Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan bayilik sözleşmesine istinaden, 10.07.1991 tarihinden geçerli olmak üzere 20 yıl süre ile davalıya ait taşınmaz üzerinde intifa hakkı tesis edildiğini, ancak Rekabet Kurumu'nun 12.03.2009 tarihli kararı ile bayilik sözleşmeleri ile intifa sözleşmelerinin 5 yılı aşamayacağı yolunda düzenleme getirildiğini ileri sürerek 5 yılı aşan süre için ödenen güncelleştirilmiş miktar olan 47.250 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, BK'nun 66.maddesi uyarınca davacının sebepsiz zenginleşmeyi öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde dava açması gerekirken açmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nun 974 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda davacı kayden maliki olmadığı taşınmaz hakkında zilyetliğe dayalı olarak ve davalının şahsi kusuruna giderek el atmanın önlenmesi ve tazminat isteminde bulunmuştur....

    Tarafların iddia ve savunmalarına göre dava salt zilyetliğin korunması niteliğinde olmayıp taşınmazın üzerinde inşa edilen binanın bağımsız bölümleri üzerinde de ihtilaf vardır. Dava konusu ve muhtesat niteliğindeki bağımsız bölümler... Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 28.04.2010 tarih ve 2010/10213-1306423, Gd - 24100 sayılı karşılık yazılarına göre Hazine adına tapuda kayıtlı 2329 ada 4 sayılı parsel üzerinde yer almakta ve üzerinde 2 B şerhi bulunmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, uyuşmazlığın zeminle bir ilgisi yoktur. Bu nedenle somut olgunun TMK.nun 683. maddesi çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu bakımdan işin çözümü, zilyetliğin korunması davası kapsamında değil, (TMK. m. 981 vd.) hakka dayalı bir dava olarak değerlendirilip Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılması gerekir. Mahkemece davanın HUMK.nun 8/II-3. maddesi kapsamında zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirilmesi doğru olmamıştır....

      devamı halinde sona ereceği 31.12.2020 tarihine kadar ki dönem yönünden şimdilik 16.000,00-TL kar mahrumiyeti alacağının taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine bağlı olarak aylık %7 akdi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK 155/2, 62, 52 ve 51. maddeleri gereğince mahkumiyet Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü, Katılan şirketin bayisi olarak çalışan sanığın, bayilik sözleşmesi fesh edilmesine ve katılan şirkete ait olup, bayilik sözleşmesi kapsamında sanığa teslim edilen suça konu tüp, kalibro aleti, dedantör, işçi üniforması ve sair malzemelerin iadesi noter ihtarı ile istenmesine rağmen, sanık tarafından iade edilmeyerek kullanılmaya devam edildiği, bu surette sanığın hizmet ilişkisinin gereği olarak kendisine teslim edilmiş olan eşya üzerinde zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunduğu, sanığın tevil yollu ikrar içeren savunması, arama tutanağı, bayilik sözleşmesi, ihtarname ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, sanık hakkında hizmet nedeniyle...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak açılan men'i müdahale , tazminat ve zilyetliğin korunması isteğine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 16.05.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, TMK 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 8.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 26.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, somut olayda davacı, davaya konu ettiği evin ve bahçesinin murislerinden intikal ettiğini iddia ederek şahsi bir hakka (miras hakkına) dayanmakta olup, eldeki davanın salt zilyetliğin korunması niteliğinde olduğunun ve yapı ile davacının zilyetlikten başka ilişkisinin bulunmadığının kabulüne olanak bulunmamaktadır. O halde, davacının talebi ve davalının savunması karşısında, eldeki davanın hukuki nitelikçe zilyetliğin arkasında bulunan bir hakka dayalı olduğunun kabulü gerekir. Davacı, zilyetliğin arkasında şahsi bir hakka dayandığından, dava bir hak davası niteliğini kazanmıştır. HMK'nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ: Dava, dava dilekçesinde gösterilen ve davacı tarafın dava dışı firma ile sona eren bayilik sözleşmesine dayalı olarak taşınmazına konulan ipoteğin bayilik sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında mali müşavir bilirkişi tarafından davalı şirketin ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde inceleme yapılıp rapor hazırlanabilmesi için Hatay Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılamasına karar verilmiştir....

                Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması değil, taşınmazdaki zilyetliğin davalıda olmadığı,davacıda olduğunun tespiti davası olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir. Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmazda davacının mülkiyet hakkına dayanmadığı,ancak davacının zilyetliğe dayandığı anlaşılmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiğinden, HUMK.nun 8/II-3 maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'...

                  UYAP Entegrasyonu