WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hemen belirtmek gerekir ki, Yasa Koyucu TBK'nın 295 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükmüyle mirastan ıskat sebeplerini düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 510 inci maddesi arasında paralellik sağlamış, bağıştan yararlanan kişiyi bağışlayanın devamlı baskısından kurtarmak istemiştir. Gerçekten basit olayların dönme(rücu) nedeni sayılması, yukarıda değinilen mahzurun yanında, açıklanan yasa maddelerinde izlenen amaca aykırı bir durum yaratacağı gibi hak ve adalet duygularını da zedeler. Bu itibarla her iki madde hükümleri birlikte değerlendirilerek olayların kapsamları, nitelikleri, özellikle vahamet derecelerinin göz önünde bulundurulması zorunludur....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241., TBK'nın 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK nın 244/3. ve TBK'nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır....

      dönmesi imkanı bulunduğunu, bağıştan dönme iradesinin sebebinin ise diğer kardeşlere hisselerini devretmemesi olduğunu, müvekkilinin ve hisseleri devredilecek kardeşlerin davalıya yapması gereken işlemler sebebi ile talepte bulunmasına rağmen davalının esas amaçlanan paylaştırma ve parselasyon işlemini yapmadığını, davanın da bu sebeple açıldığını, hatta davalının söz konusu yeri satıp Ereğli'yi terk edeceğini beyan ettiğini, bu sebeple tedbir talebinde bulunduklarını, müvekkilinin davalı ile konuştuğu halde davalının kardeşlerine yeri vermediği gibi bu güne kadar da taraflar arasında gerçekte bağış işlemi iradesi olduğu için para da vermediğini, mahkemenin bağış iradisini esas alarak davanın esasına girecek olması halinde davanın bağıştan dönme olarak değerlendirilmesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise davalının tapuyu alabilmek için müvekkilini hataya düşürdüğü, kendisinin resmi işlemleri hızla yapacağı ve kardeşlerine gerekli parselasyonu ve paylaştırmayı adaletli...

      Yine aynı kişinin bu vaadine rağmen maliki bulunduğu taşınmazı sağlığında davalı Halil İbrahim'e devretmiş olması olsa olsa bağıştan dönme olarak değerlendirilebilir. Dava tarihinde ve hüküm tarihinde anne Ümmü Gülsüm sağ olduğundan olayda 4721 sayılı TMK'nın "Miras Hukuku" (TMK 3. Kitap) hükümlerinin uygulanamayacağı açıktır. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Daire'sinin görevini belirleyen kısmın 6. bendinde "Tapuda bağış suretiyle gerçekleştirilen temliki tasarruflar hakkında; TBK'nın 290, 291,292, 293, 294 ve 295. maddelerine dayanılarak (bağışlamadan rücu koşullarının gerçekleştiği, koşullu bağıştan koşulun yerine getirilmemesi nedeniyle rücu, rücu koşuluyla bağıştan vazgeçme) açılan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar'' ile ilgili istinaf inceleme görevinin bu daireye verildiği anlaşılmakla talep hususunda aidiyet kararı vermek gerektiği değerlendirilmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesince daha önce AİDİYET kararı verilmiş olduğundan dairemiz ile 7....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakan ...’ın kayden malik olduğu 1097 ada, 45 parselde yer alan 8 nolu bağımsız bölümü, gerek kendisinin gerekse kız kardeşi ........in hastalığı halinde, ölünceye kadar bakım ve tedavilerini üstlenme taahhüdü karşılığında davalı derneğe 06.11.1996 tarihinde bağışladığını, derneğin bakım yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bağıştan dönme koşullarının oluştuğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescili isteğinde bulunmuştur. Davalı, sözleşmenin tarafı olmayan davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, bakım alacaklılarının sağlıklarında akdi feshetmediklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur....

        Davalı, dava konu taşınmazın kayıtsız şartsız bağışlandığını, bağıştan dönme koşullarının gerçekleşmediğini, taşınmazda başka paydaşlar bulunduğundan kütüphane yapılamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptal ve tescil isteği yönünden iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, şerhlerin kaldırılmasına yönelik isteğin reddine dair verilen karar Dairece "... Somut olaya gelince; mirasbırakanın 26.05.2002 tarihinde öldüğü ve bu tarihte yürürülükte olan 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 246/2 maddesi gereğince mirasçıların rücu hakkının bulunmadığı gözetildiğinde davacılar tarafından açılan davanın dinlenme olanağı yoktur. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir....

          CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bir yıllık hak düşürücü süre içinde bağıştan dönme talep etmemiş olduğundan hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 6098 Sayılı TBK.'...

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/01/2020 NUMARASI : 2018/419 Esas - 2020/4 Karar DAVA KONUSU : Alacak (Bağıştan Dönme Kaynaklı) KARAR : KAYSERİ 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin istinafa konu edilen 09/01/2020 tarih ve 2018/419 E - 2020/4 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalının kayınvalidesi ve kayınbabası olduğunu, davalı müvekkillerinin oğlu Kerem evli iken, Kerem Özkan tarafından Kayseri 6. Aile Mahkemesi'nin 2017/185 E sayılı dosyası ile davalı Kevser aleyhine boşanma davası açılmış ve nihayetinde yapılan yargılama soncunda tarafların boşanmalarına karar verildiğini, Kayseri 6. Aile Mahkemesi'nin 2017/185 E - 2018/365 K sayılı dosyasından verilen karar taraflarca istinaf edildiği, halen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi'nin 2....

          in panik atak hastası olduğunu evliliklerinin ilk günlerinde öğrendiği, bağıştan rücu isteminin, bağıştan dönme sebebinin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu, bu nedenle takı ve eşyaların karşılığı olarak talep edilen maddi tazminatın reddi gerektiği, hastalığı gizlemek suretiyle davacının ruhsal zararına sebep olunması nedeniyle talep edilen manevi tazminatın ise haksız fiil hükümlerine dayandığı" gerekçesiyle hükmün bozulduğu, bozma kararına uyulduğu, hastalığın gizlenmesinin davacı açısından bir haksız fiil teşkil ettiği belirtilerek manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

            D)İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın bağıştan rücu nedenine dayalı olarak açıklandığını, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğunu, bağıştan dönme koşullarının oluşmadığını, davaya konu zilyet eşyalarının müvekkiline teslim edilmediğini, zilyet eşyalarının müvekkilde kaldığı kabul edilse bile iadesi gerekmediğini, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığında bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur....

            UYAP Entegrasyonu