indirim olarak belirlediklerini ve ayıp sebebiyle bedelde indirim miktarı olan 6.627,66- TL.'...
Mahkemece, satın alma sürecinde ehil teknik serviste aracın test ve muayene edildikten sonra aracın teslim alındığı, teknik servisçe tespit edilen arızalar nedeniyle bedelde indirim yapıldığı, davalının aracı arızalarıyla birlikte kabul ettiği dolayısıyla sözleşme yapıldıktan sonra belirlenemeyen bir nedenden dolayı araçta yangın çıkması nedeniyle sözleşmenin feshedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de alınan bilirkişi raporlarıyla, aracın tamamen yanmış olması nedeniyle yangının sebebi kesin olarak belirlenememekle birlikte, servis tarafından tespit edilen arızaların aracın yanmasına sebep olacak nitelikte olmadığı, araçta kundaklama izinin de bulunmadığı, yangın sebebinin araçta bulunan ancak, servis tarafından tespit edilmeyen bir başka ayıptan kaynaklandığının bildirilmesi, aracın teslim alındığı gün yanması karşısında araçta servis tarafından belirlenen arızalardan başka gizli ayıp olduğunun kabulü gerekir....
Bu halde mahkemece konusunda uzman iki teknik ve yorumda yardımcı olmak üzere bir hukukçudan oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulundan dosya kapsamındaki tutanaklar, servis raporları, delil tesbit dosyalarındaki bulgulara göre ayıbın, BK’nın 360/I. fıkrasında belirtilen şekilde kabule icbar edilemeyecek nitelikte ve davacının sözleşmeyi fesihle ödediği bedeli istemekte haklı olup olmadığı, yüklenicinin kusuru nedeniyle zarara uğrayıp uğramadığı, uğramışsa bunun miktarı ya da aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca bedelde indirim gerekip gerekmediği ve miktarı konusunda rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle davanın sonuçlandırılması gerekirken yanlış değerlendirme sonucu ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....
Dava, Finansal Kiralama sözleşmesine konu makine ve parçaların ayıplı olduğu makinadan gerekli randımanın alınamadığı, böylece iş kaybına uğranıldığı iddiası ile açılan sözleşmenin feshi, bedelde indirim ve maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı Finansal Kiralama şirketi vekili sözleşmenin 19.07.2000 tarihinde imzalandığını 4 yıldır ayıp bildirimi yapılmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, davacının eskiyen teknolojiyi başkalarını suçlayarak değiştirmeyi amaçladığını, kira bedellerinin ödenmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar da vekilleri aracılığı ile verdiği dilekçede zamanaşımı itirazında bulunmuşlar ve davanın reddini istemişlerdir....
Davacı, davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ve kullandığı süre boyunca beklenen faydayı sağlayamadığını ileri sürerek, ayıp oranından bedelde indirim yapılması amacıyla eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının aracı 10.10.2013 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye sattığı ve aracın maliki olmadığından bahisle, aktif dava ehliyeti bulunmadığından husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Eldeki dava, 13.11.2013 tarihinde açılmış olup, her ne kadar araç davacı tarafından 10.10.2013 üçüncü bir kişiye satılmış ise de, davacı, aracın maliki iken ... 13. Noterliği’nin 09.04.2013 tarihli ihtarnamesi ile aracın sürekli arızalanması ve beklenen faydanın sağlanamaması nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde bedel iadesine ilişkin talebini davalıya ihtar ettiğine göre, davacının aktif dava ehliyeti bulunmaktadır....
Oysa BK'nın 360/II. maddesi hükmüne göre iş sahibinin eserdeki ayıp nedeniyle bedelde indirim talebine hakkı olduğu gibi, yüklenicinin kusurunun varlığı halinde oluşan diğer zararlarının tazminini de isteyebilir. Bu itibarla tarafların ayıplı olduğu konusunda ittifak ettikleri imalâttaki ayıpların giderilme bedeli ile buna bağlı mutat giderlerin eserin teslim edildiği 2007 yılı serbest piyasa rayiçleri ile hesaplatılarak bulunacak bedelin hüküm altına alınması yerine anılan husus nazara alınmaksızın yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 01.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan edimin ayıplı ifası nedeniyle akdin feshi bedelin iadesi, aksi halde bedelde indirim yapılması istemine ilişkin olup yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki 05.05.2010 tarihli sözleşme ile davacı kooperatifin bahçesindeki oyun alanında 200 mm kalınlığında darbe emici 0.40x0.40 ebadındaki kauçuk kaplamanın, çift komponentli poliüretan bazlı yapıştırıcı ile monte edilmesi konusunda anlaşmaya varıldığı tarafların kabulündedir....
kullanıldığı ve kendilerinin konaklamadığı gece yabancı uyruklu bir müşterinin bu odada kaldığı iddiasının soyut iddia mahiyetinde olduğu ve davalı tarafça da kabul edilmediği, davacıların iade talep ettikleri meblağın iddia olunan koşullar nedeniyle otelde geçirilmeyen 2 gece ücreti 9.200,00 TL ve ayıplı hizmet nedeniyle kalan 2 gece ücreti olan 9.200,00 TL den %50 indirim yapılması ve buna ek olarak manevi tazminat talebi olduğu hizmete ilişkin bedelde indirim talep edilen 13.800,00 TL(9.200,00 TL+4.600,00 TL)'nin tanıkla ispat sınırının üzerinde olduğu ve ispata elverişli tanık beyanı dışında bir delil bulunmadığı hizmetin gereği gibi ifa edilmediğini ispat yükü davacılara ait olmakla, dayanılan bilirkişi delili davacı tarafça ileri sürülmediğinden ve iddia olunan vakaların yaşandığı tarihteki durumunun keşif marifetiyle tespiti mümkün görülmediği..." gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir....
indirim seçimlik hakkının kullanılması sonucu taşınmaz bedelinde indirim miktarı olarak HMK md 107 kapsamında tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda arttırmak üzere 20.000,00 TL'nin ticari avans faizi ile tahsiline, ayıplı mal satışından kaynaklı maddi zararların tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL maddi tazminatın ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bedelde muvazaa için ispat külfeti davacının üzerinedir. Bu nedenle mahkemenin bedelde muvazaa iddiasını kabul etmemesi doğru niteliktedir. Davalı vekilinin kabul edilmeyen bedelde muvaazaa iddiaları yönünden vekalet ücreti için istinaf talebi bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere ve istinaf edenin taraf sıfatına göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı avukatının istinaf talebinin HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....