"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Bağıştan dönme kaynaklı K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık bağıştan rücu sebebine dayalı alacak isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlenmenin İptali-Ziynet Eşyası ve Para Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, ziynet eşyası alacağı ve başlık parası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacının takıların iadesine yönelik bağıştan rücu sebebine dayalı tazminat talebi ile davalı tarafa ödendiği belirtilen başlık parasından kaynaklanan alacak talebi, boşanmanın eki ve Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi kapsamında bulunmayıp, Borçlar Hukukundan kaynaklanmaktadır. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair 4787 sayılı Kanunun 4. maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden değildir. Genel mahkemeler görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, hakim tarafından yargılamanın her aşamasında res'en gözetilir....
Elden bağışlamada bağışlayanın rücu şartlarının ne olduğu ise Borçlar Kanunun m.244’de hükme bağlanmıştır. Bu koşullardan birisi olayda gerçekleşmemişse bağışlamadan rücu ile bağışlananın veya onun elde kalan kısmının iadesi bağışlayan tarafından istenemez. Mahkemece de doğru olarak saptandığı üzere yanlar arasındaki ilişki elden bağışlama işlemi kabul edildiğinden bağıştan rücu şartlarının var olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Borçlar Kanunu m.244’de bağıştan rücu ve iade isteminin şartları; «1-Bağışlanan, bağışlayana yahut yakınlarından birine karşı ağır bir cürüm irtikap ederse; 2-Bağışlanan, bağışlayana veya ailesi için kanunen mükellef olduğu vazifelere karşı ehemmiyetli bir surette riayetsizlik bulunmuş ise; 3-Bağışlanan, bağışlamayı takyit eden mükellefiyeti haklı bir sebep olmaksızın icra etmezse» şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil- Bağıştan Rücu - Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; görevsizlik kararı ile reddedilen tapu iptali ve tescil ile aile konutu şerhi konulması davaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacının bağıştan rücu ve alacak davasında verilen görevsizlik kararına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının reddedilen tapu iptali ve tescil ile aile konutu şerhi konulması davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali, Tescil ve Alacak ... ile... aralarındaki tapu iptali, tescil ve alacak davasının reddine dair ..Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 26.12.2008 gün ve 130/312 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.05.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ......
Yasa koyucu söz konusu TBK'nın 295. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükmüyle mirastan ıskat sebeplerini düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun(TMK) 510. maddesi arasında paralellik sağlamış, bağıştan yararlanan kişiyi bağışlayanın devamlı baskısından kurtarmak istemiştir. Gerçekten basit olayların dönme(rücu) nedeni sayılması, yukarıda değinilen mahzurun yanında, açıklanan yasa maddelerinde izlenen amaca aykırı bir durum yaratacağı gibi hak ve adalet duygularını da zedeler. Bu itibarla her iki madde hükümleri birlikte değerlendirilerek olayların kapsamları, nitelikleri, özellikle vahamet derecelerinin göz önünde bulundurulması zorunludur. Hemen belirtmek gerekir ki; bağıştan dönme(rücu), kurulmuş olan bir sözleşmeyi sonradan ortaya çıkan sebeplere göre sona erdiren yenilik doğurucu bir hak olduğundan, bağışlanan ancak dönme(rücu) anında elinde kalan miktarı vermekle yükümlüdür....
Bozmaya uyan mahkemece; davacı tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle boşanma davasının açıldığı, bu nedenle bağıştan rücu sebebinin boşanma davasının açıldığı tarihte öğrenilmiş kabul edilmesi gerektiği ve bu hâli ile de davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 295 /2. (mülga 818 Sayılı Borçlar Kanununun 244/2) maddesinde; bağışlananın, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranması halinde, bağışlayanın bağışlama sözünü geri alabileceği ve bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda; dava, davalıya bağışlanan ziynet ve eşyalara yönelik bağıştan rücu istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil K A R A R Uyuşmazlık, mahkemeninde nitelendirmesinde olduğu üzere bağıştan rücu nedeni ile açılan açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Dava, genel hükümlere göre görülen (ve bağıştan rucü nedeni ile açılan) tapu iptal ve tescil davası niteliğinde olup, mal rejiminden kaynaklanan ve Aile Mahkemesinde yargılaması yapılan davalar arasında değildir. Nitekim dava Asliye hukuk mahkemesinde açılmış ve yargılamada genel hükümlere göre, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından sonuçlandırılmıştır....
DAVA TÜRÜ :Boşanma-Evliliğin İptali-Alacak-Bağıştan Rücu Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, bağıştan rücu davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Temyiz eden davacı-davalı ...'den ziynetler yönünden 629.00 TL. nispi temyiz peşin harcının eksik alındığı görülmektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/336 ESAS, 2020/471 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Bağıştan Dönme Kaynaklı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiş olmakla Dairemizce HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışı sebebiyle davalıya takılan ziynetlere dair bağıştan rücu beyanı ile mülkiyetin müvekkiline aidiyetinin tespiti ve davalının uhdesinde kalan altınların aynen iadesi mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....