WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK’nin 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir. Malzeme sahibinin TMK’nin 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 1305 parsel sayılı taşınmaza, üzerine bina yapılmak, kanalizasyon borusu geçirmek ve bir kısmını bahçe olarak kullanmak suretiyle davalı tarafından müdahale edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur. Davalı, dava konusu alanda kadastro çalışmaları sırasında hata yapılması nedeniyle pek çok parselde kayma meydana geldiğini, bunu gidermek amacıyla imar uygulaması yapıldığını, kimsenin taşınmazına tecavüz etmediğini bildirip davanın reddini savunmuştur....

      Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece, “..taşınmazdaki mütemmim cüz niteliğinde olan yapınında akıbetini belli edecek olan yıkım istekli böyle bir davada tüm paydaşların yer alması gerektiği, komşu parselde bulunan binadaki pencereler nedeniyle davacı taşınmazına fiilen elatma bulunmadığı, davalının kendi mülkiyet alanı içerisinde imar mevzuatına aykırı olarak davacı taşınmazına cepheli pencere açmasının idari yaptırımı gerektirdiği gibi TMK’nun 737. maddesinde düzenlenen hoşgörü sınırlarını aşacak nitelikte bir davranış olarak da yorumlanamayacağı, bu durumun komşuluk hukuku açısından zarar verici nitelikte olduğunu söyleyebilme imkanı da bulunmayacağı, bir kimsenin kendi mülkiyet alanı içindeki binası veya bölümüne pencere açma olgusu TMK’nun 683. maddesi gereğince mülkiyet hakkının bir sonucu olup, pis koku, duman vs. gibi haller dışında pencere açmanın karşı tarafın aile mahremiyetinin ihlali niteliğinde olduğu da kabul edilemeyeceği, davacıya yıkım isteği yönünden...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta (bina yapımı) olup, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 15. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 03.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı, mirasbırakanlarının devrettiği arsanın bir kısmının boş olduğunu, bir kısmı üzerinde ise 2 katlı bina olduğunu, kendisine boş kısmın verildiğini, iki katlı binanın olduğu kısmın ise davacı ile diğer kız kardeşe verildiğini, boş tarafa bina yaptığını ve kullandığını, hatta bina yapımı için kardeşlerinin muvafakatname verdiğini, davacının kötü niyetli olduğunu belirtilerek, davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanların dava konusu taşınmazı mirasçıları arasında paylaştırdığı, yapılan devir işleminin davacı tarafça da onaylayarak imzalandığı, dolayısıyla kişinin kendi muvazaasına dayanamayacağı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf talebi ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, yapılan devir işleminin muvazaalı olmadığı, mal kaçırmak amacıyla yapılmadığı gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK'nın 353/(1).b.1 maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...

            Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya gelince; Davacı 11.04.1984 tarihli harici satış sözleşmesine dayanarak iyiniyetli olarak dava konusu taşınmazda bina yaptığını belirterek mülkiyet aktarımı olmadığı takdirde tazminat isteminde bulunmuştur. Dosya içerisinde bulunan dava konusu 4969 ada 1 parsel (eski 2770) sayılı taşınmzın tapu kaydı incelendiğinde davalıların murisi... adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Davacı ise 11.04.1984 tarihli harici satış sözleşmesini davalılardan sadece ... ile yapmıştır. Diğer davalı... mirasçıları bu sözleşmede taraf olmadıkları gibi sözleşmeye muvafakat da göstermemişlerdir. Bu durumda elbirliği mülkiyetinde bulunan taşınmazda davacı, ortaklardan biri ile yaptığı harici sözleşmeye dayanarak bina yapmış olduğundan iyi niyetli kabul edilemez....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dikili Ağaç, Fidan veya Bağ Çubuğuna Zarar Verme HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanılış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sera yapımı için ağaç ihtiyacı olan sanık ...'nin, kayın pederi olan diğer sanık ...'...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.7.2004 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.3.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, taşınmazına bitişik davalının imara ve projeye aykırı olarak aralarında bulunan boşluğa bina yaptığını el atmanın önlenmesi ile binanın kal’ini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. El atmanın önlenmesi ile birlikte kal’de istenmesi durumunda dava değeri, dava konusu zemin ve üzerindeki yapının değerleri toplamıdır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.06.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, komşu taşınmaz maliki tarafından imara aykırı olarak bina yapılmak suretiyle taşınmazına yapılan haksız elatmanın önlenmesini, komşuluk hukukuna aykırı olarak açılan pencerelerin kapatılmasını, balkonun kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı, balkon ve pencerelerin davacının boş arazisine baktığını, davacı taşınmazına bir taşmanın söz konusu olmadığını davanın reddini savunmuştur....

                    Davada, davalının davacıya ait tapulu taşınmazına taşkın inşaat yapması nedeniyle kötüniyetli şagil olduğu anlaşıldığına göre, davacının taşınmazından bina yapmak suretiyle yararlandığı sabit olduğundan işgal edilen kısım için ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde ecrimisil talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda mahallinde yeniden keşif yapılarak, alınacak bilirkişi raporu ile işgal edilen taşınmaz yönünden getirebileceği ecrimisil miktarı emsallerde dikkate alınarak hesaplanmalı, ayrıca her iki raporda farklı rakamlar ile belirtilen m2 birim fiyatı yönünden de yeniden araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu