GEREKÇE: Dava, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı olarak devredilen şirket hisselerinin iadesi, olmadığı takdirde değerinin ödenmesi istemine ilişkindir. Davacı tarafça, hisselerin devredildiği ..., ... ve ... ile ... AŞ'ye karşı İstanbul Anadolu 3. ATM'nin 2017/369 Esas sırasında açılan davada davalı şirket yönünden dosyanın tefrikine karar verildiği ve istinaf incelemesine gelen gelen 2021/182 Esasını aldığı, diğer davalılar yönünden 2017/369 Esas sayılı dosyada davanın görev yönünden reddine, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğuna karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı, davalı şirketteki hisselerini çocukları ve eşi ..., ... ve ...'a devrettiğini, bu devir ve bağışlamanın amacı dışında kullanıldığını, TBK m.295 ve TMK m.510 hükümleri uyarınca kanundan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle hisselerin iade edilmesi gerektiğini belirterek iş bu davayı açmış olup, mahkemece davalı şirkete husumet düşmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir ... ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye "inanan" adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de "inanılan" denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise "inanç konusu şey" olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır....
Bağıştan dönme(rücu), bağışlayanın bağışlanana varması gerekli tek taraflı beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme(rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir. Bağıştan dönme (rücu) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 295. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 244.) maddesinde aynen; “Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacıların kayden malik olduğu çaplı taşınmazın infisah eden vakfa koşulsuz olarak bağış suretiyle temlik edildiği, davalı idare yönünden de Borçlar Kanunu’nun 244. maddesinde öngörülen koşulların oluşmadığı anlaşıldığına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.75.TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 73 parsel sayılı taşınmazın 1/6 payını kendisine bakmakta olan kızı davalıya bir evlik ...... vermek amacıyla bağış suretiyle temlik ettiğini, bakımın devam edeceğine söz veren davalının devirden sonra kendisiyle ilgilenmediğini, evlatlık vazifelerini önemli derecede suistimal ettiğini, sarf ettiği söz ve fiillerle eşi ve kendisini incittiğini, küçük düşürdüğünü, bağıştan dönme koşullarının gerçekleştiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın zaman aşımı süresinde açılmadığını, dava konusu taşınmaz payının temlikinin kayıtsız ve şartsız olduğunu, bakım karşılığı devir yapılmadığını, iddiaların doğru olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/11/2021 NUMARASI : 2021/170 ESAS 2021/553 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Bağıştan Rücu Hukuksal Nedeniyle) KARAR : İstinaf yoluna başvuran davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/170 esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 23/11/2021 tarih ve 2021/553 Karar sayılı kararı incelendi. Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı ve HMK 353. maddesi uyarınca duruşma yapılmaksızın usul yönünden incelenebileceği anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi....
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle temlikin eki olan protokolün 5.maddesinde bağışa konu taşınmazın satılamayacağı, devredilemeyeceği ve amacı dışında kullanılamayacağı koşuluna rağmen, davalı vakıf tarafından üçüncü kişiye satıldığı ve bağıştan rücu şartının gerçekleştiği kabul edilerek tazminat talebinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı tarafın bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davacının temyiz itirazlarına gelince; davacı, dava dilekçesinde tapu iptal tescil, olmadığı takdirde taşınmazın rayiç değeri isteminde bulunmuş, dava değeri olarak 10.000,00 TL gösterilmiş, tazminata ilişkin olarak faiz isteminde bulunulmamış olmasına rağmen ıslah dilekçesinde faiz talep etmiştir....
Davalı, taşınmazın 1/2 payının adına kayıtlı olduğunu, diğer 1/2 payı da bedelini ödeyerek davacıdan satın aldığını, bağış yapılmadığını, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davacı ile 2007-2008 yıllarında ayrıldıklarını ve bir daha bir araya gelmediklerini, işlem bağış olsa bile bağıştan rücu şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Bağıştan dönme (rücu), bağışlayanın bağışlanana varması gerekli tek taraflı beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme (rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki bağıştan rücu hukukuna ilişkin davada Malatya 1. Aile ve 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 28/03/2005 günlü dilekçesinde davalı gelininden evlilik anında bağışlanan ziynet eşyalarından bağıştan rücu nedeniyle 1.245.475.000.- TL.nın davalıdan alınmasını talep etmektedir. Uyuşmazlık, B.Y.nın 244. maddesine göre açılan bağıştan rücu istemi olduğuna ve davalının eşinden 1998 yılında boşandığının da anlaşılmasına göre B.Y.nın 244/3. maddesi gereğince açılan davanın genel hükümlere göre Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/03/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....