WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

40.000,00 TL olduğunu, aracın tasfiye edildiği ve tasfiye bedelinin iade edilmediği ancak iadesinin mümkün olduğunun tespit edilmesi nedeniyle sadece el konulan aracın el koyma tarihindeki piyasadaki rayiç bedel farkının davacıya tazminat olarak ödenmesi gerektiği, davacının bedel iadesi için idareye talepte bulunulması durumunda yasal faizi ile birlikte elkonma tarihinden itibaren bedel iadesi yapılacağı anlaşılmakla; bilirkişi raporunda belirtilen 40.000,00 TL ile aracın satış bedeli arasındaki fark hesaplanmakla; 4.469,05 TL'nin (40.000,00-35.530,95=4.469,05) verilmesi gerektiğine, davacının dava dilekçesinde aracı kullanamamaktan kaynaklı kazanç kaybını talep etmiş ise de, aracın el koyma tarihindeki piyasadaki rayiç bedelinin faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiğinin kabul edildiğinden davacının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenerek, manevi tazminat talebinin reddine, 4.469,05 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden faizi ile birlikte davalıdan...

    Davalı; öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, bundan ayrı; davaya konu aracın dava tarihinden önce (10/10/2013) dava dışı birine satıldığını, malik sıfatı bulunmayan davacının ayıp oranında bedel indirimi talep etmesinin mümkün olmadığını, garanti süresi dolduktan sonra yapılan tamiratlar için bedel iadesi istenemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davacının dava tarihinden önce sattığı araç üzerinde malik sıfatı ve dolayısıyla aktif dava ehliyeti bulunmadığından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13....

      -TL olarak güncelleme farkı ile birlikte iadesi talep edilmişse de; tam yargı davalarında istikrar bulduğu şekilde tahsil edilen bedelin değer kaybı için ilk talep tarihinden itibaren yasal faize hükmedildiğinden, iadesi geç talep edilen miktarın değer kaybına geç iade talebinde bulunan davacı şirketin katlanması gerektiği görüşüyle güncelleştirme adı altında fazladan iadesi talep edilen 31.856,74....

        YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: Davacı tarafından, Alışveriş ve Yaşam Merkezi İhalesi Sözleşmesi ve eki İdari Şartnamesinde kararlaştırılan üst hakkı yıllık bedeli dolayısıyla 2013 ve 2014 yıllarında yersiz tahsil edildiği belirtilen toplam 479.205,00-TL katma değer vergisinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddedildiğinden bahisle verginin iadesi istemine ilişkindir....

          Yapılan inceleme sonucunda davanın gizli ayıp nedeniyle öncelikle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi olmadığı takdirde ayıp oranında indirim istemine ilişkin olduğu anlaşılmış olup alınan bilirkişi raporu ile aracın kilometresinin değiştirildiğinin anlaşıldığı, araç satışlarında yapılan kilometre değişikliklerinin ise gizli ayıp olarak değerlendirildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi yapılan değişikliğin gizli ayıp olduğu, satıcının TBK'nın 219. maddesi gereği bu ayıptan sorumlu olduğu, davacının ödediği bedel ile rayiç bedel arasında çok fazla fark bulunmadığı bu nedenle bedel iadesi talebinin reddi, davacının değer farkından dolayı uğradığı zararın tazmini (satış bedelinde indirim) yönündeki kararı istinaf edenin sıfatına ve istinaf sebepleri ile sınırlı inceleme yapılması kuralına göre yerindedir. İlk derece mahkemesinin hüküm kurarken ilk talebinin reddine terditli talebin kabulüne şeklinde karar vermesi gerekirken davanın kısmen kabulüne şeklinde karar vermiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL MÜMKÜN OLMADIĞI TAKDİRDE TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kredi kullanarak 36 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, banka ödemelerinde zorlanınca kefil olan davalının taşınmazın kendisine devri halinde banka borcunu ödeyeceğini söylemesi üzerine satış göstermek suretiyle taşınmazı davalıya devrettiğini, ancak banka borcunu ödemediği gibi taşınmazın bedelini de ödemeyerek kendisini kandırdığını ileri sürerek, hile hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat isteğinde bulunmuştur. Davalı, taşınmazın yetkilisi olduğu şirkete ait olup, satış suretiyle davacıya temlik edildiğini, satış bedelini ödeyemeyince geri kendisine devrettiğini, iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur....

            ve bedelinin ödenmesi amacıyla Düzce 2....

            sırasında Katma Değer Vergisi doğmayacağı açıkça belirtildiğini, davacı şirketle satış için anlaşılan rakam olan 130.000,00 TL'nin içinde %18 Katma Değer Vergisi olması ya da bu bedele Katma Değer Vergisi eklenmesi mümkün olmadığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği iddialarının aksine taşınmazın satış bedelinde KDV olması mümkün ve davacıya iade edilmesi gereken bir bedel olması mümkün olmadığını, bu sebeple davanın reddini talep ettiklerini, taşınmazın davacı şirkete satışı için ......

              Bu nedenle; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı üzerine, ilk derece mahkemesi kararının hüküm bölümündeki "fark bedelin üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılması ve karar kesinleşince hak sahibine ödenmesi" yönündeki ilgili kısımlarının "belirlenen kamulaştırma bedelinin hak sahibine derhal ödenmesi ve vadeli hesapta tutulan fark bedel ile ilgili olarak dava tarihinden sonraki dördüncü ayın bitiminden itibaren dairemizce verilen karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi" şeklinde düzeltilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Buna göre ise; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü gerekmektedir....

              Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkin olup, mahkemece verilen karar davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere; 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan bölümünün karar ve ilam harcı başlıklı III. kısmının 1. fıkrasında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı; 2-a fıkrasında ise, 1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlar ve davanın reddi kararlarında maktu karar ve ilam harcı; IV. kısmında da, temyiz başvuru harcı alınacağı hükme bağlanmıştır....

                UYAP Entegrasyonu