Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğu, zilyetliğin korunması davasının da sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Fethiye 2. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, kiralanan taşınmazın kullanılmasına izin verilmemesinden kaynaklanan zilyetliğin korunması davasında görevin dava değerine göre belirleneceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı kira hakkına dayandığına göre, uyuşmazlık, yalnızca HUMK’nun 8/11-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alındığında, HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme belirlenmelidir. Dava tarihi ve değerine göre, yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK’nun 25. ve 26 . maddeleri gereğince Fethiye 1....

    Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması değil, taşınmazdaki zilyetliğin davalıda olmadığı,davacıda olduğunun tespiti davası olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir. Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmazda davacının mülkiyet hakkına dayanmadığı,ancak davacının zilyetliğe dayandığı anlaşılmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın TMK.'nun 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiğinden, HMK.'nun 4/1 c (HUMK.'nun 8/II-3) maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'...

      Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması değil, taşınmazdaki zilyetliğin davalıda olmadığı,davacıda olduğunun tespiti davası olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir. Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 3402 sayılı yasanın EK-4.maddesi gereğince, 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmazda davacının mülkiyet hakkına dayanmadığı,ancak davacının zilyetliğe dayandığı anlaşılmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiğinden, HMK.'nun 4/1 c (HUMK.'nun 8/II-3) maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

        la bayilik sözleşmesi yapıldığını ve taşınmazın kiralayanı müvekkilinin babası ... olduğundan bu şahsa 5-6 yıl bayilik sözleşmesi gereği kira ödediklerini, daha sonra davacının, bayilik konusu yeri bizzat kendisi çalıştırdığını ve 2018 yılında söz konusu taşınmazı 2 aylık kirayı da ödemeden tahliye ettiğini, bunun üzerine ...'ın .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçmiş olduğundan davacının da, .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takibe geçerek taraflarından bayilik sözleşmesine dayalı olarak 20.000 Euro talebi ile icraya başvurduğunu, ancak böyle bir borçlarının olmaması karşısında borçlu adına söz konusu takibe itiraz ederek takibin durdurulduğunu, davacının bu sözleşmeyle ilgili müvekkilinden hiçbir alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan kar kaybı, cezai şart alacağı ve tabelanın geç tesliminden kaynaklanan tazminat alacağına ilişkindir....

          la bayilik sözleşmesi yapıldığını ve taşınmazın kiralayanı müvekkilinin babası ... olduğundan bu şahsa 5-6 yıl bayilik sözleşmesi gereği kira ödediklerini, daha sonra davacının, bayilik konusu yeri bizzat kendisi çalıştırdığını ve 2018 yılında söz konusu taşınmazı 2 aylık kirayı da ödemeden tahliye ettiğini, bunun üzerine ...'ın .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçmiş olduğundan davacının da, .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takibe geçerek taraflarından bayilik sözleşmesine dayalı olarak 20.000 Euro talebi ile icraya başvurduğunu, ancak böyle bir borçlarının olmaması karşısında borçlu adına söz konusu takibe itiraz ederek takibin durdurulduğunu, davacının bu sözleşmeyle ilgili müvekkilinden hiçbir alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan kar kaybı, cezai şart alacağı ve tabelanın geç tesliminden kaynaklanan tazminat alacağına ilişkindir....

            Kaldı ki, yukarıda açıklandığı üzere, davacı dilerse TMK'nın 683. maddesine dayalı ayrıca elatmanın önlenmesi davası açma hakkına da sahiptir. O halde, konusu TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması olan davaya sulh hukuk mahkemesi bakmakla görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29/09/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nun 974 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, zilyetliğin devri sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil veya tazminat istemine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 27.06.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki zilyetliğin korunması davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ...; ... köyü 271 parsel sayılı taşınmazı davalı ...’ın 1995 yılında dava dışı ... ve ...’a sattığı, kendisinin de 2003 yılında ...’dan satın aldığı, üzerine ahır yaptığı ve evde oturduğu, kendisinin zilyetliğinde bulunduğu, davalının taşınmazda hakkının bulunmadığı, zilyetliğinin korunması istemiyle dava açmıştır....

                İnceleme konusu karar, bayilik sözleşmesine dayalı cezai şart alacağı istemine ilişkin olup belirgin şekilde Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 19. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu