Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; a)Taşınmazın sit alanına alınması ve çıkarılmasının idarenin tasarrufuna bağlı olduğu gözetildiğinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca arsa olarak tespit edilen değerinde indirim yapılmayarak bulunan karşılığına hükmedilmesi gerekirken bu bedelden taşınmazın SİT alanında kaldığı gerekçesiyle % 5 oranında indirim yapılarak eksik bedel tespiti ,Doğru olmadığı gibi, b)Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, c)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden; Davalılar vekilinin bu yönlere...

    1,056 olacağı, bu oranın satış bedeline yansıması yapıldığında 78.166,00 / 1,056 = 74.020,83 TL araç değerinin çıkacağı, satış bedelinden bu miktarın çıkarılması sonucu oluşan bedelde indirim miktarının 4.145,17 TL olduğu anlaşıldığından bu bedel üzerinden bedel indirimi yapılmasının uygun olacağı anlaşılmasına dair gerekçe ile; Davanın KABULÜNE, 4.145,17 TL bedelde indirim bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ..." şeklinde karar verilmiştir....

    Bu bedel üzerinden hatır taşıması indirimi yapılarak sonuç tazminatın bulunması gerekirken Mahkemece; davalı tarafın hatır taşımasına ilişkin savunması uygun bulunarak; bilirkişinin hesapladığı miktardan önce hatır taşıması nedeniyle tazminattan %10,23 oranında indirim yapılmış ardından davalı tarafça ödenen miktar düşülmüş ve sonuç tazminat 50.537,69 TL olarak hesaplanmıştır. Yargıtayın yerleşik uygulamaları ile de kabul edildiği üzere; tazminatın saptanabilmesi için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Sorumluluk hukukunda, tazminat denkleştirilirken yapılacak indirimler arasında bir sıra söz konusudur. İndirim nedenleri genellikle, biri gerçek zararın diğeri de tazminatın belirlenmesine ilişkin olmak üzere ikiye ayrılır. Kural olarak, önce gerçek zararı bulmak gerektiğinden, zararla ilgili indirim sebepleri önce, hakimin takdiri ile tazminatla ilgili indirim sebepleri ise daha sonra uygulanmaktadır....

      İlçesinde olağandışı durumlar nedeniyle verim düşüklüğü olduğundan bahisle indirim yapılmadan taşınmazın normal veriminin alındığı yıllar ortalamasına göre bedelinin tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden dekara verim miktarlarında indirim yapılarak değer biçen rapora göre bedel tespiti, 1-b)Kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değeri belirlenirken Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre %5 oranında kapitalizasyon faizi uygulanması gerekirken, bu oranın %6 olarak kabulü ile az bedel tespiti, 2)Dava konusu taşınmazların konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak, tespit edilen metrekare birim fiyatına ilave edilecek objektif değer artırıcı unsurun % 300 oranında olacağı gözetilmeden, daha düşük objektif değer artış oranı kabul eden bilirkişi raporuna göre eksik bedel tespiti, Doğru olmadığı gibi; 3)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139...

        Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, yetkili servis hizmetinin ayıplı ifa edilmesinden kaynaklı ayıpsız misli ile değişim, olmadığı taktirde bedel iadesi, olmadığı taktirde değer kaybı istemlidir....

        İlçesinde olağandışı durumlar nedeniyle verim düşüklüğü olduğundan bahisle indirim yapılmadan ekonomik olarak değer ifade eden ilk ürün olan yaş üzümün normal veriminin alındığı yıllar ortalamasına göre taşınmazın bedelinin tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden işleme tabi tutulduktan sonra elde edilen kuru üzüme ait dekara verim miktarlarında indirim yapılarak değer biçen rapora göre bedel tespit edildiği, c)Dava konusu taşınmazın tarım arazisi niteliğinde kabul edilen kısmına bilirkişi raporunda belirtilen şekilde net ürün gelirine göre değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik olmadığı, d)Kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın özellikleri dikkate alınarak kapitalizasyon faiz oranının % 5 oranında kabulü ile buna göre hesaplama yapılması gerekirken, % 6 oranında alınmak suretiyle aza hükmedildiği, e)Türkiye ortalamasına göre üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünden fazla olamayacağını gözetmeden hesap yapan bilirkişi kurulu raporu esas alınarak hüküm kurulduğu,...

          Ancak ; 1-Taşınmazın kuru tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 5 uygulanması gerekirken, bu oranın % 6 kabulü ile az bedel tespiti, 2-Dava konusu taşınmazın sınıra çok yakın ve belli bir saatten sonra giriş çıkışların asker kotrolünde olması gibi yasal olmayan gerekçe ile m² birim değerinde indirim yapılmak suretiyle eksik bedel tespiti, 3-Taşınmazda malik olmayan ipotek alacaklısının davalı gösterilmesi 4-Taşınmazın tapu kaydında bulunan ipoteğin bedele yansıtılmasına karar verilmesi gerekirken ipotekten ari olarak tescile karar verilmesi, 5-Taşınmazda bulunan kamu haczinin bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru olmadığı gibi, 6-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 maddesi gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden, Hükmün, yukarıda açıklanan...

            Davacı, davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ve kullandığı süre boyunca beklenen faydayı sağlayamadığını ileri sürerek, ayıp oranından bedelde indirim yapılması amacıyla eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının aracı 10.10.2013 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye sattığı ve aracın maliki olmadığından bahisle, aktif dava ehliyeti bulunmadığından husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Eldeki dava, 13.11.2013 tarihinde açılmış olup, her ne kadar araç davacı tarafından 10.10.2013 üçüncü bir kişiye satılmış ise de, davacı, aracın maliki iken ... 13. Noterliği’nin 09.04.2013 tarihli ihtarnamesi ile aracın sürekli arızalanması ve beklenen faydanın sağlanamaması nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde bedel iadesine ilişkin talebini davalıya ihtar ettiğine göre, davacının aktif dava ehliyeti bulunmaktadır....

              Bu değerlendirmeler doğrultusunda; davalının istinaf talebinin kabulüne, HMK m. 353/1- b-2 uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın bedel indirim talebi yönünden kısmen kabulüne, 2.000,00 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; A.İstinaf Başvurusu Yönünden; 1.Davalının istinaf talebinin KABULÜNE, HMK m. 353/1- b-2 uyarınca İSTANBUL 2....

              Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Arsa niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 442 ada 6 parsel sayılı taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olduğu gibi, üzerinde bulunan yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.Bu nedenle davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.Davalı vekilinin temyizine gelince; Taşınmazın sit alanına alınması ve çıkarılmasının idarenin tasarrufuna bağlı olduğu gözetildiğinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca arsa olarak tespit edilen değerinde indirim yapılmayarak bulunan karşılığına hükmedilmesi gerekirken bu bedelden taşınmazın SİT alanında kaldığı gerekçesiyle % 5 oranında indirim yapılarak değer biçen bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle eksik bedel tespiti,Doğru görülmemiştir.Davalı vekilinin temyiz itirazları...

                UYAP Entegrasyonu