Mahkemece; çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi tarafından düzenlenen 30.04.2013 tarihli rapor ekindeki Ek -2 nolu krokide (C) ve (D) ile işaretlenen sırasıyla 1.171,66 m2- 1.609,25 m2 yüzölçümlü kesimlerinin tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine, bu kesimlerin beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin silinmesine, davalıların bu yerlere yönelik elatmalarının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kesinleşen orman tahdit haritasına dayalı tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi ve beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesi isteklerine ilişkindir....
Davacının maliki olduğu 179 ada 120 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında baba adının "..." olmasına rağmen yanlışlıkla "..." yazıldığını ve ayrıca beyanlar hanesinde "Tespit maliki ölüdür" şerhinin bulunduğunu belirterek baba adının nüfus kaydına göre düzeltilmesini ve tapu kaydının beyanlar hanesindeki "Tapu maliki ölüdür" şerhinin "sağ" olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacının baba adının düzeltilmesi yönündeki talebinin kabulüne, kadastro tutanaklarındaki ve tapudaki "ölüdür" şerhinin "sağ" olarak düzeltilmesi talebi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki mevcut zilyetlik ve muhdesat şerhinin kaldırılarak, taşınmaz ve üzerindeki 4 katlı kargir evin 20 yıldan beri Raif kızı ... ile Kemal evlatları ..., ..., ..., ..., ... ve ...'in müşterek fiili kullanımında olduğunun şerh edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye , çekişmeli taşınmazın 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman sınırlama haritası içinde iken daha sonra nitelik kaybı sebebiyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı, taşınmazın zilyedinin ... kızı ... olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak dava beyanlar hanesindeki baba adının düzeltilmesine ilişkin olduğu halde mahkemece istem dışına çıkılarak taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek beyanlar hanesine taşınmazın fiili kullanıcısının ve üzerindeki muhdesatın davacı ... kızı 1946 doğumlu ... olduğunun tespitine ,tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi doğru değil ise de bu durum hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Dava, kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, çekişmeli taşınmazın zilyedinin ... kızı ... olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dava beyanlar hanesindeki baba adının düzeltilmesine ilişkin olduğu halde mahkemece istem dışına çıkılarak taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek beyanlar hanesine taşınmazın fiili kullanıcısının ve üzerindeki muhdesatın davacı ... kızı 1968 doğumlu ... olduğunun tespitine, tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple, hükmün 2 rakamlı bölümünün tamamen çıkarılarak bunun yerine “ ... ilçesi ... Köyü 380 ada 4 sayılı taşınmazın tespit gibi Hazine adına tesciline, beyanlar hanesindeki “... kızı ...'...
Dava, kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, çekişmeli taşınmazın 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman sınırlama haritası içinde iken daha sonra nitelik kaybı sebebiyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı, taşınmazın zilyedinin ... kızı ... olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dava beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin düzeltilmesine ilişkin olduğu halde mahkemece istem dışına çıkılarak taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek beyanlar hanesine taşınmazın fiili kullanıcısının ve üzerindeki muhdesatın davacı ... kızı 1963 doğumlu ... olduğunun tespitine, tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi doğru değil ise de bu durum hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerindeki arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise Türk Medeni Kanununun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesi olanak sağlamaktadır. Gerçekten, anılan hüküm uyarınca; “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir.”...
. - 1994/70 K. sayılı kararı ile orman vasfıyla Hazine adına hükmen tescil edilmiş; davacı Orman Yönetimi, orman olan taşınmazın beyanlar hanesinde ''1979 yılından beri ... oğlu ...'ün kullanımındadır" şerhinin ve 07/04/1989 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile Türkiye Taş Kömürleri Kurumu lehine tesis edilen irtifak hakkının'' bulunduğunu, ormanlar üzerinde kişi ve kurumlar lehine hiç bir şekilde şerh konulamayacağı iddiasıyla tapu kaydındaki davalılar lehine bulunan şerhlerin iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne; çekişmeli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki "1979 yılından beri ... oğlu ...'...
. - 1994/166 K. sayılı kararı ile orman vasfıyla Hazine adına hükmen tescil edilmiş; davacı Orman Yönetimi, orman olan taşınmazın beyanlar hanesinde ''1972 yılından beri ... oğlu ...'ın kullanımındadır şerhinin ve 07/04/1989 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile Türkiye Taş Kömürleri Kurumu lehine tesis edilen irtifak hakkının'' bulunduğunu, ormanlar üzerinde kişi ve kurumlar lehine hiç bir şekilde şerh konulamayacağı iddiasıyla tapu kaydındaki davalılar lehine bulunan şerhlerin iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki "1972 yılından beri ... oğlu ... kullanımındadır" şerhinin ve ''07/04/1989 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile Türkiye Taş Kömürleri Kurumu lehine tesis edilen irtifak hakkının'' kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı Türkiye Taş Kömürleri Kurumu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapulu taşınmaz üzerinde bulunan irtifak hakkı ve kullanım şerhinin terkini istemine ilişkindir....
Davacı eldeki davayı 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi kapsamında kullanım kadastrosu yapılan taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki kullanım şerhine yönelik olarak açmış olup, talebi çekişme konusu 1895 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin iptali, taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı evin 2. katının kendisine ait olduğu ve lehine kullanım şerhi verilmesini içermektedir. Hal böyle olunca yukarıda sözü edilen Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği gibi elatmanın önlenmesi davası yönünden bu davanın bekletici mesele olduğu kuşkusuzdur. O halde doğru sonuca ulaşabilmek için, mahallinde olabildiğince yaşlı tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan kişiler arasından belirlenecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi eşliğinde ve taraf tanıklarının katılımıyla keşif yapılmalıdır....