WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temelli yapı niteliğinde olmayan ve taşınmazın tamamlayıcı parçası niteliğini taşımayan yapılar temliken tescil istemine konu oluşturamaz. Öte yandan davacılar kendilerine ait malzeme ile yaptıkları yapının depo kısmı dava konusu 789 ve 790 parsel sayılı taşınmazlara taşmış ve taşan kısım harici satış senedine konu edilmiş ise de taşan kısmın ifrazının da mümkün olmadığı tespiti yapıldığından, Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yazılı yukarıda açıklanan temliken tescil koşulları davacılar yararına gerçekleşmemiştir. Bu konuda kabul kararı verilmemesi isabetli ise de mahkemece, davacılara ait deponun davalılar taşınmazına taşan kısmı için sözleşmeye konu satış bedelinde güncelleme yapılarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tespit edilen tazminattan tüm davalıların sorumlu tutulması doğru değildir. Sonradan taşınmazda pay sahibi olan bir kısım davalıların, üzerindeki yapı ile birlikte taşınmazı satın aldıkları anlaşıldığından sebepsiz zenginleşmeleri söz konusu değildir....

    TMK’nın 724. maddesinde başkasının arazisi üzerine bina yapımından söz edilmiş, varolan bir bina üzerine ilave kat yapılması maddede yer almamıştır. Bu nedenle, varolan bir binanın üstüne kat ilave edilmesi davacının TMK’nın 724. maddesinde tanımı yapılan hakkı sağlamaz. Dolayısıyla, davacının tapu iptali ve tescil isteminin kabulü doğru görülmemiştir. Ancak, davacının ikinci kademede yapı ve işçilik bedeli istemi bulunduğundan ikinci kademedeki bu istemi hakkında dosya içerisindeki kanıtlar değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca davacının tapu iptali ve tescil isteminin reddi ile ikinci kademedeki isteminin değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.12.2004 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; temliken tescil isteminin kabulüne dair verilen 18.10.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Medeni Kanun’un 724. maddesi (Önceki Medeni Kanunun 650. Maddesi) uyarınca açılan temliken tescil isteğine ilişkindir. Medeni Kanun’un 718/2 (önceki Medeni Kanunun 644/2.) maddesine göre, arazi üzerindeki mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer....

        Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....

          Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, taşkın inşaat nedeniyle mülkiyet hakkına dayanarak haksız elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkindir. Davalı taraf savunma yoluyla temliken tescil talep etmişlerdir....

          TMK’nin 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Ancak kamu tüzel kişiliğine ait taşınmazların temliken tescil yolu ile iktisabı mümkün değildir. Kaldı ki dava konusu taşınmaz hem Orman İşletme Müdürlüğüne (Kamu tüzel kişiliğine) ait hemde 1955 yılında, davalı tarafından bina inşa edilmeden önce kadastro tespiti yapılarak çapa bağlanmıştır. Çaplı taşınmaza bina inşa edilmesi halinde iyiniyet iddiası dinlenemeyeceğinden temliken tescil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru olamıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.3.2005 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 18.10.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayanılarak açılan temliken tescil istemine ilişkindir. Davacılar paydaş bulundukları 71 ada 23 parsel numaralı arsa nitelikli taşınmaz üzerine kardeşleri olan diğer paydaşların rızalarını almak suretiyle bina yaptıklarını bildirip, iyi niyetle yapılan bina nedeniyle davalı paydaşların paylarının pay bedellerinin kendilerine ödenmesi koşuluyla adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir....

              Bu iki koşulun varlığı halinde taşkın yapı maliki uygun bir bedel ödeyeceğini bildirerek açacağı yenilik doğurucu nitelikteki temliken tescil davası ile taşkın kısımın mülkiyetini veya üzerine bir irtifak hakkı kurulmasını istiyebilir. Ayrıca, iyiniyet savunmasının yukarda açıklanan niteliği dikkate alınıp, bu savunma içerisinde temliken tescil isteğinin de bulunduğu kabul edilerek, tescil talebi,ayrı bir davaya gerek olmaksızın açılan davada savunma yoluylada ileri sürülebilir. Esasen bu kuralın uyuşmazlıkların en kısa sürede sağlıklı biçimde çözümlenmesi ve dava ekonomisi yönünden büyük yarar sağlayacağıda kuşkusuzdur....

              Davalı- karşı davacının temliken tescil talebi hususunda, iyiniyet, yapı bedelinin arsa bedelinden açıkça fazla olması, ifrazın mümkün olması gibi temliken tescil şartlarının oluşması ve taşınmaz arsa bedelinin davalı-karşı davacı tarafça depo edilmesi halinde kendi yapısı yönünden temliken tescil hükmü kurulmalı, temliken tescil şartlarının oluşmaması ya da bedelin depo edilmemesi halinde temliken tescil talebinin reddine karar verilmesi gerekir. Temliken tescil şartlarının oluşmaması halinde mahkemece taşınmazdaki yapıların yıkımının aşırı zarara neden olup olmayacağı hususunda inşaat bilirkişisinden ek rapor alınmalı ve buna göre değerlendirme yapılmalıdır. Yıkım aşırı zarara neden olmayacak ise dava konusu taşınmaza ilişkin el atmanın önlenmesi ve yıkım talebinin kabulüne karar verilmelidir....

              Ancak çaplı taşınmazlarda iyiniyet iddiası ileri sürülemeyeceğinden, temliken tescilin sübjektif unsuru olan iyiniyet unsuru gerçekleşmez. Bu durumda TMK’nin 724. maddesi gereğince temliken tescil koşulları oluşmamaktadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı her ne kadar yapı ve malzeme sahibi olduğu iddiası ile eldeki davayı açmış ise de davalıya ait taşınmaz üzerinde kalan yapıların dava dışı komşu 8 parselde bulunan fabrikanın eklentileri niteliğinde olduğu, davacının bir dönem bu şirketlerde yönetici olduğunun savunulduğu, davacının komşu parsel ve tesis sahibinden bağımsız bir kullanımını ve eklentileri kendi adına kendi malzemesi ile yaptığını ispat edemediği,yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve 724. Maddenin metninden açıkça anlaşılacağı üzere temliken tescil isteme hakkının yapı-malzeme sahibine ait olduğu anlaşılmakla İDM'nin değerlendirmesinde sonuç olarak bir yanılgı bulunmamaktadır....

              UYAP Entegrasyonu