WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanabilmesi için dinlenen davacı tanıklarının akitte taraf olmayan, satış bedelinin ödenmesi sırasında tarafların yanında olan, görgüye dayanan bilgileri bulunan kişiler olması gereklidir. Dava konusu payın keşfen belirlenen değeri de tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Yerel mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından akitte gösterilen satış bedeli ve satış masraflarından oluşan toplam bedel üzerinden önalım hakkını kullanıp kullanmayacağı hususu davacıdan sorularak, kullanılacağının beyan edilmesi halinde dava harcı ikmal ettirilerek, daha önce yatırılan önalım bedeli ile tapuda gösterilen bedel arasındaki farkı depo etmesi için uygun süre tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7....

    Keşifle belirlenen bedel, bedelde muvazaa iddiasını tek başına kanıtlamaya yeterli olmayıp davacının diğer delillerini doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Dolayısıyla, davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu nedenle, mahkemece TMK’nın 734. maddesi uyarınca dava konusu payın 04.03.2013 tarihli 5993 yevmiye nolu resmi senetteki satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davacılar vekilinin karar düzeltme istemi Dairemizin 08.05.2018 tarihli 2017/3901 Esas ve 2018/3599 Karar sayılı ilamı ile reddedilmiştir....

      Ancak söz konusu taraflar devirde anlaşıp da bedelde anlaşamadıkları takdirde aynı Yasanın 30. maddesinin 3. fıkrasına göre; alıcı idare, devirde anlaşma tarihinden veya Danıştay kararının tebliği tarihinden itibaran otuz gün içinde, aynı yasanın 10. maddesinde yazılı usule göre mahkemeye başvurarak, kamulaştırma bedelinin tespitini ister. Dosya içerisindeki belgelerin incelenmesinden, davalı ... adına Avukat ...'un davacı ... 14. Bölge Müdürlüğü'ne hitaben kamulaştırma işlemine karşı bir itirazlarının olmadığına ancak teklif edilen bedellerin kabul edilmediğine ilişkin 28.01.2011 tarihli yazısının davacı tarafa bildirildiğine ilişkin yazının tebliğ tarihi yani bedelde anlaşamama tarihinin araştırılarak, gerekli evrakın getirtilerek dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Hükmü, davalı vekili temyiz etmişlerdir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalının yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı, gerçekte 40.000,00 TL olan satış bedelinin resmi akitte 70.000,00 TL olarak, gerçekte 49.809,67 TL olan satış bedelinin resmi akitte 100.000,00TL olarak gösterildiğini belirterek bedelde muvazaa iddiasını ileri sürmüş, mahkemece bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından resmi akitte gösterilen satış bedeli ile alıcıya düşen tapu harç ve masrafları toplamı 173.095,00 TL depo ettirilerek davanın kabülüne, karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir....

          ye satıldığı halde onalım hakkının engellenmesi için tapuda bedelin fazla gösterildiğini bildirerek bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. Davacı bu iddiasını kanıtlamak zorundadır. Muvazaa iddiası tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanabilir. Mahkemece keşif yapılarak keşifte belirlenen bedel üzerinden onalım hakkının tanınmasına karar verilmiş ise de keşif bedelde muvazaa iddiasının varlığına tek başına yeterli delil teşkil etmez. Yargıtay'ın yerleşen içtihatları da bu yöndedir. Bu nedenle bedelde muvazaaya ilişkin davacının gösterdiği tanıkların dinlenilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir. Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.3.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik 30. maddesinin 3. fıkrasında taraflar bedelde anlaşamadıkları taktirde alıcı idarenin devirde anlaşma tarihinden itibaren 30 gün içinde 10. maddede yazılı olan usule göre mahkemeye başvurarak kamulaştırma bedelinin tespitini isteyeceği öngörülmüştür....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davanın reddedilerek kesinleştiği ve ayrıca 30 günlük süre içerisinde bu davanın da açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 30. maddesi 3. fıkrasına göre; taraflar bedelde anlaşamadıkları takdirde alıcı idare, devirde anlaşma tarihinden veya Danıştay kararının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde 10. maddede yazılı usule göre mahkemeye başvurarak kamulaştırma bedelinin tespitini ister. Yasanın bu buyurucu hükmüne göre davalı mal sahibi idarenin, alıcı idareye bedelde anlaşamadıklarını tebliğ etmesi gerekir. Dosyanın incelenmesinden mal sahibi idarenin davacıya böyle bir bildirimde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim davacı idare, davalı mal sahibinin bu yöndeki ifadesini diğer bir anlatımla bedelde anlaşamadıklarını 23.11.2009 tarihinde öğrendiğini ifade etmektedir. Bu tarihten itibaren 30 günlük hak düşürücü süre de geçmemiştir. Çünkü dava 17.12.2009 tarihinde açılmıştır....

                Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davanın reddedilerek kesinleştiği ve ayrıca 30 günlük süre içerisinde bu davanın da açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 30. maddesi 3. fıkrasına göre; taraflar bedelde anlaşamadıkları takdirde alıcı idare, devirde anlaşma tarihinden veya Danıştay kararının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde 10. maddede yazılı usule göre mahkemeye başvurarak kamulaştırma bedelinin tespitini ister. Yasanın bu buyurucu hükmüne göre davalı mal sahibi idarenin, alıcı idareye bedelde anlaşamadıklarını tebliğ etmesi gerekir. Dosyanın incelenmesinden mal sahibi idarenin davacıya böyle bir bildirimde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim davacı idare, davalı mal sahibinin bu yöndeki ifadesini diğer bir anlatımla bedelde anlaşamadıklarını 23.11.2009 tarihinde öğrendiğini ifade etmektedir. Bu tarihten itibaren 30 günlük hak düşürücü süre de geçmemiştir. Çünkü dava 17.12.2009 tarihinde açılmıştır....

                  Ancak; a-Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; dava konusu taşınmaza dava tarihi olan 2014 yılı verileri esas alınmak suretiyle değer biçilmesi gerektiği halde bu husus gözetilmeden 2013 yılı resmi verileri esas alınarak tespit edilen metrekare birim fiyatına endeks uygulanmak suretiyle değer biçen rapora göre hüküm kurulmasının bozma konusu yapılması ile yetinilmesi gerekirken, münavebe ürünününde 2013 yılında ilçede meydana gelen soğuk zararı nedeniyle verim düşüklüğü olduğundan bahisle indirim yapılmadan normal yıllar veriminin alındığı yıllar ortalamasına göre bedel tespiti gerektiği hususunda da bozma yapıldığı, b-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiği, Bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından; Davacı idare vekilinin bu yönlere ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile...

                    .../... fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiği, Bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından; Davacı idare vekilinin bu yönlere ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 04/06/2018 gün ve 2017/1934 Esas - 2018/11330 Karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede; Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun .... maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına kayıt ve tescili istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu