Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, dava rücu sebebine ıttıla gününden itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılmadığından ve bağışlamadan rücu koşulları gerçekleşmediğinden söz edilerek reddedilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. Eldeki davada öncelikle üzerinde durulması gereken husus, bağıştan rücu için Borçlar Kanununun 246.maddesinin ilk fıkrasında öngörülen hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin tespitidir. Mahkemece, rücu sebebine ıttıla gününden itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılmadığı ve bağışlamadan rücu koşulları gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; bağışlayanın, bağışlamadan rücu için rücu sebebini öğrendiği günden başlayarak 1 yıl içinde rücu beyanını açıklaması yeterlidir. Ayrıca, bağışlama ifa edildiğinde, bağışlayanın bağışlamadan rücu ettiğine dair irade beyanının bağışlanana ulaşmasından itibaren 1 yıl içerisinde sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak istirdat (alacak) davası açılabilir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Bağıştan Rücu Nedeniye İptal ve Tescil-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * bağıştan rücu nedeniyle iptal ve tescil olmaz ise alacak davasına ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 01.06.2009...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Eşyası Alacağı-Bağıştan Rücu Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (kadın) tarafından davalı-davacı (koca)'nın kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi ile nafaka miktarları yönünden; davalı-davacı (koca) tarafından ise kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talebi ile bağıştan rücu niteliğindeki reddedilen davası ile davacı-davalı kadının kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: l)Davacı-davalı kadın , temyiz dilekçesi ile sadece kocanın kabul edilen boşanma davası, kusur tespiti nafaka miktarları ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz talebinde bulunmuş, davalı-davalı koca ise buna karşılık süresinde vermiş olduğu katılma yoluyla temyiz dilekçesinde kusur tespiti...

        dava dilekçesinde belirttiği bağıştan rücu durumunun olabilmesi için de yasada belirtilen özel şartların oluşması gerektiğini, davacının dava dilekçesinde sadece ayağına almış olduğu hafif bir darbeye dayanarak bağıştan rücu etmesinin ehemmiyetli bir olay olmadığını, davacının bağıştan dönme sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebileceğini, basit olayları rücu nedeni kabul etmenin bağıştan yararlanan kişiyi bağışlayanın baskısı altında tutmak sonucunu doğuracağını, davacının davalıyı şikayet tarihinden itibaren bağıştan dönme sebebini bildiği için bu tarih itibariyle dava açması gerekirken hak düşürücü süresi geçtikten sonra dava açtığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur....

          Davalılar davacının eşini aldatması üzerine evden ayrıldığını, ziynetlerini giderken yanında götürdüğünü savunmuş, yargılama aşamasında boşanma davasının kesinleşmesiyle davacı kadının eşini aldattığının sabit olduğunu, bağıştan rücu koşullarının oluştuğunu, davanın bu nedenle reddi gerektiğini bildirmiş ve bağıştan rücu davası açmışlardır. Bağıştan rücu davasının ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/659 esas numarasında kayıtlı iken gönderme kararıyla dosyanın Aile Mahkemesine gönderildiği anlaşılmaktadır. Davalı koca tarafından açılan bağıştan rücu davasının sonucu görülmekte olan alacak davasını etkileyeceğinden sonucunun beklenmesi ve ondan sonra karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 25.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Borçlar Kanunu uyarınca yüklemeli bağış söz konusu olmadığı için hibeden rücu şartlarının oluşmadığını, 5393 sayılı Kanun'un verdiği tüm yetkilerle en üst kamu yararını gözeterek bütçe dahilinde planların yerine getirilmeye çalışıldığını, dava konusu taşınmazın kamu alanına ayrıldığını ve özel mülkiyete konu olmadığını, kamu yararı dışında kullanılacağı sonucunun çıkmayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili ile manevi tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır....

              Davacı, davalı ile evli iken onun ısrarları sonucu evlilik birliğini sürdürebilmek amacıyla dava konusu 2608 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını 07.12.1993 tarihinde, ½ payını 31.01.1994 tarihinde bağış suretiyle davalıya devrettiğini, sonradan geçinemeyerek boşandıklarını, bağıştan beklenen amacın gerçekleşmediğini ileri sürerek bağıştan rücu sebebiyle tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, davacının kusurlu davranışları sonucunda evden ayrılmak zorunda kaldığını, taşınmazın evlilik birliği içerisinde ortak birikimler ile satın alındığını, bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

                HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda;istinaf başvurusu kabul edilmiş, ilk derece mahkemesi kararı HMK'nın 353/1.b.2. maddesi gereği kaldırılarak davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı, 31 parsel sayılı taşınmazda bulunan 5 nolu bağımsız bölümü davalıya rücu şartlı olarak bağış suretiyle devrettiğini, davalı ile aralarında boşanma davası bulunduğunu, TBK'nın madde 295. maddesi gereğince bağıştan rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir. II....

                  HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda;istinaf başvurusu kabul edilmiş, ilk derece mahkemesi kararı HMK'nın 353/1.b.2. maddesi gereği kaldırılarak davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı, 31 parsel sayılı taşınmazda bulunan 5 nolu bağımsız bölümü davalıya rücu şartlı olarak bağış suretiyle devrettiğini, davalı ile aralarında boşanma davası bulunduğunu, TBK'nın madde 295. maddesi gereğince bağıştan rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir. II....

                    Davacı her ne kadar bağıştan dönmek istediğini 7.11.2003 tarihinde açtığı tapu iptal davası ile ortaya koymuş ise de bağştan rücu koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ancak açılan ve 18.7.2006 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile saptanmış bulunmaktadır. Salt bağıştan rücu ettiğini davalıya bildirilmiş olması, davacının eldeki davadaki gibi talepte bulunmasına olanak verecek nitelikte olmayıp, ayrıca bağıştan rücu koşullarının oluşup oluşmadığınında saptanması gerekir. Davaya konu olayda bağıştan rücu koşullarının var oludğu 18.7.2006 tarihinde kesinleşen mahkeme kararıyla belirlenmiş olup, davacı ancak bu tarihten itibaren talepte bulunma hakkına sahiptir. Eldeki dava ie 3.7.2007 tarihinde tapu iptal davasının kesinleşme tarihi olan 18.7.2006 tarihindeh itibaren 1 yıllık süre geçmeden açıldığından davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu