Uyuşmazlık ve hüküm *gayrimenkul satış vaadinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay *14. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay *14. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.11.2007 (Çrş.)...
Bağışlananın, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranması veya yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemesi durumlarında bağışlayan, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir (TBK madde 295). Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının davalılara şirket hisselerini bedelsiz devrettiğini, ancak davalıların bağışlama amacına aykırı hareket ettiklerini bu nedenle bağış amacı ile devredilen hisselerin tekrar davacıya devrini, aksi durumda nominal değerlerinin tahsilini talep etmiştir. Uyuşmazlığa konu bağışlamadan rücu istemi Borçlar Kanunundan kaynaklandığından davanın genel görevli İstanbul Anadolu 23....
Her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından davacı tarafından dosyaya herhangi bir mehir senedi ibraz edilmediği, bağışlama vaadinin geçerliliğinin yazılı şekle tabii olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, TBK 288/3 maddesi gereğince, şekle uyulmaması sebebi ile geçersiz olan bağışlama sözü verme bağışlayan tarafından yerine getirildiğinde elden bağışlama hükmündedir. HMK 31 maddesi gereğince hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil göstermesini isteyebilir....
SONUÇ: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın satış vaadinden kaynaklanması ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun anılan kararına göre dosyanın Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dava, gayrimenkul satış vaadinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasıdır. Bu nedenle; hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Başkanlar Kurulunun 23.01.1992 tarihli kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 14. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 19/12/2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, taşınmaz satış vaadinden kaynaklanan alacağa ilişkin olup, mahkemece Tükerici Mahkemesi sıfatı ile yargılama yapılarak hüküm verilmiştir. Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 günlü ve 2012/1 sayılı kararı ile 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalan ve Tüketici Mahkemelerince verilen hüküm ve kararların temyizen inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine verilmiştir. Ancak, anılan daire dosyayı dairemize göndermiş olduğundan; dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanını Hukuk Başkanlar Kuruluna gönderilmesine, 24.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Öncelikle, satış vaadinden doğan hakların aynı şekilde satış vaadi ile devredilmesinin mümkün olup olmadığının ve bunun hukuki durumunun ne olduğunun ortaya konulması gerekir. Satış vaadi sözleşmelerinin taraflarına kişisel hak verdiği tartışmasızdır. Bu niteliği gereği satış vaadinden doğan hakların da üçüncü kişilere devrinin mümkün olduğu kabul 2011/6889-20207 edilmelidir. Yargıtay da satış vaadinden doğan hakkın üçüncü kişiye temlikini geçerli saymaktadır. (Yargıtay 14. H.D. 30.3.2010 T. 2010/1003-3455 sayılı kararı) Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden doğan şahsi hakkın BK. 'nun 162. Maddesi uyarınca, borçlunun rızası aranmaksızın üçüncü bir kişiye devri mümkün ve geçerli olduğundan, alacağı temellük eden kişi de bu hakkı satışı vaad eden malike karşı ileri sürme hakkına sahiptir ve bu nedenle borcun yerine getirilmesini bu kişiden talep ve dava edebilir. (... ......
Mehri müeccel, ileriye yönelik (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulması haline kadar) bir bağışlama vaadidir. Başka bir ifade ile ödenmesi keyfiyeti belirli bir zamana bırakılabilen veya bir olayın gerçekleşmesi sonucuna bağlı tutulan kazanılmış haktır. Borçlar Kanunu'nun 238. (6098 sayılı yeni TBK'nu 288.) maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadi niteliğindedir. Bağışlama vaadinin geçerliliği ise yazılı olma koşuluna bağlıdır ( BK m. 238/1 (Yeni TBK 288/1) ( 4. HD 18.02.1985- 1984/9153 E., 1985/1223 K., YKD 1985 Sayı, sh. 802 ). Bu alacağın muaccel olması için ise vadenin gelmesi veya şartın gerçekleşmesi şartı aranacaktır. Takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ettiği sabittir. Takibe konu alacak takip tarihi itibariyle henüz istenebilir hale gelmemiştir....
Mehri müeccel, ileriye yönelik (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulması haline kadar) bir bağışlama vaadidir. Başka bir ifade ile ödenmesi keyfiyeti belirli bir zamana bırakılabilen veya bir olayın gerçekleşmesi sonucuna bağlı tutulan kazanılmış haktır. Borçlar Kanunu'nun 238. (6098 sayılı yeni TBK'nu 288.) maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadi niteliğindedir. Bağışlama vaadinin geçerliliği ise yazılı olma koşuluna bağlıdır ( BK m. 238/1 (Yeni TBK 288/1) ( 4. HD 18.02.1985- 1984/9153 E., 1985/1223 K., YKD 1985 Sayı, sh. 802 ). Bu alacağın muaccel olması için ise vadenin gelmesi veya şartın gerçekleşmesi şartı aranacaktır. Takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ettiği sabittir. Takibe konu alacak takip tarihi itibariyle henüz istenebilir hale gelmemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan satın aldığı taşınmazlar için bağışlama yada satış vaadi sözleşmesi yapmış olmasının davalıların müvekkiline satmayı vaad ettikleri taşınmazların devir yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağını, davalıların vaadlerini yerine getirerek taşınmazları müvekkile devretmek veya güncel değerlerini ödemek zorunda olmalarına rağmen davalılar lehine sebepsiz zenginleştirme oluşturacak şekilde davanın husumetten reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davalıların dava konusu taşınmaz devirlerini gerçekleştirmemesinden kaynaklı ifanın imkansız hale gelmesi nedeniyle satış vaadinden döndüğünü, satış vaadinden dönüldüğüne dair İBB'ye gönderilen İstanbul 32....