Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda davalılardan ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalılara yönelik davanın kabulü ile yapılan tasarrufların iptaline ve davacı tarafa taşınmazlar üzerinde cebri icra yapma yetkisi tanınmasına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır 3)Dava konusu 11 nolu bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazları yönünden; dava konusu 11 nolu bağımsız bölüme ilişkin davada dördüncü kişi ... ile beşinci kişi ...’ün borçlu davalının alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduklarının kanıtlanamaması nedeniyle haklarındaki davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamakta ise de üçüncü kişi konumundaki davalı ... aleyhindeki önceki karar temyiz itirazlarının reddi nedeniyle kesinleşmiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2006/1 sayılı ortaklığın giderilmesi satış dosyasının dosya içine getirtilerek anahtarın teslim edilip edilmediği, teslim edildi ise bu hususta davacılara ihtarda bulunup bulunulmadığı saptanıp, taraf delillerinin eksiksiz bir biçimde toplanılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi hatalıdır. Davalı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu koşullar; sistemin tekniğine uygun biçimde yapılmış olması, anayapıya ve bağımsız bölümlere zarar verici durumların giderilmesi için her türlü önlemin alınmış bulunması, bu tesisin bağlı olduğu bağımsız bölüme özgülenen arsa payına karşılık gelen orandan fazlasını kapsamaması, anayapıdaki tüm bağımsız bölümler için çatıda aynı tesisin kurulması durumunda herbirine yeterli alanın bulunması ve bu tesislerin anayapının taşıyıcı sistemine zarar vermemesi gerekir....

        Ancak, Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında sulh hukuk mahkemesinde kendi bağımsız bölümündeki diğer paydaşa karşı dava hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece 11 numaralı bağımsız bölüm yönünden T2 dava hakkı bulunup bulunmadığının değerlendirilmemesi hatalı olmuştur. Öte yandan T2 11 numaralı bağımsız bölüm paydaşı olup paydaşlar taşınmazın tamamını korumaya yönelik davaları tek başına açabileceklerinden T2 12 numaralı bağımsız bölüm yönünden tek başına dava açabileceği kabul edilmelidir. O halde T2 12 numaralı bağımsız bölüm yönünden dava hakkına sahiptir. Somut olayda 11 numaralı bağımsız bölüm ve 12 numaralı bağımsız bölüme açılan el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemli davalar gerçekte birbirinden ayrı iki ayrı davadır....

        Ancak, Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında sulh hukuk mahkemesinde kendi bağımsız bölümündeki diğer paydaşa karşı dava hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece 11 numaralı bağımsız bölüm yönünden T2 dava hakkı bulunup bulunmadığının değerlendirilmemesi hatalı olmuştur. Öte yandan T2 11 numaralı bağımsız bölüm paydaşı olup paydaşlar taşınmazın tamamını korumaya yönelik davaları tek başına açabileceklerinden T2 12 numaralı bağımsız bölüm yönünden tek başına dava açabileceği kabul edilmelidir. O halde T2 12 numaralı bağımsız bölüm yönünden dava hakkına sahiptir. Somut olayda 11 numaralı bağımsız bölüm ve 12 numaralı bağımsız bölüme açılan el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemli davalar gerçekte birbirinden ayrı iki ayrı davadır....

        Her ne kadar dayanak ilamda 4 nolu bağımsız bölüm ile ilgili verilen karar taşınmazın aynına ilişkin olmayıp müspet zararın tazminine ilişkin olduğundan, ilamın bu taşınmazla ilgili hükmünün kesinleşmeden ilamlı icraya konulması doğru ise de; asıl dava ile hakkında hüküm kurulan 2 nolu bağımsız bölüme ilişkin davanın esasen tapu iptali ve tescili nedeniyle verilen ecrimisil alacağına ilişkin olduğu, dolayısıyla, kayıt malikinin kabulü de olsa, taşınmazın aynına ilişkin olup, kesinleşmeden icraya konulamayacağı anlaşılmakla bu taşınmaz yönünden talebin kabulü yerine her iki ilam yönünden de reddine karar verildiği anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....

          Davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi ile; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davacı arsa sahibine ait 6 adet bağımsız bölüme isabet eden arsa payının 19372 parsel üzerine yapılan inşaatın yasal olan kısmı nazara alınarak belirlenmiş olmasına, imara aykırı ve kaçak olarak yapılan bağımsız bölümler için arsa payı tahsis edilemeyeceğine göre 09.07.2009 günlü ek kararın ortadan kaldırılması suretiyle yerel mahkemenin 09.07.1996 gün 1995/284 Esas-1996/720 Karar sayılı kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 169,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 07.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            arsa payı, 225 M2 kullanım alamı olan dubleks dairelerin 4500/120992 arsa payı verilerken 510 m2 kullanım alanı olan ve dairelere izafeten çok daha değerli olan müvekkile ait dükkana 5500/120992 arsa payı verildiğini keza 840 m2 kullanım alanı olan A2 blok 9 bağımsız bölüm numaralı dükkana da 5500/120992 arsa payı verildiğini, aynı şekilde 145 m2 olan A1 blok 10 bağımsız bölüm numaralı dükkana da aynı oranda 5500/120992 arsa payı verildiğini, mesken nitelikli bağımsız bölümlere nazaran gerek kullanım alanları açısından çok daha büyük ve gerekse ticari nitelikleri nedeniyle 5/6 kat daha fazla değer taşıyan dükkanlar aleyhine ve dükkanların kendi aralarında arsa paylarının belirlenmesinde büyük haksızlıklar yapıldığını, dükkan cinsli 510 m2 alanlı bağımsız bölüme ait arsa payı ile normal mesken nitelikli 140 m2 kullanım alanlı bağımsız bölüme nazaran arsa payı da buna paralel olarak 5- 6 kat daha fazla olması gerekirken her iki bağımsız bölüme verilen arsa payları arasında oran yalnızca...

            Davalı-karşı davacı vekili, davacının teminat olarak tutulması gereken 10 no'lu bağımsız bölümün satış yetkisini talep hakkı bulunmadığını, 2 no'lu bağımsız bölümün satış yetkisinin verilmesi hususunun yükleniciye önerildiğini, bu nedenle davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, arsa sahibi müvekkiline verilmesi gereken bağımsız bölümün küçük yapılması nedeniyle değer kaybı bulunduğunu, bağımsız bölümlere tahsis edilen depo alanlarının eşit olmadığını, 4 no'lu bağımsız bölümün müvekkiline verilmesi gerekirken kat irtifakı kurulurken davalı şirket ortağına hisse verildiğini ileri sürerek, değer farkı nedeniyle toplam 10.000,00 TL’nin tahsili ile ayrıca kat irtifakının 09.8.2010 tarihli sözleşmeye uygun olarak yeniden kurulmasına, tapuya verilen bağımsız bölüm listesinin düzeltilerek ana taşınmazın 1. kat 4 no'lu bağımsız bölümünün tamamının müvekkili adına tahsisini, arka bahçenin kullanım hakkının 3 numaralı bağımsız bölüme verilmesine ilişkin yönetim planının 43-Ek maddesinin iptaline...

              - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 26.05.2006 tarihli sözleşmeye istinaden kat karşılığı inşaat yapıldığını 2007 yılı sonuna yakın binada oturulmaya başlandığını, davalıların iskan izni alınmasından sonra devredecekleri bağımsız bölümün dahi ferağını verdiğini buna rağmen davacının tadilat projesi yapmasına karşı çıkarak 23.03.2011 tarihli azilname ile davacıyı vekaletten azlettiklerini, bunun sonucu davacının iskan izni alamadığını, iskan izni olmadığından 10 ve 14 numaralı dükkanları düşük bedelle satmak zorunda kaldığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu