Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; 1-Kamulaştırılan taşınmazın havaalanı ile havaalanı mania planında kalması nedeniyle tapu kaydında bu yönde herhangi bir kısıtlama bulunmadığı halde %10 değer düşüklüğü kabul eden bilirkişi raporunun kararda esas alınması, 2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan yabancılara satılamaz şerhi ile birlikte davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3-Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapı bedeli hesaplanırken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yapı birim maliyet cetveline göre toplam bedel tesbit edildikten sonra varsa eksik imalat nedeni ile değer indirimi yapılarak bulunacak bedel üzerinden yıpranma payı düşülmesi gerekirken, yapı bedeli üzerinden eksik imalat ve yıpranma payı oranları toplamı oranında indirim yapılmak suretiyle hesap yapan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

    Ancak; 1)Taşınmazın emsal karşılaştırma yapılmak suretiyle tespit edilen bedeline hükmedilmesi gerekirken, bu bedelden, taşınmazın SİT alanında kaldığı gerekçesiyle % 10 indirim yapmak suretiyle düşük bedel tespit eden rapor esas alınmak suretiyle aza hükmedilmesi, 2)Dosyadaki belge ve fotoğraflara göre, 2 katlı mesken niteliğindeki binanın 3/A sınıfı yapılardan olduğu gözetilmeden 3/B sınıfında kabul edilerek fazla bedel tespiti, Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 21/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Arsa Ofisi tarafından) kamulaştırılmasına karar verildiği, idare tarafından açılan dava sonunda 07.05.1990 tarihinde kamulaştırmaya dayalı olarak taşınmazın idare adına tesciline karar verildiği, davacı idarenin de 10.12.1991 tarihinde davalıya taşınmazı devir ettiği, bilahare eski malikin 09.06.2005 tarihinde tezyidi bedel davası açtığı ve yargılama sonunda arttırılan bedel ve masrafları olarak davacı idarenin toplam 156.883,98 YTL'yi eski malike ödediği anlaşılmakta olup, bu husus taraflar arasında da ihtilafsızdır. Kesinleşen tezyidi bedel ilamında ise, idarenin kamulaştırma evraklarının malike usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelerden de, tarla vasfında iken kamulaştırılan taşınmazın, zaman içinde arsa haline dönüştüğü ve kamulaştırma bedelinin de arsa vasfı esas alınarak belirlendiği anlaşılmaktadır....

        Yukarıda ifade olunan hususlar karşısında, davacının uğradığı zararın hesaplanmasından sonra; hesaplanan bu bedel üzerinden, sırası ile yapılan ödemeler, davalı borçluya ait indirim sebebi olan müterafik kusur nedeniyle yapılacak indirimlerin uygulanması ve bu surette sonuç tazminatın belirlenmesi gerekir. Mahkemece müterafik kusur indiriminin davalı ödemesinin tenzilinden sonra yapılması gerekirken önce yapılarak zararın belirlenmesinde aykırı durum yaratılmıştır. Mahkemece, tazminat hesabının yapılması konusunda, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Şirketine geri verilmesine 26/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde ayıp oranında indirim bedeline hükmedilmesi taleplidir. Mahkemece; 2018/514 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonucunda 2020/261 Karar sayı ve 08/07/2020 tarihli kararı ile; "davacının ayıpsız misli ile değişim davasının reddine,davacının bedel indirimi talepli davasının kısmen kabulü ile, 4.007,82 TL ayıp oranında indirim bedelinin davalı T3 Taş. İnş. Özel Eğt. Tar. Tic. San. İth. İhr. Ltd. Şti.'...

          KARAR Davacı, dava dışı SSK ve Bağ-kur ile imzalanan 7.11.2000 tarihli ortak tedavi protokolü gereğince, tıbbi malzeme araç-gereçlerin firmalardan satın alınmasında rayiç bedel tespit edilerek yürürlükteki fiyatların geriye dönük olarak tespit edilen rayiç bedellere çekilmesinin kararlaştırıldığını, bu hususun davalı şirket ile yapılan sözleşmenin 5/B-h-i maddesi ile de hüküm altına alındığını, firmalarca hastanelere düzenlenen faturaların protokol fiyatlarına uygun olmasına rağmen sandık tarafından ödeme yapıldıktan sonra hastaneler tarafından firmalara hizmet bedeli v.s. isimlerle iskonto mahiyetinde fatura düzenlenerek böylece daha düşük fiyatla temin edilen malzemelerin gerçek değerlerinin saklanarak fazla bedel tahsil edildiğinin ......

            Dosyanın incelenmesinde; davacı vekili tarafından dosyaya sunulmuş bulunan 06.06.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile; davacının ayıpsız misli ile değişim talebinden vazgeçerek seçimlik hakkını satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim talebi yönünde değiştirmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı dava dilekçesi ile talebini dava konusu otomobilin ayıpsız misli ile değişimi olarak göstermiş olup daha sonra verdiği ıslah dilekçesi ile talebini bedel indirimi yönünde açıklamış ve değiştirmiştir. 4077 sayılı yasanın 4. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir....

              Bu durumda mahkemece 2014 yılında Gürpınar İlçesinde olağandışı durumlar nedeniyle verim düşüklüğü olduğundan bahisle indirim yapılmadan taşınmazın normal veriminin alındığı yıllar ortalamasına göre bedelinin tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden dekara verim miktarlarında indirim yapılarak değer biçen rapora göre az bedel tespiti, 2) 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi'nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1.bölüm karar da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 23.11.2014 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz işletilmesi gerekirken, dava tarihinden karar tarihine kadar kamulaştırma bedeline faiz işletilmesi şeklinde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

                Bu durumda mahkemece 2014 yılında Gürpınar İlçesinde olağandışı durumlar nedeniyle verim düşüklüğü olduğundan bahisle indirim yapılmadan taşınmazın normal veriminin alındığı yıllar ortalamasına göre bedelinin tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden dekara verim miktarlarında indirim yapılarak değer biçen rapora göre az bedel tespiti, 2) 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi'nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1.bölüm karar da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 23.12.2014 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz işletilmesi gerekirken, dava tarihinden karar tarihine kadar kamulaştırma bedeline faiz işletilmesi şeklinde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

                  Mahkemece, davacı ile davalı arasında arasında yapılan 17.01.2008 tarihli sözleşme gereği 150.000,00 TL bedel karşılığında dava konusu edilen makinenin davalı tarafından davacıya satıldığı, makine bedelinin tahsil edildiği, ancak makinenin içerdiği gizli ayıplar nedeni ile bedelinden 7.000,00 TL indirim yapılması gerektiği, sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın 818 sayılı BK. m. 179/f.II’de düzenlenen ifaya eklenen cezai şart niteliğinde olduğu, davacının edimini gereği gibi yerine getirmeyen davalıdan bunu isteme hakkı bulunduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulüne, 7.000,00 TL indirim bedeli ve 10.000,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 17.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava dosyasının ve dosyaya sunulan sözleşme hükümlerinin incelenmesinden, taraflar arasındaki hukukî ilişkinin eser sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu