkemenin davayı muvazaa iddiası ile TBK m.19'a dayanarak açmalarını göz ardı ederek karar verdiğini, bu nedenle Yerel Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davalarında hak düşürücü süre bulunmadığından istinaf taleplerinin kabulü ile yerleşik içtihatlara aykırı Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın TBK 19'a ilişkin tasarrufun iptali davası olarak değerlendirilip karara bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir...

            Cevap dilekçesinde; kendisi ve diğer davalı aleyhine başlatılmış ... takibi bulunmadığını, davanın yasal koşullarının oluşmadığını, taşınmazın muvazaalı olarak satın alınmadığını, ödemesi nakit yapılarak üzerindeki ipotek ile birlikte satın alındığını, huzurdaki davanın tasarrufun iptali davası olmadığını tapu iptal tescil ile tasarrufun iptali davalarının usulünün birbirinden farklı olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, davacı kurumun tapu iptaline yönelik talebinin reddine, tasarrufun iptaline yönelik talebin kabulü ile, ..., Merkez ... parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından 02.11.2012 tarihinde diğer davalı ...'a satışına ilişkin tasarrufun iptali ile davacı ......

              Tasarrufun iptali davaları için geçici hukuki himaye olarak Kanun Koyucu İİK'nın 281/II. maddesi ile ihtiyati tedbir değil, iptale tabi tasarrufun konusunu oluşturan mal üzerine ihtiyati haciz konulmasını öngörmüştür. Tasarrufun iptali davalarında verilen ihtiyati hacizlerden birinin, ilk kesinleşen ihtiyati hacze iştiraki İİK'nın 268. ve 100. maddelerine göre belirlenir. İhtiyati hacizler ise tasarrufun iptali davasının karara bağlandığı tarihte kesinleşir ve bu tarihe göre, sıra cetvelinde yer alırlar, ayrıca İİK'nın 268. maddesi şartlarında, önceki hacizlere iştirak edebilirler. Eldeki uyuşmazlıkta, şikayet olunan vekili tasarrufun iptali davasında dava dilekçesinde İİK'nın 281/II ve 257. maddelerine istinaden ihtiyati tedbire karar verilmesini talep etmiştir....

                Gerek, tasarrufun iptali davaları gerekse BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davalarında, diğer dava koşullarının yanında iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerekmektedir. Borcun doğumundan kasıt ise borçlu hakkında başlatılan takibin tarihi değil, takibe esas olan borcun doğduğu tarihtir. Somut olayda, davacı alacaklı idare borçlu hakkında 1997-1999 dönemine ait vergi alacağı nedeniyle 2002 yılında takip başlatmış ve ödeme emri 30.09.2002 tarihinde tebliğ edilmiştir. Buna göre borcun doğumu 1997-1999 yılına ait vergi borcunun yasa uyarınca ödeme zamanı olup ilk tasarruf ise bundan sonra 30.05.2000 tarihinde yapılmıştır. Mahkemece,işin esasına girilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                  İcra Müdürlüğünün anılan icra takip dosyası getirtilip, iddia edildiği gibi takibin hayali borç ikrarına dayalı olup olmadığı incelenmeden ve müşteki vekili tarafından temyiz dilekçesine ekli ... Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin tasarrufun iptali konulu davasından da... plaka nolu araç üzerine diğer davalı adına bir kısım sürelerden feragat edilerek haciz konulması nedeniyle ... 4. İcra Müdürlüğünün 2009/1433 Esas sayılı dosyasındaki borca yetecek kadar kısma ilişkin tasarrufun iptaline karar verildiği, söz konusu tasarrufun iptali davasının taraflarının da aynı olduğu (icra dosyası hariç) da gözetilerek tasarrufun iptali davası dosyası getirtilip incelenmeden ve kesinleşmesi beklenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 07.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu