Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

un temyiz itirazları yönünden, ilgili Belediye Başkanlığı ile yazışmalar yapılarak, inşaatın hukuki durumunun belirlenmesi, imara aykırılıkların giderilemeyeceğinin tespiti halinde, davacı arsa sahibinin sadece gecikme tazminatı kadar tazminat isteyebileceğinin, hukuki ayıptan kaynaklanan değer kaybını ve eksik iş bedelini talep edemeyeceğinin gözetilmesi, imara aykırılıkların giderilebileceğinin belirlenmesi halinde, yukarıda açıklandığı şekilde belirlenecek gecikme tazminatını ve eksik iş bedelini talep edebileceği, hukuki ayıptan kaynaklanan değer kaybını talep edemeyeceğinin gözetilmesi gerektiği belirtilerek, bozulmuştur.Bu kez, davalı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.argıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

    tüm yetkilerin kullanılmasının mümkün olmadığı, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 3. ve 13. maddelerinde; bina ve arazi vergisinin irtifak hakkı sahibinin değil, irtifak hakkının bir çeşiti olan, mülkiyet hakkına en yakın yetkileri sağlayan intifa hakkı sahibinin vergi mükellefi olduğu belirtildiğinden, emlak vergisine konu arsalar üzerinde üst hakkına istinaden inşaat hakkına sahip olan davacı şirketin emlak vergisi mükellefi olduğunun kabul edilemeyeceği, bu durumda söz konusu taşınmazın malikinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi olduğu, davacının ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 826. maddesi uyarınca üst hakkı sahibi olduğu anlaşıldığından, davacının intifa hakkı sahibi olmaması nedeniyle bina vergisini ödemekle yükümlü bulunmaması ve taşınmazın malikinin ilgili belediye olduğunun açık olması karşısında davacının emlak vergisi mükellefi olduğu kabul edilerek, davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ödeme...

      Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/147 Esas sayılı dosyasında ki raporda yangının elektrik tesisatından çıkmış olabileceğine yer verildiğini, binanın elektrik tesisatından bina sahibinin sorumlu olduğunu, bina malikinin sorumluluğunun irdelenmemesi, ayrıntılı itirazlarının karşılanmaması yanı sıra caza davasında davalılardan r. ..Ltd.Ştinin yangından kısa süre önce tesisat dışı harici kablo çektiği beyanı doğrultusunda, bu durumun gerek kiracıların gerek bina malikinin sorumluluğunu etkileyeceğini belirtmelerine rağmen bu hususun dahi irdelenmediğini, keşif yapılamayan binanın sadece ruhsatının olmasının bina malikini sorumluluktan kurtarıcı delil olmadığını, Yargıtay 15....

        Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur....

          Sözleşme ve işin yapım tarihi itibarıyla yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 357/son maddesi uyarınca; yüklenici işin ehli olup bedele hak kazanabilmesi için, eseri fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmesi zorunludur. Sözleşme ve ekleri ile proje ve teknik resimlere aykırı olarak imalât yapılmış olması halinde, imalâtın bu şekilde yapılması iş sahibi tarafından talep edilmiş olsa dahi yüklenici iş sahibine karşı genel ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemişse, doğacak sonuçlardan kurtulamaz. İş sahibinin talimatının yerine getirilmesi halinde eserin, fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlanamayacağının iş sahibine ihbarı anlamına gelen genel ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmesine karşılık, iş sahibinin talimatında ısrar etmesi halinde yüklenicinin sorumluluğundan söz edilemeyecektir....

            Davalının 234 parsel sayılı tapulu taşınmaz üzerine inşa ettirdiği yapıların (Bina ve Kömürlük), müvekkillere ait 235 parsel sayılı tapulu arsaya tecavüz ettiğini, Davamızın kabulü ile; 235 parseldeki müvekkiller adına kayıtlı taşınmaza; davalıya ait 234 parseldeki taşınmazın (Yapıların Bina ve Kömürlük) Vaki (müdahalesinin) Elatmasmm önlenmesine ve müdahaleye konu alanda kalan yapı ve binalar ile ilgili olarak (Yapıların Bina ve Kömürlük) kal'ine kararı verilmesini; Davalıya ait taşkın inşa edilen ve müvekkilin taşınmazına tecavüz eden yapılar nedeniyle imar hakları zarar görmüş olup inşa ettiği bina ve ilerde inşa edeceği bina üstü yapılarda hem mimari hem de fiziki anlamda küçülerek zarara uğramış olup zararın tespiti ile Fazlaya ilişkin hak alacak ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000 TL zararın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/909 Esas KARAR NO : 2023/801 DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 21/09/2023 KARAR TARİHİ : 25/09/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça şirket hesapları ve kredi kartları kullanılarak yapılan şahsi harcamaların, şirketten karşılanan ödemelerin, şahsına ait harcamaların şirketinmiş gibi gösterilerek şirket hesabından yapılan ödemelerin, şirket adına kayıtlı aracın satışı ile elde edilen tutarın şirket hesaplarından usulüne aykırı kullanılarak yedine geçirilmesi gerçek olmayan faturalar için yapılan ödemeler nedeniyle şimdilik 1.000 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/493 Esas KARAR NO : 2022/529 DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 08/07/2022 KARAR TARİHİ : 01/08/2022 KARARINYAZILDIĞI TARİH : 01/08/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasında dosya ele alındı; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl ve birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin ve davalılarının ... Eğitim Öğretim AŞ'nin hissedarı olduklarını, alınan yönetim kurulu kararları ile ... Eğitim Öğretim AŞ'nin ... Dış Ticaret Ltd Şti nezdinde bulunan paylarının bir kısmının davalılardan ve aynı zamanda işlemler tarihinde ortaklık yönetim kurulu üyesi ... ve ...'a devredildiğini belirterek devir işlemlerinin iptali ile söz konusu payların yeniden ......

                Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 8.589,00 TL tazminatın yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekili ve davalı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, işyeri sigorta poliçesine dayalı rucuan tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına hasar bedeli ödemiş, TTK'nun 1472. maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olarak davalıya karşı eldeki davayı açmış; rücusunu da davalının bina maliki oluşundan kaynaklanan sorumluluğuna dayandırmıştır....

                  Yapılan şeydeki kusur sonradan meydana çıkarsa iş sahibinin kusuru öğrenir öğrenmez derhal yükleniciye bildirmesi gerekir. Aksi takdirde yüklenici sonradan ortaya çıkan kusurların sorumluluğundan da kurtulur. Somut olayda 01.05.2003 tarihinde bölgede meydana gelen deprem sonucu inşaatın hasarlandığı, binanın şakülünden kaydığı, 17.05.2003 tarihinde idare elemanlarınca düzenlenen teknik raporla saptanmıştır. Bu rapordan sonra 19.07.2003 tarihinde bina yıkılarak ortadan kaldırılmış, 05.08.2004 tarihli müfettiş raporuyla saptanan zararın ödenmesi 18.11.2004 tarihli ihtarname ile davalı yükleniciye bildirilmiştir. Görülüyor ki ayıbın saptanmasından sonra makul sürede iş sahibi idarece yükleniciye bildirimde bulunulmadığı gibi mahkemece mahallinde tespit de yaptırılmış değildir. Oysa az yukarıda değinildiği üzere sonradan ortaya çıkan ayıpların derhal yükleniciye bildirilmesi gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu