Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, bireysel kredi sözleşmesinden kaynaklı ve (kapatılan) Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamının olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay (3). Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY (3). HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, bireysel emeklilik sözleşmesine istinaden ödenen primlerin iadesi için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....

      Aile Mahkemesi' nin 21/03/2017 tarih ve 2017/161 Esas 2017/167 Karar sayılı kararında; "tarafların ortak çocuğu Alin Deniz yararına aylık 400,00 TL iştirak nafakasının 14/03/2017 dava tarihinden itibaren irad şeklinde babadan alınarak anneye ödenmesine, bu paranın anne tarafından çocuğun adına açılacak bireysel emeklilik adına yatırılmasına," hükmü verildiği halde, davacı borçlu tarafından aylık nafaka bedelleri davalı alacaklıya ödenmeyerek kendisi tarafından Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. ile Bireysel Emeklilik Sözleşmesi yapılmıştır. 3- ) Davacı borçlu T1 tarafından 20/05/2017 tarihinden 12/11/2019 takip tarihine kadar Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş.' ye ait 251- 2729600 nolu hesaba 6.940,00 TL, 251- 2729563 nolu hesaba 6.940,00 TL olmak üzere toplam 13.880,00 TL katkı payı ödemesi yapılmıştır." şeklinde görüş bildirmiştir....

      Dosyaya sunulan bordro kapsamlarına göre 2017 yılı Nisan ayından itibaren davacının ücretinden bireysel emeklilik kesintisi yapıldığı, Anadolu Hayat Emeklilik Şirketi müzekkere cevabına göre davacının bireysel emeklilik hesabına ödeme yapılmadığı dosya kapsamından anlaşılmakla davacının bireysel emeklilik kesinti alacağının bulunduğu değerlendirilmiştir. Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan kanuni ve hukuki gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      ödemelerin usul ve yasaya uygun olduğunu belirtmiş; yine mahkememizce alınan 29.01.2021 tarihli ek raporunda; mevcut bireysel emeklilik siteminin kural olarak TL üzerine kurulu olduğunu, döviz cinsinden ödenen katkı paylarının, ödeme tarihindeki TL değeri üzerinden kabul edilerek, sektörde faaliyet gösteren emeklilik şirketleri tarafından, ödeme tarihindeki TL değeri üzerinden yatırıma yönlendirildikleri, kural olarak sistemde dövizli katkı payı kabul edilmediği, dövizli BES imkanı sağlayan kanun değişikliğini 26/03/2020 tarihli RG' de 1....

      Takip borçlusu tarafından imzalanan konut finansman sözleşmeleriyle, bireysel finansman kredilerinin teminatının da bedeli paylaşıma konu taşınmaz olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda, davalı bankanın, konut kredi sözleşmesi kapsamındaki alacağı yanında bireysel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacakları için de taşınmazın satış bedelinden pay alabileceğinin kabulü gerekir. Nitekim, Dairemiz bozma ilamında, sadece kredi kartından kaynaklı alacağın ipotek kapsamında olmadığı belirtilmiş olup, bozma ile oluşan usuli müktesap hakka da aykırı olarak, hüküm tesisi doğru olmamıştır....

        fazla olarak toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ücretler ödenmekle birlikte, bireysel iş sözleşmesinde ödenen birtakım ücretlere de daha fazla oranda ödeme yapıldığını, davacıya ait bordrolar incelendiğinde toplu iş sözleşmesinde belirlenen ücret zammından ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklı diğer ücret eklerinden de faydalandığının anlaşılacağını, bu durumda davacıya ödenen aylık ücretin yanında ikramiye, risk tazminatı, sosyal yardım gibi sürekli nitelikte tahakkuk eden ücret ve ücret ekleri ilave edildiğinde iş sözleşmesinde belirlenen ücretin üstünde bir ücret almaya başladığı, başka bir deyişle toplu iş sözleşmesi ile ücretinde artış olduğu görüldüğünü, davacı işçinin bir yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt ücretinin esas alınmasını, diğer taraftan da toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını, ücret bordrolarından anlaşılacağı üzere davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak üzerine % 4 lük zam yapıldığını, herhangi...

        Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinde hem bireyselsözleşmesinden hem de TİS sözleşmesinden kaynaklı ücret farkını talep ettiğini, öncelikle davacının TİS den kaynaklı ödemeleri yapıldığı için İdareden herhangi bir alacağı bulunmamakta olup davanın reddi gerektiğini, aksi kanaatte kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının hem TİS hem de bireysel İş Sözleşmesinden kaynaklı ücret farkı talepleri menfaatlerin çatışması dolayısıyla hukuka aykırı olduğu için taleplerinden işçi yararına olan kısmının uygulanması gerektiğinden hem TİS hem de bireyselsözleşmesinden doğan alacak talebinin kabulü kararı hukuka aykırı olup, hukuki menfaat yokluğundan reddi gerektiğini, davacı tarafça istenen faiz oranına ve faiz başlangıç tarihlerine de itiraz ettiklerini belirterek ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Bireysel emeklilik şirketinden emekliye ayrılan davacıya ödenen katkı payı üzerinden yapılan gelir vergisi tevkifatının iptali ile fazladan kesilen 55.225,15 TL'nin yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacının noterler birliği sandığında bulunan birikimini 12/12/2011 tarihinde bireysel emeklilik sistemine aktardığı ve sistemde üç yıldan daha uzun bir süre kalarak 25/11/2015 tarihinde emeklilik sonucunda ayrıldığı, bu durumda Kanunda yer alan istisnaya ilişkin şartların sağlanmış olduğu anlaşılmakta olup, davacıya ödenen getiriler üzerinden vergi kesintisi yapılmasında hukuka uyarlık görülmediği, verginin tahsil tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun'a göre hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya iadesi gerekmekte olduğu sonucuna varılmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK 155/2, 43, 62, 51 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü, Sanığın, suç tarihinde katılan ... şirketinde şube sigorta yöneticisi olarak çalıştığı, katılan şirket müşterilerinden olan ...nın, bireysel emeklilik hesabına aktarılmak üzere farklı tarihlerde sanığın banka hesabına yatırdığı toplam 3.476,00 TL ile yine ... ...’ın bireysel emeklilik hesabına aktarılmak üzere yatırdığı 395,00 TL parayı, sanığın katılan şirket hesabına aktarmayarak uhdesinde tuttuğu, bu surette sanığın hizmet ilişkisinin gereği olarak kendisine teslim edilmiş olan para üzerinde zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunduğu, sanığın tevil yollu ikrar içeren savunması, tanık beyanı, banka dekontları ve dosya kapsamından anlaşıldığından, sanık...

            UYAP Entegrasyonu