Hükmü davacı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre davalının tüm, davacının aşağıda yazılı neden dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Davacı 28.12.2012 tarihinde açtığı terditli davada öncelikle harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş ve bu talebin kabul edilmemesi halinde faydalı ve zorunlu masrafların tahsilini istemiştir. Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin reddi ile faydalı ve zorunlu masraf bedeline ilişkin istemin kabulü ile 46.683 TL alacağının tahsiline karar verilmiştir. Terditli davada, davacı iki ayrı talepte bulunur; ancak, bu talepleri terditli (kademeli) olarak ileri sürer. Yani, taleplerden biri asıl, ikincisi yardımcı (terditli) taleptir. Davacı ilk önce asıl talep hakkında karar verilmesini ister. Davacı bu davada, asıl talep olarak tescil, mümkün olmazsa iyileştirme bedelinin tahsilini istemiştir. Bu durumda ortada tek bir dava vardır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa bedel iadesi istemine ilişkindir....
Şti'nin hukuki ve fiili irtibat içerisinde bulunduğu iddia edilen dava dışı Alman şirketinden satın alınan metal dedektör makinesinin ayıplı olması nedeniyle, öncelikle 44.000 Euro'luk satış bedelinin iadesinin, terditli olarak da bu makinenin ayıpsız misli ile değişiminin istenildiği, ikinci bir terdit olarak da satış bedelinden ayıp nedeniyle 40.000 Euro'luk indirim talep edildiği ancak bu terditli son talepten 22/05/2023 tarihinde feragat edildiği belirlenmiştir. Yargıtay . HD’nin 15.03.2023 gün ve ... E. ... K. sayılı emsal içtihadına göre, "davacının ayıp hukuki nedenine dayalı olarak misli ile değişim, kabul edilmediği taktirde bedel iadesi istemli terditli dava açtığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 111 inci maddesinin ikinci fıkrasında Mahkemenin, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemeyeceği belirtilerek asli talebe öncelik verildiği, yani davanın asli talebe göre niteleneceği açıktır....
nin dava konusu taşınmazdaki ipoteği kaldırmak için para aldığının dosya kapsamında sabit olduğunu ancak bu para ile ipoteği kaldırmayarak taşınmazın satılmasına neden olduğunu ve ihaleden de kendisinin aldığını, kötü niyetli olduğunu, dava dışı ...’ın yatırdığı paranın iadesi için dava açtığını ve davanın kabul edildiğini, ...'nin faize ödediği bedel düşülerek kalan bedelin tahsiline karar verilmesi gerektiğini, davanın tapu iptali ve tescil istemli olduğunu, terditli olarak da bedel talep edildiğini, bedel isteminin reddi hususunda gerekçe olmadığını, birleştirilen dava yönünden davacı ...'ın taşınmaz için 20.000,00 TL bedel ödediğini ve taşınmazı malik sıfatıyla kira ödemeden kullandığı, bu nedenle mahkemece keşfen tespit edilen değerin değil ödenen bedelin iadesi yoluna gidilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. 6. Gerekçe 6.1....
Dava; başlangıçta ipoteğin fekki ile tapu iptali ve tescil, terditli olarak da bedel iadesi şeklinde açılmış ise de, davacılar vekilinin yargılama sırasında gelişen duruma göre 15/10/1019 tarihli duruşmadaki beyanı ile davadaki isteğini terditli olan ikinci isteğine hasrettiği, diğer bir ifade ile; tüm davacılar yönünden bedel iadesi istediği anlaşılmaktadır. Bu durumda artık, arsa sahibinin zorunlu dava arkadaşlığı ya da davada yer alması gibi bir gereklilik bulunmamaktadır. Çünkü, bedel iadesinin muhatabı sözleşme tarafı olan yüklenici şirket olup, bir kısım davacılara tapu devirlerini yapan da yine yüklenici şirkettir. Ayrıca; tapu iptali tescil isteği ortadan kalktığı için taşınmazlar üzerindeki ipoteğin de bir önemi kalmamakla, ipotek lehdarının da davada yer almasına gerek kalmamıştır....
İlk Derece Mahkemesinin 13.11.2018 tarih ve 2016/654 Esas, 2018/495 Karar sayılı kararı ile; davacının tapu iptal tescil talebinin yerinde görülmediğinden reddine karar verildiği, davacının terditli olarak bedel iadesi talebi olduğu, davalı ...'e yapılan bir ödeme bulunmaması sebebiyle taraf sıfatı bulunmadığından ... açısından davanın reddine karar verildiği, ancak davalı ...'a taşınmaz satımı ile ilgili ödeme yapıldığı belirtilerek bedeli sebepsiz zenginleşme hükümleri dairesinde iadesi gerektiğinden ... yönünden davanın kabulüne, 340.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. 2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. 3....
İlk derece mahkemesince; "Davacının taleplerinin terditli olarak misli ile değişim, olmadığı takdirde bedel iadesi, bunun da olmaması durumunda bedelsiz tamirat olması ve dava konusu aracın ayıbının yazılım güncellemesi ile giderimiş olduğu dikkate alınarak konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat ve değer kaybına ilişkin taleplerinin reddine," karar verilmiş, bu karara karşı taraf vekillerinin süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Davacılar dilekçesinde; yüklenici davalı Nokta İnşaattan harici senetle satın aldıkları dairenin, yüklenici ve arsa sahiplerinin işbirliğiyle muvazaalı olarak 3.kişiye devri nedeniyle; taşınmazın tapusunun iptali ile adlarına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 139.000 Euro'nun fiili ödeme günündeki kur üzerinden hesaplanacak TL karşılığının, faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir; ıslah dilekçesi ile de, taleplerini sadece bedele hasretmişlerdir. Davacıların bu davadaki talebi, terditli (kademeli) bir taleptir. Öncelikli talepleri dava konusu taşınmazın tapusunun iptali, bu mümkün olmadığında, bedel olarak ödedikleri paranın istirdatına ilişkindir. Terditli davalar hakkında HUMK'da açık bir hükmü yoktur. Ancak, gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamalarında terditli davaların caiz olduğu kabul edilmektedir....
Davacının bedel iadesine ilişkin terditli talebi bulunduğu ve davanın sözleşmenin tarafı olan yükleniciye yöneltildiği anlaşıldığından, İDM tarafından öncelikle taşınmazın belirlenen rayiç değeri ile sözleşme değerine göre ödenen bedel de dikkate alınarak davacının bedel iadesi talebi yönünden bilirkişi heyetinden rapor alınarak delillerin değerlendirilmesi gerekirken, terditli bedel talebi gözardı edilerek yanılgılı ve eksik değerlendirme ile davanın pasif husumetten reddine dair hüküm kurulması yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İDM kararının 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemiz kararına uygun işlem yapılmak üzere dosyanın İDM'ne gönderilmesine, dava tarihinden önce taşınmazı satın alan 3.kişilerin ihtiyati tedbirin kaldırılması taleplerinin kabulü ile kaldırılmasına kesin olmak üzere karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Uyuşmazlık, davacının dava açarken kanunda belirtilen seçimlik haklarından misliyle değişim, olmadığı takdirde bedel iadesi yönündeki haklarını terditli olarak talep edip edemeyeceği, mahkemenin terditli talep söz konusu olması halinde ne şekilde davranacağı, ayıplı araç sebebiyle davacının manevi zararının oluşup oluşmadığı, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm fıkrasında Yılmazlar .... A.Ş. yönünden çelişkilerin bulunup bulunmadığı, araçtaki hasarlar nedeniyle değerinin düşüp düşmediği, zamanaşımı iddialarının yerinde olup olmadığı, dava dilekçesinde talep edilen alacak kalemlerinden kimin ne şekilde sorumlu olacağı hususundadır. İlk derece mahkemesince, tarafların sunmuş olduğu deliller toplanmış, teknik bilirkişi incelemesi yapıldığı görülmüştür....