Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.08.2013 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil, 2. kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, temliken tescil 2. kademede tazminat istemine ilişkindir....

    Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.06.2014 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 24.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK’nin 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmazsa tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı ... 'in müvekkilinin annesi, davalı ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı ....tararından kendisine tahsis edilen 166 ada 11 parsel sayılı taşınmaz üzerine bina yaptığını, daha sonra dava dışı oğlu....şirketin daha az vergi ödeyeceği şeklinde kandırmaları sonucu arsayı hissedarı olduğu .....e devrettiğini, bilahare yine hile suretiyle şirketteki hisselerinin elinden alındığını, taşınmazın da adı geçen şirket tarafından anılan..... tarafından devralındığını, her iki şirket ortaklarının da aynı veya akraba kişiler olduklarını, kendisinin binayı devretmediğini ve binanın arsadan daha değerli olduğunu ileri sürerek; tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde temliken tescil, o da olmazsa bina değerinin tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-birleştirilen dosya davalısı vekili tarafından, davalı-birleştirilen dosya davacısı aleyhine 24.10.2013, birleştirilen dosya 18.11.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal, birleştirilen dava ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı- birleştirilen dosya davalısı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Asıl davada davacı, 661 ada 2 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalının bitişik parsel maliki olup taşınmazına yapmış olduğu inşaatın bir bölümünün kendi taşınmazına müdahalede bulunduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ile davalı tarafından yapılan inşaatın kendi taşınmazına denk gelen kısmının yıkılmasını istemiştir....

          Mahkemece; bilirkişi raporuna göre taşınmazın ifrazının mümkün olmadığı, davalı iyiniyetli olsa bile temliken tescil şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteminin reddine, davacıların yıkım istemin reddine, elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne ancak binanın asgari levazım bedelinden davacılara ait olduğuna karar verilen son katın değeri düşülerek hesaplanan bedelin davacılardan tahsiline karar verilmiştir. Mahkemece temliken tescil isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmasa da tazminat bedelinin belirlenmesi usulü doğru değildir....

            Mahallinde keşfin yapıldığı, bilirkişilerden raporlar alındığı, mahkemece usule uygun değerlendirme yapıldığı, davacı lehine temliken tescil şartlarının oluşmadığı anlaşılmıştır. Temliken tescili istenilen kısmın zemin değeri 40.000 TL civarında olup üzerindeki yapının bedeli çok daha fazla ise de, dava konusu yerin çapa bağlı taşınmaz olması, iyiniyet koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacı tarafın istinafta ileri sürdüğü hususlar yerinde değildir. Reddine karar verilmesi gerekir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 4335 parsel sayılı taşınmazına komşu 3120 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının taşkın ev inşa etmek suretiyle tecavüz ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine, yıkıma ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı, 1963 yılında satın aldığı taşınmazı ihtilafsız kullandığını, iyiniyetli olduğunu belirtip uygun bedel karşılığında temliken tescil isteğinde bulunmuştur....

              nun 2, 722, 723 ve devamı maddeleri uyarınca temliken tescil koşullarının dava konusu olayda oluştuğunu, dolayısıyla mahkemenin temliken tescil davalarının reddine karar vermesinin doğru olmadığını, birleşen 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/219 E. sayılı dosyası üzerinden müvekkili tarafından ekilen ıspanak ürününün davalı tarafça sökülmesi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın tazmini talebiyle açtıkları tazminat davasının reddine karar verilmesinin de doğru olmadığını, mahkemenin ret gerekçesinin de doğru olmadığını, Adana 1....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15.02.2013 tarihinde müdahalenin meni, ecrimisil ve kal, karşı dava 14.03.2013 günlü dilekçeler ile karşı davada temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 30.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Asıl dava taşınmaza müdahalenin meni, ecrimisil ve kal; karşı dava TMK’nın 725. maddesi uyarınca temliken tescil isteğine ilişkindir....

                c-Üçüncü koşul; yapıyı yapanın (Malzeme malikinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Uygun bedel genellikle yapı için lazım olan arsa miktarının dava tarihindeki gerçek değeri olarak kabul edilmekte ise de büyük bir taşınmazın bir kısmının devri gerektiğinde geri kalan kısmın bedelinde meydana gelecek noksanlıklar varsa bunların ve taşınmaza bağlı öteki zararlar da göz önünde bulundurularak hak ve yarar dengesi kurulması suretiyle hesaplattırılmalı, iptale konu zemin bedelinin arsa sahibine ödenmesine karar verilmeli, önceden ödenmiş bedel var ise bu miktar ödenecek bedelden mahsup edilmelidir. Aslında bu son iki koşulun yekdiğerinden ayrı düşünülmesi olanaksızdır. Somut olayda ise, 1090 parsel üzerindeki yapı arz ile bütünleşmeyen onun mütemmim cüzü haline gelen bina niteliğindeki bir yapı değildir....

                  UYAP Entegrasyonu