Hukuk Dairesinin 09.11.2020 gün ve 2016/18965 Esas - 2020/7004 Karar sayılı ilamı ile "Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş, mahkemece tanık beyanları esas alınarak bedelde muvazaa iddiası kabul edilmiştir. Tanık beyanları, somut ve görgüye dayalı olmadığı gibi; bilirkişi raporları ile de uyumlu değildir. Bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından mahkemece, davalının resmi senette ödemiş olduğu satış bedeli ile alıcıya düşen tapu harç ve masraflarının toplamı üzerinden önalım hakkının kullandırılması gerekirken tanık beyanları esas alınarak depo edilecek bedelin belirlenmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyularak mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının davasının kabulü ile dava konusu 57 ve 58 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı adına kayıtlı hisselerin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir....
Davalı vekili, cevap dilekçesinde tapuda gösterilen bedelin gerçek bedel olduğunu, davacı tarafın bedelde muvazaa iddiasının doğru olmadığını, satış bedeli ve tapu masraflarının ödenmesi halinde önalım hakkını kullanılmasına itirazları bulunmadığını belirtmiştir. Mahkemece, 790.500 TL depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili, istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf mahkemesince, davacı dava dilekçesinde bedelde muvazaa iddiasında bulunarak harca esas değer olarak 508.530 TL üzerinden harcı yatırdığı bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından önalım bedeli tapuda gösterilen bedel, harç ve masraflar toplamı 790.500 TL üzerinden tanınmasına rağmen yargılama sırasında Harçlar Kanununun 30. maddesine göre eksik harç tamamlattırılmadığından dava değeri 508.530 TL kabul edilip bu bedel üzerinden davacı yararına vekalet ücreti verilmesi, kalan kısım üzerinden de davalı yararına vekalet ücretine hükmetmek gerekir....
in mahkemenin 2011/101 esas sayılı diğer dosyasındaki “...taşınmazdaki payını 12.500.- TL'ye sattığına...” ilişkin beyanına itibar edilerek taşınmazın m2 sinin 625.- TL olduğu kabul edilerek,davacının bedelde muvazaa iddiası kısmen de olsa kabul edilmiş ve bu miktar üzerinden belirlenen önalım bedeli karşılığı davanın kabulüne karar verilmiş ise de, beyanı hükme esas alınan tanık ... satış işleminin tarafı olup,bu kişinin resmi satış senedinin aksine olan beyanına itibar edilemez. Ayrıca bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşifte belirlenen değer de tek başına yeterli değildir. Bu durumda, davacı tarafça bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanamadığının kabulü ile tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden önalım bedelinin belirlenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile önalım bedeli noksan belirlenerek düşük önalım bedeline hükmedilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Mahkemece, hata, hile ve bedelde muvazaa iddialarının birlikte ileri sürülemeyeceği, satış anında mirasbırakanın yanında davacı oğlu Nebi’nin de bulunması karşısında temlikin iradi olduğu, hata ve hile koşullarının gerçekleşmediği, bedelde muvazaa iddiasının ise tapu kaydının iptalini gerektirmeyeceği, mirasbırakana teban açılan davada davacıların işlemin tarafı olmaları ve işlemi bilmeleri nedeniyle satış tarihinden itibaren hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece, “....HMK'nin 184/2. maddesi hükmü gereğince tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka bir gün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istemedikleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanunun 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılamada beyanda bulunma hakkı verilmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar...
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I.DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin paydaşı olduğu dava konusu 917 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davalının satış yoluyla edindiği hissenin ön alım hakkı nedeniyle müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiş ve bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. II.CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; bedelde muvazaa olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının satıştan haberinin olduğunu, bedelde muvazaa iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından ileri sürülen bedelde muvazaa iddiasının açık ve net bir şekilde ispatlanamadığı gerekçesiyle tapudaki satış bedeli ile tapu harç ve masrafının toplam bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen ... No'lu parseldeki 30/1075 pay 30.000 TL bedelle taşınmazın paydaşı ... tarafından davalıya 11.08.2011 tarihinde satılmıştır. Davacı ise tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Ancak, bu konuda dinlenen davacı tanıkları taşınmazın bulunduğu bölgedeki taşınmaz m2 satış bedelleri konusunda genel beyanlarda bulunmuşlar, dava konusu edilen pay satışına ilişkin somut, görgüye dayalı bir bilgi verememişlerdir....
İstinaf Sebepleri Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığına gerekçede değinilmediğini, müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilerek müvekkilinin zarara uğratıldığını, cevap dilekçesinde beyan ettiği sebeplerle davacının eldeki davayı açmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu beyan ederek ve re'sen gözetilecek sebeplerle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C....
Somut olaya gelince, davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece davacıların bedelde muvazaa iddiaları ve davalının fiili taksim savunması üzerinde durulmamıştır. Dairemizin yukarıdaki ilkeleri gereğince öncelikle tarafların gösterdikleri deliller değerlendirilerek davacıların bedelde muvaza iddiaları ve davalının fiili taksim savunması konusunda gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Somut olaya gelince; davacılar vekili, davalının edindiği dava konusu payların gerçekte 6.000 TL değerinde olduğunu, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Davacılar vekilinin bedelde muvazaa iddiasının kanıtı olarak sunduğu, davalının dava konusu taşınmazdaki hissesi için ...'sine verdiği emlak beyanında 2013 yılında 2.407,05 TL, 2014 yılında 2.250 TL değer gösterdiğine ilişkin beyanname suretleri ve bilirkişi raporlarıyla belirlenecek bedeldir. Toplanan deliller bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir....