"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.01.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının talebinin evin yapımındaki masrafın tahsili istemine ilişkin olup mal ayrılığı rejiminde hak iddiasında bulunan tarafın iddiasını ispatlaması gerektiği halde davacınınn iddiasını kanıtlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Davacı Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20/07/2010 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; temliken tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne dair verilen 24/12/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, TMK'nin 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu taşınmazı satış senedi ile satın aldığını, satın aldığı yere bina yaptığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, taşınmazın değerinin arsanın değerinden fazla olduğunu belirterek tapu iptali tescil olmazsa tazminat ödenmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/11/2021 NUMARASI : 2018/513 ESAS, 2021/411 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/513 Esas, 2021/411 Karar sayılı kararına karşı davacı vekillerince İstinaf Kanun yoluna başvurulmakla yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI: Davacı karşı davalı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 169 sayılı parselin maliki olduğunu, davalı Hayrettin ve diğer davalıların ise 209 sayılı parselin birlikte malikleri olduğunu müvekkili ile davalı Hayrettin'in 12.10.2013 tarihli karşılıklı gayrimenkul takas sözleşmesi imzaladıklarını, davacının 5 yıl önce takasla aldığı arsa üzerine davalıların bilgisi dahilinde ev yaptığını, müvekkilinin takasla aldığı yere iyiniyetle ev yaptığını belirterek TMK'nın 724. Maddesi uyarınca temliken tescil isteğinde bulunmuştur....
Davalar hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda asıl davanın reddine, birleştirilen temliken tescil davasının kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK'nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar TMK'nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır....
ın bayisi ve annesi olan... adına kayıtlı iken davacı tarafından bina yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının temliken tescil davasına konu istemi kişisel hak niteliğinde olup yukarıda açıklanan ilkelere göre bina sahibi tarafından ancak inşaat yapıldığı tarihte taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Kaldı ki çaplı taşınmazlarda iyiniyet iddiası da ileri sürülemeyeceğinden davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.10.2010 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil, birleşen dava ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; temliken tescil isteminin kısmen kabulüne, elatmanın önlenmesi ve kal isteminin kısmen kabulüne dair verilen 06.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-b.davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., Türk Medeni Kanununun 724. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, birleştirilen davanın davacısı ... elatmanın önlenmesi ve kal isteminde bulunmuştur. Mahkemece, tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne, birleştirilen elatmanın önlenmesi ve kal isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin haricen satın aldığı işbu hisseye ilişkin olarak, tüm masrafları kendisi tarafından karşılanmak suretiyle kendi ve çocuklarının ihtiyaçları nedeniyle bir zemin, 2 normal kattan ibaret toplam 3 katlı, betonarme tarzda inşaat yaptığını ve uzun yıllardan beri de kullandığını, bu hususun tanık anlatımları ile de sabit hale geldiğini, yerel mahkemece sundukları tüm bu hususlara ilişkin delilleri ve iddiaları irdelenmeksizin, davalının iyiniyet - kötüniyet araştırması yapılmaksızın temliken tescil ve bina değerinin ödenmesi yönündeki taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini, tarafsız olarak araştırma yapılmaksızın hüküm kurulduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının reddedilen kısmının kaldırılarak, temliken tescil ve bina değerinin ödenmesi yönündeki taleplerinin kabulüne, esas hakkında karar verilmesinin mümkün olmaması halinde yerel mahkeme...
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece, davalı taşınmazının 7 m2'lik kısmının davacı taşınmazına tecavüzlü olduğunun anlaşıldığı, temliken tescil talebinin ancak taşma zamanındaki malike, onun külli haleflerine karşı ileri sürülebileceği, dava konusu tarihi yapının yaklaşık 100 yıllık olduğu, aynı sınırlarına inşa edildiği, davacının taşma konusu yeri 04.04.1994 tarihinde satın aldığını, taşınmazı taşmadan sonra edinen davacı-karşı davalı malike karşı temliken tescil talebini ileri süremeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yukarıda belirtildiği üzere söz konusu olayda, taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını arazinin yeni maliklerine karşı da kullanabilir. Ancak dairemizin yukarıdaki ilkelerinde de açıklandığı üzere bu tür davalarda TMK'nın 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi için öncelikle taşkın inşatı yapan kimsenin iyiniyetli olması gerekir....
Davacı, yargılamalar sırasında davasını kısmen ıslah ederek tapu iptali ve tescil istemi kabul edilmediği taktirde tazminat istemiştir. Davalı, 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, temliken tescil isteminin inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona karşı ileri sürülebileceğini, belediyenin sonradan malik olduğunu ve binanın davacı tarafından değil halk tarafından kur'an okuma evi olarak yaptırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, belediyenin pasif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir....
Davalı-karşı davacı ... vekili 27.06.2013 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde, müvekkilinin kendisine ait 1138 ada 27 ve 29 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde 1992 yılında belediyeden gerekli izinler alındıktan sonra 25.03.1994 tarihinde yapı kullanma izin belgesi aldığını, belediyenin denetim ve kontrol altında yapılan işlemler nedeniyle davalının herhangi bir kast ve kötü niyetinin olmadığını davalının inşaatı yaptığı sırada davacının dava konusu parselde hak sahiplerini söz konusu olmadığını davalının tüm işlemlerini ilgili belediyenin denetiminde yapmış olması nedeniyle iyi niyetli olduğundan TMK'nın temliken tescil hükümleri gereğince müvekkilinin müdahalesi olan kısım var ise bedeli ödenmek şartıyla müvekilli adına tesciline karar verilmesini talep etmiş davacının davasının ise reddini savunmuştur. Davalı ... 25.03.2014 tarihli ilk celsedeki beyanında imar müdürlüğünün yaptığı tespite göre kendi taşınmazına bina inşa ettiğini, kötüniyetli olmadığını söylemiştir....