Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan ve bildirimsiz kalan sigortalılar için 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına eşdeğer bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır. Ayrıca belirtilmelidir ki, tarımsal faaliyete kabul edilebilir süreyi aşar uzunlukta ara verilmesi durumunda Tarım Bağ–Kur sigortalılığının yeniden başlayabilmesi, tescil başvurusu, iradi prim ödeme, prim tevkifatı olgularından herhangi birinin gerçekleşmesine bağlıdır. Somut olayda; mahkemece 1995 Haziran ayındaki tevkifatın davacıya ait olduğunun tespiti her ne kadar doğru ise de verilen hüküm hatalıdır....

    İş Mahkemesinin 2018/438 Esas, 2019/145 Karar sayılı kararı, Dairemizin 28.06.2019 gün ve 2019/1291 Esas, 2019/1230 Karar sayılı ilamı ile; HMK'nın 353/1- a-6 maddesi gereğince ortadan kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş, Dairemiz kararı gereğince ilk derece mahkemesince yeniden yargılama yapılarak verilen karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının çok uzun yıllardan beri kendi nam ve hesabına çiftçilik yaparak geçimini sağladığını, Çivril TMO Müdürlüğü'nden aldıkları 1999 yılı Haşhaş kapsülü üretim ve satım belgesine göre davalı kuruma Tarım Bağkurluluğunun tescili için davalının Çal Sosyal Güvenlik Müdürlüğüne müracaat ettiğini, 03/08/1999 tarihinde bağkur primi kesintisinin davalı kuruma aktarıldığı halde tevkifat klasörlerinde 1999 yılı prim intikallerini gösterir listelerin kurumda olmaması nedeniyle kesintiyi takip eden aybaşından 01/09...

    DAVA Davacı vekili, müvekkilinin 20.01.2009 - 25.01.2019 tarihleri arasında zorunlu tarım bağkur sigortalısı iken Bafra Ziraat odası muafiyet belgesi nedeni ile hizmetlinin iptal edildiğini, davacının muafiyetten haber olmadığını beyan ettiğini, zira muafiyetten haberi olsa idi bütün primleri ödemezdim demekte olduğunu, davacının doğduğundan beri köyde çiftçilikle uğraştığını, davacının resmen ve fiilen çiftçi olmasına rağmen hizmetlerini iptal edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 6552 sayılı Kanun kapsamında kuruma yaptıkları müracaata olumsuz cevap verildiğini, bu nedenlerle davacının kurumca iptal edilen hizmetleri yönünden kurum işleminin iptali ile iptal edilen bağkur sigortalıklarının geçerli sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....

      Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir. İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir....

        01/07/1995 tarihinden 04/04/2002 tarihine kadar tarım bağ-kur sigortalısı olduğunun tespiti ve tesciline ilişkin yaptığı başvurunun 09/04/2021 tarih ve E-69875490- 206.01.99- 2366365 sayılı işlem ile reddine ilişkin tesis edilen kurum işleminin iptaline, müvekkilinin 01/07/1995 tarihinden 04/04/2002 tarihine kadar tarım bağkur sigortalısı olduğunun tespiti ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir....

        Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir. İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Kanun’un 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir....

        III-MAHKEME KARARI A-İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, Ekim 2012 itibariyle davacının borcunun 2 brüt asgari ücretin altında olduğu belirtilerek ve bu borcun her zaman tahsil edilebilir bir borç olduğu buna göre iptal edilen SSK hizmetleri yerine 4/1-b hizmetlerinin aynı şekilde geçerli olduğu belirtilerek, tekrar 3760 prim ödeme gün sayısının üzerine ulaştığı görülmekle, aylığın iptali işleminin iptal edilmesi gerektiği, raporda belirtilerek buna bağlı olarakta ödenen aylıklarında yersiz aylık olamayacağı raporda belirtilmiş, sonuç olarak bilirkişi raporu ve dosyadaki belgeler dikkate alınarak, davacının iptali edilen SSK hizmetleri ile aynı dönemde gerçekleşen 26/6/2012 -30/10/2012 arası Bağkur hizmetlerinin prim borcu tahsisten sonra, davacıdan her zaman tahsil edilebilecek miktarda bir borç olduğundan bu hizmetler nazara alınarak davacıya 1/11/2012 tarihinden geçerli bağlanan yaşlılık aylığının, geçerli olduğunun tesbitine ve davacının kuruma yersiz aylık...

          iradesinin ortaya koyacak, prim tevkifatı, ürün teslimatı, tescil talebi ve prim ödemesi gibi bir durum söz konusu olmadığından davacının davasının reddine .... " şeklinde karar verilmiştir....

          Eldeki davada : 4/1-b(bağkur) kapsamında yeterli sigorta prim gün sayısı mevcut olan Davacı ...’nün; 1479 sayılı Yasanın 4759 sayılı Yasa ile değişik Geçici 10.maddesinin 2.fıkrasının (e) bendi uyarınca 58 yaşını doldurduğu 10.11.2014 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazanabilme durumuna gelmiş olmakla birlikte, davacı tarafın talep ettiği 01.12.2014 tarih itibariyle yaşlılık aylığının bağlanabilmesi için önceki ayda yazılı tahsis talebinde bulunmuş olması gerektiği belirgindir. Dosya kapsamında ise 01.12.2014 tarihinden önce davacının 4/1-b kapsamında kuruma intikal eden yaşlılık aylığı tahsis talep dilekçesinin varlığına dair bilgi veya belgeye rastlanmamıştır....

            vekili Avukat ... ile davalı, Bağkur Gen.Müd.Vek.Av.... aralarındaki tesbit davası hakkında Balıkesir l. İş Mahkemesinden verilen 5.11.2008 gün ve 596/1094 sayılı hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R 1-Davacıya ait Esnaf ... şahsi sicil dosyası ve prim ödemelerini gösteren hizmet cetveli ile Gönen İcra Müdürlüğünün 1999/2962 Esas sayılı icra dosyasının ilgili Kurumlardan getirtilmesi, 2-Davacının 20.04.1982-16.02.1987 tarihleri arasındaki döneme ilişkin prim borcunu ödeyip ödemediğinin,ödediyse hangi tarihte ve ne şekilde ödediğinin ilgili Kurumdan sorularak alınacak cevap eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu