Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebine gelince; Sanığın katılanı bireysel emeklilik sistemin daha kazançlı olacağını söyleyerek kandırdığı ve hayat sigortasında biriken parasını çektirdiği, akabinde katılandan 12.400TL parayı bireysel emeklilik sistemine aktaracağını söyleyerek aldığı, bu paranın 2.400 TL'sini sisteme yatırdığı ve katılana 12.400 TL'lik sahte olarak düzenlediği makbuzu verdiği anlaşıldığından dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin...

    Somut olayda, davacının yatırım hizmet ve faaliyet çerçeve sözleşmesinden kaynaklı alacağını talep ettiğine göre yukarıda açıklanan kanun hükümlerine göre işbu davada tüketici mahkemesi görevlidir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (HMK m.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir. Bu nedenle dava konusu işlemlerin bankacılık işleminden kaynaklı tüketici işlemi olduğu, davacının ticari ve mesleki amaçla hareket etmemesi nedeniyle tüketici sıfatı bulunduğu,(... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi,'nin 21/12/2022 tarih Esas No: 2022/684,Karar No: 2022/1685 sayılı kararı.) uyuşmazlıkta görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu anlaşıldığından davanın HMK'nın 114. maddesi delaletiyle HMK'nın 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere; 1-......

      Somut olayda, davacının yatırım hizmet ve faaliyet çerçeve sözleşmesinden kaynaklı alacağını talep ettiğine göre yukarıda açıklanan kanun hükümlerine göre işbu davada tüketici mahkemesi görevlidir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (HMK m.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir. Bu nedenle dava konusu işlemlerin bankacılık işleminden kaynaklı tüketici işlemi olduğu, davacının ticari ve mesleki amaçla hareket etmemesi nedeniyle tüketici sıfatı bulunduğu,(... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi,'nin 21/12/2022 tarih Esas No: 2022/684,Karar No: 2022/1685 sayılı kararı.) uyuşmazlıkta görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu anlaşıldığından davanın HMK'nın 114. maddesi delaletiyle HMK'nın 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere; 1-......

        in katılımcı olduğu bireysel emeklilik sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin ...'in katılımcı olduğu bireysel emeklilik sözleşmelerinde katılımcı hesabına katkı payı ödeyen kişi olduğunu ileri sürerek bu sözleşmeler nedeniyle uğradığı zararın tahsilini istemiştir. Dava konusu iki adet sözleşmenin katılımcısının dava dışı ... olduğu anlaşılmaktadır.. 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nun 2. maddesinde katılımcı, emeklilik sözleşmesine kendi ad ve hesabına taraf olan gerçek kişi olarak tanımlanmıştır. Aynı yasanın 5. maddesinde katılımcının hak ve yükümlülükleri düzenlenmiştir....

          Davalı vekili, dava konusu krediye ilişkin sigorta işleminin tamamen farklı bir şirket olan Yapı Kredi Emeklilik A.Ş. tarafından yapıldığını, davalı bankaya husumet tevcih edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; murisin kullandığı krediden dolayı sigorta sözleşmesinin muris ile Yapı Kredi Emeklilik A.Ş. arasında yapıldığı, usuli eksikliğin tamamlanması yani davanın Yapı Kredi Emeklilik A.Ş.'ye yönlendirilmesi ve davaya dahil edilmesi için 03/03/2015 tarihli oturumda davacı vekiline HMK 124/3. ve 4.fıkralarına göre; 1 hafta kesin süre verildiği davacı vekilinin kesin sürede ara kararını yerine getirmediği gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, menfi tespit ve istirdat davasıdır....

            Tüketici Mahkemesi'nce verilen 25.04.2019 gün ve 2015/1005 - 2019/245 sayılı kararı onayan Daire'nin 11.05.2022 gün ve 2021/2029 - 2022/3761 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin devletin bireysel emekliliğe verdiği desteği düşünerek ve Ing Emeklilik A.Ş.’nin bu konudaki güvenilirliğinden etkilenerek, bireysel emekliliğe girmeye ve birikimi yatırmaya karar verdiğini, acente tarafından gönderilen Bireysel Emeklilik Sözleşmesi imzalatıldığını, davalı şirket tarafından 3 ayrı poliçe düzenlendiği, sözleşmenin bir nüshasını almak istediğinde acenta tarafından ING Emeklilik tarafından da imzalanmasından sonra müvekkiline teslim edileceğinin bildirilmesi üzerine kararlaştırılan...

              Dosyada alınan 06.04.2017 tarihli ek bilirkişi raporlarında hesaplanan bireysel emeklilik sigortası prim alacağı, yol yardımı alacağı, takvim yılı fark alacağı, başarı ikramiyesi alacağı,işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, yıllık izin alacakları kalemlerine yönelik hesaplamaların dosya içeriğine, yasaya ve denetime elverişli bulunarak davacının hesaplanan tutarda bireysel emeklilik sigortası prim alacağı, yol yardımı alacağı, takvim yılı fark alacağı, başarı ikramiyesi alacağı olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Bilirkişi raporunda davacının ihbar tazminatı alacağı hesaplanmış ise de davalı tarafından ihbar önelinin davacıya kullandırıldığı görüldüğünden davacının ihbar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer alacak taleplerinden işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretine yönelik olarak davacının yapmış olduğu ödemeler nedeniyle bu taleplerinin reddine karar verilmiştir....

              Sözleşmenin "Bireysel Emeklilik Sözleşmeleri İle İlgili Komisyonlar" başlıklı 15.maddesi; "..., bireysel emeklilik sözleşmeleri ile ilgili komisyonları bireysel emeklilik aracısı ile imzaladığı sözleşme doğrultusunda Acente'ye öder. Acente, istihdam ettiği bireysel emeklilik aracılarına ödenmesi gereken komisyon ve diğer hakkedişlerin eksiksiz ödenmesinden tek başına sorumludur. Bunun yanı sıra, ... tarafından ACENTE'ye komisyon adı altında yapılacak ödemelerin oranları, ödeme şekil ve sürelerine ilişkin usul ve esaslar, ...'in bu konudaki duyuru ve talimatlarıyla iç yönetmelikleri doğrultusunda yapılır. ... mezkür usul ve esaslarda tek taraflı olarak uygun gördüğü değişiklikleri yapabilir. Komisyon oranı, ödeme şekil ve sürelerine dair değişiklik; ACENTE'ye duyuru, e-posta yahut posta yoluyla bildirimin yapılmasını müteakip başlar. (…) ACENTE'ye ödenecek komisyonlar ve geri alınması gereken komisyon iadeleri “Komisyon Yönergesi"ne uygun olarak hesaplanır ve tahakkuk ettirilir."...

                Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; günümüzde bu konudaki yaygın kanının bireysel iş sözleşmeleri ve Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinin bire bir, tek tek ya da bütün olarak değil, konuların gruplandırılarak karşılaştırılması gerektiği yönünde olduğunu, örneğin bireysel iş sözleşmesindeki ücret ve ekleri ile ilgili hükümlerin, Toplu İş Sözleşmesinde yer alan ücret ve eklerine ilişkin düzenlemelerle, benzer şekilde, izin hakkına ya da ihbar önellerine ilişkin hükümlerin de karşılıklı olarak ve bütüncül bir nazarla karşılaştırılması gerektiğini, bu karşılaştırma neticesinde, işçinin ücret ve ekleri açısından daha lehe olan hükümler içermesi halinde, bireysel iş sözleşmesinin ücret konusundaki hükümlerinin geçerliliğini sürdürdüğü kabul edilmesi gerektiğini, bu yönde bir karşılaştırma yapılırken ücrete ilişkin lehe olan hükümlerin bir kısmının Toplu İş Sözleşmesinden bir kısmının ise bireyselsözleşmesinden alınarak sonuca gidilmesi doğru olmadığını, davacıya ait bordrolar incelendiğinde...

                Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; günümüzde bu konudaki yaygın kanının bireysel iş sözleşmeleri ve Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinin bire bir, tek tek ya da bütün olarak değil, konuların gruplandırılarak karşılaştırılması gerektiği yönünde olduğunu, örneğin bireysel iş sözleşmesindeki ücret ve ekleri ile ilgili hükümlerin, Toplu İş Sözleşmesinde yer alan ücret ve eklerine ilişkin düzenlemelerle, benzer şekilde, izin hakkına ya da ihbar önellerine ilişkin hükümlerin de karşılıklı olarak ve bütüncül bir nazarla karşılaştırılması gerektiğini, bu karşılaştırma neticesinde, işçinin ücret ve ekleri açısından daha lehe olan hükümler içermesi halinde, bireysel iş sözleşmesinin ücret konusundaki hükümlerinin geçerliliğini sürdürdüğü kabul edilmesi gerektiğini, bu yönde bir karşılaştırma yapılırken ücrete ilişkin lehe olan hükümlerin bir kısmının Toplu İş Sözleşmesinden bir kısmının ise bireyselsözleşmesinden alınarak sonuca gidilmesi doğru olmadığını, davacıya ait bordrolar incelendiğinde...

                UYAP Entegrasyonu