Aracılığı ile kullandığını, bayinin sözleşmeye aykırı olmasına rağmen diğer davalı ile otogaz satış sözleşmesi yaparak taşınmazda otogaz satışı yaptığını, ayrıca sözleşmeden kaynaklanan diğer edimlerini de yerine getirmediğini bu nedenle bayilik sözleşmesini fesh ettiklerini ileri sürerek davalıların intifa hakkına konu taşınmaza elatmalarının önlenmesi ve taşınmazın kendilerine teslimini istemiştir. Davalılar, 19.07.2003 tarihli bayilik sözleşmesine göre, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu savunmuşlar, mahkemece bayilik sözleşmesinin 21. maddesi hükmü gereği İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, intifa hakkına dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davacı, intifa hakkına konu taşınmaz üzerinde akaryakıt istasyonu işletmek üzere davalı ... Pişmaniye Şekerleme Akar. Mak. İml. İnş. Gıda San. Tic. Ltd....
Ltd.Şti. ile bayilik sözleşmesi yaparak benzin istasyonu işlettiğini, bayinin otogaz satışına izin vererek, davalı ... ile bayi arasında otogaz satımına ilişkin bayilik sözleşmesine 02.01.2001 tarihli...A.Ş. ile yaptığı sözleşme ile onay verdiğini, ... A.Ş.nin sürenin bitmesine rağmen otogaz satışını sürdürdüğünü ileri sürerek...ürünlerinin Petrol Ofisi logo ve amlemleri ile satışının önlenmesi, muarazanın giderilmesi, elatmanın önlenmesi ve kal isteğinde bulunmuş, davalılar bayilik sözleşmelerinin geçerli olduğunu savunmuş olduklarından, uyuşmazlığın bayilik sözleşmesine muhalefet temeline dayanması ve taraflar arasında sözleşme hükümlerininde tartışmalı bulunması nedeniyle, hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize değil Yüksek 19.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki; anılan Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden ortaya çıkan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulması gerekmiştir....
Davanın salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmamasına ve malvarlığı haklarına ilişkin olduğunun anlaşılmasına göre uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... ... 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nun 974 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda davacı kayden maliki olmadığı taşınmaz hakkında zilyetliğe dayalı olarak ve davalının şahsi kusuruna giderek el atmanın önlenmesi ve tazminat isteminde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, bayilik sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali isteminden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 19.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:19.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 14.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; tacirler arası bayilik sözleşmesine dayalı alım satım ilişkisinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 25.01.2011 gün ve 2009/280-2011/15 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, akaryakıt bayilik sözleşmesine dayalı alacak isteminden kaynaklandığından, kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 11.Hukuk Dairesi’ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 28.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi. FC...
Tarafların iddia ve savunmalarına göre dava salt zilyetliğin korunması niteliğinde olmayıp taşınmazın üzerinde inşa edilen binanın bağımsız bölümleri üzerinde de ihtilaf vardır. Dava konusu ve muhtesat niteliğindeki bağımsız bölümler... Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 28.04.2010 tarih ve 2010/10213-1306423, Gd - 24100 sayılı karşılık yazılarına göre Hazine adına tapuda kayıtlı 2329 ada 4 sayılı parsel üzerinde yer almakta ve üzerinde 2 B şerhi bulunmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, uyuşmazlığın zeminle bir ilgisi yoktur. Bu nedenle somut olgunun TMK.nun 683. maddesi çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu bakımdan işin çözümü, zilyetliğin korunması davası kapsamında değil, (TMK. m. 981 vd.) hakka dayalı bir dava olarak değerlendirilip Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılması gerekir. Mahkemece davanın HUMK.nun 8/II-3. maddesi kapsamında zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirilmesi doğru olmamıştır....
Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, somut olayda davacı, davaya konu ettiği evin ve bahçesinin murislerinden intikal ettiğini iddia ederek şahsi bir hakka (miras hakkına) dayanmakta olup, eldeki davanın salt zilyetliğin korunması niteliğinde olduğunun ve yapı ile davacının zilyetlikten başka ilişkisinin bulunmadığının kabulüne olanak bulunmamaktadır. O halde, davacının talebi ve davalının savunması karşısında, eldeki davanın hukuki nitelikçe zilyetliğin arkasında bulunan bir hakka dayalı olduğunun kabulü gerekir. Davacı, zilyetliğin arkasında şahsi bir hakka dayandığından, dava bir hak davası niteliğini kazanmıştır. HMK'nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir....
Davalılar vekili, taraflar arasında akdedilen 05.04.2005 tarihli bayilik sözleşmesinin feshedilmediğini, halen yürürlükte olduğunu, feshedilmeyen bir sözleşmeye dayalı davacının talepte bulunamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir....