Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK. nin 244/3. TBK.'nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; resmi sözleşmede yer almamakla ve sözleşme eki olmamakla birlikte mülkiyetin naklinin dayanağını teşkil eden idari karar veya sair belgelerden temlikin koşula bağlandığı anlaşılabiliyorsa bu olgulara değer verilmesi de zorunludur....
Mahkemece, TMK'nun 178.maddesinde belirlenen 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, kaldı ki bağıştan dönme koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar 13.11.2001 tarihinde evlenmiş, 14.07.2003 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 25.04.2006 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Dava konusu ..., ...'da 3187 ada 4 parselin 1/2 payı 16.11.2001 tarihinde satın alma yoluyla davalı adına tescil edilmiştir. Dosya içinde uyuşmazlığa konu taşınmazın öncesine ilişkin tapu kaydı ve resmi akit olmamakla birlikte, tarafların itiraza uğramayan beyanlarına göre nizalı pay davalıya davacı tarafından devredilmiştir.TMK'nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır....
Belediyesi, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, bağışın kayıtsız ve şartsız olduğunun akit tablosuyla sabit olduğunu, bir kısım davacılar bakımından bağıştan dönme hakkının mirasçıya geçmeyeceği gibi mirasbırakanın ölümünden itibaren 1 yıllık sürenin de geçtiğini, taşınmazda dava dışı paydaşların paylarının kamulaştırılamadığını; aşamalarda dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir yapıya izin verilmediğini, dava dışı şirket tarafından taşınmaza el atılması nedeniyle elatmanın önlenmesi davası açıldığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Davalı ......
in evli iken oturmaları için ev aldığını, kızının tapu dairesine gelememesi nedeniyle tapunun davalı üzerine yapıldığını, ancak davalının kendisine, eşi olan kızına karşı müessir fiilde bulunduğu gibi, eşini başka kadınlarla aldıttığını, bu durumda bağıştan dönme koşullarının geçekleştiğini bildirip, Karşıkaya Şemikler Mahllesi 9868 ada 1 parsel 4.Kat 26 nolu bağımsız bölümün, fazla hakları saklı kalarak değeri olan 170.000 YTL'nin faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, iddianın doğru olmadığını ve yazılı belge ile ispatı gerektiğini, istenen miktarın fahiş olduğunu, davacının en fazla tapuda gösterilen satış bedelini isteyebileceğini bildirip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı ile evli olan kızının birlikte oturmaları için davacı tarafından alınıp bağışlanan ve davalı adına tapuda kayıtlı olan evin, bağıştan rücuu nedeniyle bedelinin tahsili talebi ile açılmıştır....
.- 2007/10310 K. sayılı kararlarında da belirtildiği gibi dava Borçlar Kanunu'nda düzenlenen bağıştan rücu niteliğindedir. Benzer nitelikteki uyuşmazlıkta Başkanlar Kurulunun 16/10/2020 tarih 2020/316 M.T. Esas ve 2020/316 M.T. Karar sayılı kararı ile uyuşmazlıkta görevli dairenin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi olduğuna karar verilmiştir. Ayrıca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2 Hukuk Dairesinin 2019/1865 E. - 2020/352 K. ve 2018/2129 E. - 2019/310 K. sayılı dosyalarında da incelenerek esastan karara bağlanmıştır. Her ne kadar incelemeye konu dosya İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 2021/1985 E. - 2021/1432 K. sayılı kararı ile davanın imar mevzuatından kaynaklı tapu iptal ve tescil isteminden kaynaklı olduğu gerekçesi ile dairemize gönderilmiş ise de yukarıda açıklandığı şekilde davacının imar uygulamasına herhangi bir itirazı olmadığı gibi imar uygulamasının iptaline yönelik de incelemeye konu dosyada herhangi bir talebi söz konusu değildir....
Mahkemece, davalının davaya konu şirket hissesini resmi satış yoluyla edindiği, resmi bir belgenin aksinin ve inançlı işlem iddiasının ancak yazılı delille ispatlanabileceği, yazılı bir delilin mevcut olmaması karşısında inançlı bir işlemin varlığından da söz edilemeyeceği, ayrıca bağış işleminden dönme şartlarının da gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge ile ispatı gereken taraf muvazaası iddiasına dayalı davalarda tanık dinlenemeyecek olmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
(BK'nın 246/1.) maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme hakkını kullanmadığı gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.50 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 07/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürüyen (makable şamil) ve hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan şartlı (koşullu) veya yüklemeli (mükellefiyetli) şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 6098 s. Türk Borçlar Kanunun (TBK) 291/2. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) 241/1.) maddesi uyarınca yüklemenin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de, TBK'nin 295/3 (BK'nin 244/3.) maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir....
Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın çözümü bakımından konu ile ilgili mevzuat ve yargısal içtihatlar ile bilimsel görüşler çerçevesinde bir kısım açıklamalarda bulunulmasında yarar vardır. 2. Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürüyen (makable şamil) ve hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkânsız olmadığı sürece 6098 sayılı Kanun'un 291 inci maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi hâlinde de 6098 sayılı Kanun'un 295 inci maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. 3....
Bağıştan dönme(rücu), kurulmuş olan bir sözleşmeyi sonradan ortaya çıkan sebeplere göre sona erdiren yenilik doğurucu bir hak olduğundan, bağışlanan ancak dönme(rücu) anında elinde kalan miktarı vermekle yükümlüdür. Bu hak TBK'nın 297. maddesine göre geri alma sebebinin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içerisinde kullanılmalıdır....