İleri Sürülen İstinaf Sebepleri : Davacı TEİAŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle: münavebe deseninin sulu şartlarda yetişen ürünlerden seçerek m2 birim fiyatının yüksek belirlendiğini, münavebe deseninde yer alan ürünlerin son 5 yıllık fiyat ortalamalarının alınmasının gerektiğini, %35 değer azalışının çok olduğunu, %5 kapitilizasyon faiz oranının yüksek olduğunu, değer tespitinde vergi değerlerinin dikkate alınması gerektiğini, beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dava Kamulaştırma (Bedel Tespit ve Tescil ) davasıdır. HMKnun 342- e maddesine göre istinaf dilekçesinde başvuru sebepleri ve gerekçesinin bildirilmesinin de zorunluluk bulunduğu, yine HMK.nun 355. Maddesinde incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ancak Bölge Adliye Mahkemesince kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bunun resen gözetileceği belirtilmiştir....
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; münavebe desenini usulüne uygun şekilde oluşturulmadığını, dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi olup sulu tarım arazisinde yetişen ürünlerin münavebe desenine alındığını, münavebe desenindeki ürünlerin fiyat dalgalanmaları dikkate alındığından son 5 yıllık verilerinin ortalamalarının alınması gerektiğini, değer kaybı oranının %30 olarak yüksek olarak alınmasının hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %5 olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, %10 objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, değer tespitinde vergi beyanlarının da dikkate alınmasının gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, Kamulaştırma (Bedel Tespiti Ve Tescil) davasıdır. HMKnun 342- e maddesine göre istinaf dilekçesinde başvuru sebepleri ve gerekçesinin bildirilmesinin de zorunluluk bulunduğu, yine HMK.nun 355....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesi veya bedelinin iadesi taleplerini ihtarname ile karşı tarafa bildirdiklerini, cevap olarak araçta bir sorun olmadığını ihtarname ile bildirdiğini ancak dava açıldıktan sonra aracın ayıplı olduğunu kabul ederek ödemede bulunulduğunu, satılan ve bedel karşılıklı olarak iade olunmadığı için sözleşmeden dönmenin henüz gerçekleşmediğini, bu nedenle araç bedelinin, faizinin, bütün zarar ve masrafların taraflarına ödenmesi gerektiğini, ancak araç kiralama bedeli ve güncel araç değer farkının ödenmediğini, munzam zararlarının söz konusu olduğunu ve karşılanmadığını, satış bedelinin zamanında taraflarına iade edilmesi halinde araç kiralamak zorunda kalmamış olacaklarını, hiçbir sorun çıkmadan eğer arabayı ayıpsız bir şekilde kullanmaya devam ediyor olsalardı ve aracı satabilselerdi şuan piyasa fiyatına göre kâr etmiş olacaklarını, fakat kusurlu davranan davalı tarafın şuan hakkaniyete aykırı...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline düğünde 8 adet herbiri 23 gram ağırlığında 2 ayar altın bilezik ile 20 adet çeyrek altın takıldığını, davalının bu altınları müvekkilinden alarak harcadığını, müvekkiline iade etmediğini belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde şimdili-k 25.000 TL nin davalıdan tahsilini talep etmiş, 01/12/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de 8 adet 22 ayar her biri 12 gram bilezik ve 11 adet çeyrek altının aynen iadesi aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 25.000 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil Olmadığı Takdirde Bedel Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, tapu iptal ve tescil talebinin reddine sözleşmenin 1 ve 2. bendindeki parseller yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 153 ada 3 aprsel yönünden bedel iadesi talebinin kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
Kısmi olarak yapılan kamulaştırmalarda kamulaştırmadan arta kalan kısımlardaki değer kaybının %50 oranını geçmesi halinde, davalıya %50 oranında değer kaybı ile yetinip yetinmeyeceği sorularak, yetindiği takdirde bu miktara göre hüküm kurulması, yetinmediği takdirde ise davacı idareye geri kalan taşınmazın bedelinin tamamını ödemek suretiyle taşınmazın tamamının mülkiyet hakkını kazanma imkanı sağlanması ve talebi halinde taşınmaz bedelinin tamamına hükmedilmesi, aksi halde bilirkişi kurullarınca belirlenen değer azalışı oranına göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek, taraflara yukarıda açıklanan hususlarda beyanda bulunmaları için süre verilip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde değer azalışı belirlenmesi, Doğru olmadığı gibi, 2- Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas 2020/39 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7139 sayılı Kanunla Değişik 10. maddesinin 8....
Ne varki davacı bedel iadesi, olmadığında değiştirme talebinde bulunmuştur. Davacıdan talebini bedel iadesi veya değiştirme taleplerinden birisine hasretmesi istenerek tercih ettiği hak yönünde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 5.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunmuş, davanın esasına ilişkin olarak da davacının müvekkili şirkette her birinin nominal bedeli 1,00 TL olan 90 hissesi bulunduğunu, nominal bedel ile reel bedel arasında fark olmasının işin tabiatı gereği olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, yapılan pay devir işleminin kanuna ve ortaklık ana sözleşmesine aykırılık teşkil etmediği, ortaklık defterlerin ve genel kurul toplantılarının usulünce olduğu, davacının hileli davranışlarla aldatıldığını tespite elverişli somut deliller bulunmadığı, ortaklığın pay kazanımını benimseyerek karar gereğini yerine getirdiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, nominal değer üzerinden satın alınan hisseler için fazladan ödenen miktarın tahsili, kar payının ödenmesi, hisse senetlerine ait belgelerin verilmesi istemine ilişkindir....
Bu nedenle; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı üzerine, ilk derece mahkemesi kararının hüküm bölümündeki "fark bedelin üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılması ve karar kesinleşince hak sahibine ödenmesi" yönündeki ilgili kısımlarının "belirlenen kamulaştırma bedelinin hak sahibine derhal ödenmesi ve vadeli hesapta tutulan fark bedel ile ilgili olarak dava tarihinden sonraki dördüncü ayın bitiminden itibaren dairemizce verilen karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi" şeklinde düzeltilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Buna göre ise; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:27.09.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedel tahsili isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....