Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2021 NUMARASI : 2021/27 ESAS - 2021/896 KARAR DAVA KONUSU : TAZMİNAT (BİNA SAHİBİNİN SORUMLULUĞUNDAN KAYNAKLANAN) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Giresun ili Eynesil ilçesi Gümüşçay mah. Şehit Aydın Bebek cad....

Ancak bunun için arazi üzerinde onunla sıkı sıkıya bağlı bir inşaatın bulunmaması, yapının arazi sahibinin rızası dışında yapılmış olması, inşaatın sökülmesinin aşırı bir zarara sebebiyet vermemesi, arazi malikinin de malzemenin sökülerek arsanın inşaattan evvelki haline getirilmesini istemesi gerekir. (TMK.m.722/3) Bunun dışında arazi malikinin haksız inşaattan dolayı uğramış olduğu zararlar varsa haksız fiile dayanarak bunların da malzeme malikinden istenmesi olanaklıdır. Diğer taraftan, yapının yıkımının aşırı zarara yol açması arazi sahibinin de malzeme ile ilgili tazminat miktarını ödeyemeyecek durumda olması halinde arazi maliki arsanın mülkiyetini, bedeli karşılığı malzeme malikine geçirilmesini isteyebilir (TMK.m.724). Somut olayda ; davacının çapa bağlı taşınmaza bina yaparak elattığından kötü niyetli kabul edilmesi ve temliken tescil isteminin reddine karar verilmesinde bir yanılgı yoktur. ....

    Alman Hukukunda BGB 846 hükmü gereği, tehlike sorumluluğundan doğan bir haksız fiil sonucu yaralanan veya ölenin desteğinden yoksun kalan 3.kişilerin, tehlike sorumluluğu esaslarına göre sorumlu olan kişiye karşı yöneltikleri tazminat taleplerinde yaralanan veya ölenin birlikte kusuru dikkate alınmaktadır. İsviçre Hukukunda desteğin kusurunun, destek görenlerin tazminat alacaklarını olumsuz yönde etkileyebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte, doktrinde tazminat miktarının belirlenmesinde mağdur-desteğin müterafik kusurunun mutlaka dikkate alınacağı kabul edilmektedir (Oser, Schönenberger, Das Obligationenrecht.Art 1-183)....

      Doktirinde hakim olan görüşe göre; geçit, taşkın yapı, mecra irtifakı bir ihtiyaçtan kaynaklandığından ihtiyaç sahibinin bu durumu devam ettiği sürece bir zamanaşımı süresine tabi değildir. Anılan konularda diğer bir görüş ise; eşyaya bağlı borçların zamanaşımına uğramayacağı ancak, buna karşılık yine eşyaya bağlı olan tazminat borçlarının zamanaşımına tabi olacağı doğrultusundadır. Somut olayda dava; Türk Medeni Kanununun 724. maddesinden kaynaklanan hakkın ileri sürülmesi ile ortaya çıkmıştır. Yasada 724. maddeye dayanılarak açılan davaların belli bir zamanaşımı süresine tabi tutulduğuna dair hüküm yoktur. Denilebilir ki bu tür davalarda Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmünce 10 yıllık zamanaşımına tabidir ve bu hak kullanılmazsa karşı koyulması halinde ileri sürülemez....

        Mahkemece, davacıların araç çalınmasından kaynaklanan maddi tazminat davasının HMK 114/1-c maddesi uyarınca iş mahkemesinin görevli olmaması nedeni ile HMK 115/2 maddesi gereği dava şartı noksanlığı nedeni ile usulden reddine, davacı ... dışındaki davacıların maddi tazminat taleplerinin kabulünei davacı ...'ın maddi tazminat talebinin reddine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgilerden, davalı ... 4. Bölge Müdürlüğü 44. Şube Şefliği Bakımevi ünvanlı işyerinde bina bakım görevlisi olarak çalışan, iki günde bir geceleri görevli olan ve bu sırada da yolda meydana gelen kaza veya diğer olumsuz durumları Kırıkkale'deki merkeze bildiren müteveffa kazalı, bine ve mal bakım görevlisi olarak (16:00-08:00 saatleri arasında) daha önceen tanıdığı araç alım satımı ve para alışverişi yaptığı arkadaşı ile aralarında alacak meselesi konusunda sorun oluştuğu, davalı ...'...

          Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; hasara ilişkin bulguların kullanım hatasından kaynaklanan hususlar değil, binayı yapan yüklenicinin sorumluluğundan kaynaklanan teknik ve yapısal kusur, ihmal ve yetersizlikten kaynaklanan hususlar olduğu ve zararın yüklenici hatasından kaynaklandığı, davalı şirketin binanın müteahhitliğini yaptığının ispatlanamadığı, davalı malikin ise meydana gelen zararda kusuru bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 26/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Sulh Hukuk Mahkemesince; "Somut olayda; davacı sigorta şirketinin, davalıların haksız fiili nedeniyle zarar gören sigortalısı gerçek kişiye tazminat ödedikten sonra, ödediği bedelin davalıdan rücuen tahsili için dava açmış; eldeki dava, sigorta şirketinin rücuen tazminat istemine ilişkin olduğuna göre; davacı sigortacının sigortalısı olan gerçek kişinin (haksız fiil nedeniyle zarar görenler) açacağı davada görevli olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu dava bakımından da görevli olduğu açıktır....

            mahkemesi kararında bina bedelinin tahsiline yönelik terditli talebin reddine karar verilmiş iken hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretleri yönünden yapılan hesaplamanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece davacının bina değerinin ödenmesi yönündeki talebinin reddi nedeniyle bina değeri üzerinden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmetmesi ve yargılama giderlerinin de aynı şekilde kabul ve ret oranına göre belirlenmesi gerekirken buna aykırı olarak hüküm kurulması nedeniyle de kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            Bir Bina inşasından maksat o yapının sözleşmeye fon kurallarına ve amacına uygun imal edilmesidir. İşte yüklenici bu nitelikleri taşıyan bir bina meydana getirmişse sözleşmede aksine hüküm bulunmayan hallerde yapının arsa sahibine tesliminde, sözleşmede ayrık hüküm varsa teslimden önce ve ancak sözleşme koşullarına uygun oranda arsa payı veya bağımsız bölümün tescilini isteyebilir. Kuşkusuz yüklenicinin teslimden sonraki borcu ayıba karşı tekeffül borcu olarak devam edeceğinden yüklenici eserdeki ayıp ve eksikliklerden ve koşulları yerinde ise arsa sahibinin cezai şart alacağı ile sözleşmedeki değer alacaklarından ve ayrıca kanundan kaynaklanan alacaklarından da sorumludur....

              Her türlü ayıptan ari olarak üzerine inşaat yapılacak arsayı teslim etmek arsa sahibinin öncelikli borcudur. Arsa sahibi ayrıca, yüklenicinin karşı edimi olan inşaat yapmak borcunu ifa etmesinden sonra yükleniciye, sözleşmeye uygun arsa veya kurulmuşsa kat irtifak tapusunu devretmelidir. Buna karşılık yüklenicinin temel borcu bir bina meydana getirmektir. Bina inşasından maksat, o yapının sözleşmeye, fen kurallarına ve amacına uygun imal edilmesidir. Şayet yüklenici, bu nitelikleri taşıyan bir bina meydana getirmişse, sözleşmede ayrık hüküm varsa sözleşmesine, aksi halde eserin tesliminden sonra arsa sahibinden sözleşme ile devri kararlaştırılan arsa payı devrini veya bağımsız bölümlerin adına tescilini isteyebilir. Kuşkusuz, yüklenicinin arsa sahibine karşı teslimden sonrada ayıba karşı tekeffül borcu devam eder....

                UYAP Entegrasyonu