Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması değil, taşınmazdaki zilyetliğin davalıda olmadığı,davacıda olduğunun tespiti davası olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir. Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmazda davacının mülkiyet hakkına dayanmadığı,ancak davacının zilyetliğe dayandığı anlaşılmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiğinden, HMK.'nın 4/1 c (HUMK.'nun 8/II-3) maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'...

    Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre dava konusu taşınmazın davacı ... tarafından bayilik sözleşmesine istinaden davalı lehine teminat olarak ipotek edildiği, davacı şirket ile davalı arasındaki bayilik sözleşmesinin 13.04.2001 tarihinde feshedildiği, davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının Şişli 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.12.2002 tarih, 2000/1474 esas ve 2002/2046 karar sayılı ilamı ile tespit edildiği, davalının da davacı şirketten alacağı olduğuna dair herhangi bir iddiasının da olmadığı, bayilik sözleşmesinin sona ermesine ve davacı şirketin davalıya borçlu olmamasına rağmen bayilik sözleşmesine teminat olarak tesis edilen ipoteğin kaldırılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, dava konusu taşınmazın yüzölçümünün belirlenmesi ve zilyetliğin korunması istemine ilişkin olup, tescil istemi bulunmamaktadır. Dairemizce tahsis kararlarına dayalı elatmanın önlenmesi ile tapu iptali ve tescil davalarının temyiz incelenmesine bakılmakta olup, yalnızca zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar sonucu verilen kararların 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.02012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir....

        Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.05.2010 gün ve 598-301 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık bayilik devir sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olmakla kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          davacının 06.03.2014 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesini feshettiğini ve intifa hakkına dayalı olarak taşınmazın tahliyesini istediğini, ancak davalı Hacıoğlu şirketinin ihtar gereğini yerine getirmediğini ve taşınmazı işgalci olarak kullanmaya devam ettiğini, davalı Hacıoğlu şirketinin de 03.03.2014 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesinin sona erdiğini davacıya bildirdiğini, bunun üzerine davalı Hacıoğlu şirketi aleyhine müdahalenin men'i davası açıldığını ve davanın Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/664 Esas sayılı dosyasında derdest olduğunu, davalı Hacıoğlu şirketinin bu süreçte taşınmazı intifa ile yüklü olarak davalı Hürgaz şirketine satıp teslim ettiğini ve davalı Hürgaz şirketinin de taşınmazı davalı Kirazlık Akaryakıt şirketine kiraya verdiğini, Kirazlık Akaryakıt şirketinin üçüncü bir kişi ile bayilik sözleşmesi yapıp taşınmazı kullanmaya başladığını, bunun üzerine davacının intifa hakkına dayalı olarak davalı Kirazlık Akaryakıt şirketine karşı Samsun 4....

          Somut olayda davacı kira taahhütnamelerine dayanarak davayı açtığı ve davanın açıldığı tarihte henüz kira süresinin dolmadığı belirlendiğine ve kira sözleşmesinden doğan şahsi hakka dayanarak ve iyi niyetli zilyet olması nedeniyle bu davayı açtığına göre, davanın zilyetliğin korunması davası olarak görülmesi olanağı bulunmamaktadır. Öte yandan davalı şirketin alt kiracı olarak dava konusu yeri davacıdan kiralandığına ilişkin kira sözleşmesine yapılan imza itirazı üzerine yapılan incelemede söz konusu sözleşmede bulunan imzanın davacı ...’e ait olmadığı belirlenmiştir....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/02/2022 NUMARASI : 2020/459 ESAS, 2022/54 KARAR DAVA KONUSU : Zilyetliğin Arkasında Bulunan Hakka Dayalı Zilyetliğin Tespiti KARAR : Samsun 4....

            Mahkemece, davanın hakka dayalı olduğu, zilyetliğin tespiti ve korunması talepli olup; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde, tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu 117 ada 1 ve 117 ada 2 parsel, 06.09.1990 tarih ve 31.01.1992 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalara göre dava; TMK'nun981 vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. TMK'nun 984.maddesinde; “Gasp ve saldırıdan dolayı dava hakkı, zilyedin fiili ve failini öğrenmesinden başlayarak iki ay ve her halde fiilin üzerinden bir yıl geçmekle düşer.” denilmiştir....

              edildiğinden ve bayilik sözleşmesi geçerli olduğundan feklerinin istenemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu önsözleşmenin tarafların ilerde akdedeceği bayilik sözleşmesine esas olarak düzenlendiği, taraflar arasında sonradan 09.09.2004 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığı, asıl sözleşmenin iptali istenilmeden tek başına önsözleşmeden cayılarak iptalinin istenilmesinde hukuki yarar bulunmadığı, önsözleşmede belirlenen yükümlülüklerin öncelikle davacı tarafından yerine getirilmesi gereken edimler olduğu, bu edimler yerine getirildikten sonra ancak davalıdan edimlerini yerine getirmesinin istenebileceği, bu nedenle davacının sözleşmenin iptali talebinin yerinde olmadığı ön sözleşme ve buna bağlı bayilik sözleşmesinin ayakta olduğu, intifa hakkının geçerli olup TMK’nun 796. maddesinde gösterilen intifa hakkının terkinine dair sebeplerin gerçekleşmediği, davacının intifa süresinden önce kaldırılmasını isteyemeyeceği...

                Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması değil, taşınmazdaki zilyetliğin davalıda olmadığı, davacıda olduğunun tespiti davası olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir. Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 6831 Sayıl|ı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmazda davacının mülkiyet hakkına dayanmadığı, ancak davacının zilyetliğe dayandığı anlaşılmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın TMK.nun 981 ve devamlı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması hükümlerinle göre çözüme kavuşturulması gerektiğinden, HMK.'nun 4/1 c (HUMK.'nun 8/II-3 maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'...

                  UYAP Entegrasyonu