Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021 6100 sayılı HMK'nın 352.maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İlk Derece Mahkemesinin 2020/28 Esas sayılı dosyasında marka hükümsüzlüğüne ilişkin olarak açılan davaya, karşı dava olarak açılan sözleşmenin haksız olarak feshi nedeniyle maddi ve haksız suç isnadı nedeniyle manevi tazminat davasının asıl davadan tefrikine karar verildiği, istinaf başvurusuna konu eldeki davanın, marka kullanımına ilişkin sözleşmeden kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır....

    50.000-USD ceza şart talep edebileceği, Baş Bayi Sözleşmesinin Feshi başlıklı 15-D m. uyarınca baş bayilik sözleşmesinin sona ermesi halinde bu sözleşmenin otomatik olarak sona ereceği, alt bayinin ...’nın alt bayiliği devralıp devralmama hususunda karar verme hakkı olduğunu kabul ettiği hususları düzenlenmiştir....

      Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, protokolde davalının diğer dağıtım şirketi ile olan mevcut LPG bayilik sözleşmesinin sona erdirileceği yolunda bir taahhütte bulunmadığı, davacının davalı ile ...bayilik sözleşmesini, davalının diğer dağıtım şirketi ile sözleşmesi olduğunu ve bu sözleşme yürürlükte iken kendi yaptığı sözleşmesinin uygulanamayacağını bilerek imzaladığı ve sözleşme kapsamında kendisi tarafından ifa edilen bir edim de bulunmadığı, ...bayilik sözleşmesinin davalının kusuru ile sona erdiğinin kabulü mümkün olmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava taraflar arasında düzenlenen protokol ve ...bayilik sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart ve kar mahrumiyeti istemine ilişkindir....

        No.lu davalıların 2016 haziran ayından itibaren taraflar arasındaki sözleşmenin ticari koşullarını değiştirmeye başladıklarını, artık ürünlerin değil ..... isimli internet sitesinden alınması gerektiğine dair kendilerine ve diğer bayilere elektronik postalar gönderdiklerinden bahisle haksız olarak sözleşmenin feshedildiğinden bahisle 100.000,00 TL cezai şart, sözleşmenin 14. Maddesine göre cezai şartı aşan zarar ve zararın üç katı oranında tazminat ile manevi tazminat istemi ile işbu davanın açıldığı, davalılardan ..., ..., ... ve ... tarafından pasif husumet itirazında bulunulmuş, davalılardan davacı ile sözleşmenin tarafı olan ... ... tarafından ticari itibar kaybına dayalı manevi tazminat istemi ile karşı dava açılmıştır. Davacı ile davalı ... arasında yetkili bayilik satıcı sözleşmesi akdedilmiştir....

          Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Dava; acentecilik sözleşmesinin feshinden kaynaklanan şimdilik 100,00 TL maddi tazminat ile 25.000,00 TL manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....

            Esas sayılı dosyasında, eldeki davanın davacısı tarafından 01/02/2020 tarihli Bayilik Sözleşmesinin davalı tarafça haksız feshi iddiasına dayalı olarak davalıdan alacak ve tazminat talep edildiği, eldeki davanın da aynı sözleşmenin yine davalı tarafça haksız feshi iddiasına dayalı bakiye alacağın tahsili için aynı davalı hakkında başlatılan takibe itirazın iptali istemine dayalı olarak açıldığı; yapılan incelemede her iki davanın, aynı sebeplerden doğduğu, buna bağlı olarak her iki dava arasında bağlantı olduğu anlaşıldığından aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere; Mahkememizin işbu dava dosyası ile ....Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas Sayılı dosyası arasında bağlantı bulunduğu anlaşıldığından HMK.nın 166.maddesi gereğince işbu davanın ....Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ......

              Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin süresinin 1 yıl olduğu, davalı tarafça 11.12.2009 tarihli ihtarname ile sözleşmenin yenilenmeyeceğinin davacı tarafa ihtar edildiği, sözleşme hükümleri gereği yılın sonunda sözleşmenin kendiliğinden sona ermiş olacağı, bu durumda haksız fesihten söz edilemeyeceği gerekçesiyle ana bayilik sözleşmesinin haksız surette feshedildiğinin tespiti istemine ilişkin talebinin reddine, portföy tazminatı dışındaki diğer maddi tazminat taleplerinin reddine, davacının maliyetleri karşılanamayan yatırımlar yönünden olan tazminat talebi bakımından tazminat gerektirecek deliller sunulmadığından ispat edilemeyen talebin reddine, davacının sözleşmenin feshi nedeniyle manevi tazminat isteminin yasal şartları oluşmadığından reddine, portföy tazminatı bakımından ise davacının markanın tanınırlığını artırdığı, davalı firmanın yeni bir firma olması yanında piyasaya her gün yeni...

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki bayilik -------sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, denkleştirme tazminatı olarak 355.000,TL, maddi tazminat olarak 5.000-TL, manevi tazminat olarak 40.000-TL olmak üzere toplam 400.000-TL'ye hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Ancak taraflar arasında yazılı olmayan bir bayilik ilişkisi (-------sözleşmesi) bulunduğu tarafların kabulündedir....

                  Mahkemece toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı/karşı davacı her ne kadar fesih bildiriminde bulunmuş ise de, TTK'nın 20. maddesi hükmü gereğince, elektronik posta ile yapılan bildirimin muteber olmadığı, ayrıca, sözleşme hükümleri gereğince fesih için 3 gün önceden yazılı bildirimde bulunulması gerekeceği ve davalı/karşı davacının fesih bildiriminde bulunmadan önce yeni bayi arayışıyla ilan verdiği hususları gözetildiğinde fesih haksız olup, davacı/karşı davalının sözleşmenin haksız feshinden doğan zararlarını istemekle haklı olduğu, alınan tüm bilirkişi raporlarında davacı/karşı davalının 7 aylık kazanç kaybının 16.114,49 TL olarak hesaplandığı, öte yandan davacı/karşı davalının kayıtlara geçmeyen fazla ödemesi mevcut olup bu ödemelerin sözleşme kapsamında yapıldığının kabulünün gerektiği, bu itibarla, davalı/karşı davacının mal satışından kaynaklanan alacağının bulunmadığı, bono bedellerine ilişkin talebe gelince, bayilik bedeline karşılık...

                    tazminat talebi bakımından ise, davacının sözleşmenin haksız feshi nedeniyle TTK' da yazılı manevi tazminatlardan birine hak kazanamayacağı, genel düzenleme olan (mülga 818 sayılı Yasanın 49. maddesi) 6098 sayılı TBK'nın 58. maddesindeki şartların da oluşmadığı kanaatine varıldığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu