O halde, munzam zararın ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır. Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.1996 gün ve ----- esas ------ karar sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farzedilen) gelir değildir. Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili veya geç ödemeden kaynaklı gecikme faizi ve munzam zarar davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/758 E. - 2017/363 K. sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili veya geç ödemeden kaynaklı gecikme faizi ve munzam zarar istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 5....
Yapılan incelemede davacı tarafça munzam zararının tespitine ilişkin olarak dosyaya herhangi bir somut delil ve kayıt sunulmadığı, yerleşik ------- göre munzam zararın belirlenmesinde, gerçek zararın belirtilerek ispatlanmasının gerektiği, elde edilemeyen gelir, ihale alacağı, kredi borcu vb. somut gerçek zarar kalemlerinin belirlenmesi gerektiği, davacı tarafça bu hususta bir gerçek zararın belirtilmediği, davacının davalıdan talep edebileceği bir munzam zararının bulunmadığı, netice olarak davanın ispatlanamadığı anlaşılmakla reddine karar vermek gerekmiş, aşağıda açıklandığı üzere hüküm kurulmuştur....
Davacı munzam zarar talebinde bulunmuştur.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; TBK'nun 122. maddesinde "Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder" düzenlemesinin yer aldığı, düzenleme uyarınca munzam zararı talep edebilmek için alacaklının munzam (aşkın) zarar talebinde bulunabilmesi için, alacaklının temerrüt faizini aşan zararının olması, temerrüt ile munzam zarar arasında illiyet bağının bulunması, borçlunun kusursuzluğunu ispatlayamamış olması gerekeceği açıktır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; destekten yoksun kalma kaynaklı tazminat talebi dolayısıyla, davacılara ödeme gerçekleştirildiğini müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur.Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir. Bu açıklamalar ışığında davacının zararını somutlaştırarak zarar iddiasını ispat edecek delilleri ortaya koyması gerekir....
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanunî tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukukî kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir. Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir (Uygur, Turgut: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt I, 2012, s. 810)....
kaydıyla şimdilik 100,00TL'nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davalı sigorta şirketinin yükümlü olduğu tazminatı zamanında ödememiş olmasından kaynaklı meydana gelen munzam zararları için şimdilik 100,00TL'nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Yasal dayanak:Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 142. maddesi,Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1,2,4. maddeleri,634 sayılı kanunun Ek 1.maddesi,Türk Borçlar Kanunu 299, 313, 314, 315. maddeleri, Yargılama konusu olayda:Davacının, davalı aleyhine kira sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle icra takibi başlatıldığını, alacağın bu şekilde tahsil edilebildiğini, geç ödeme sebebiyle munzam zarar alacağı bulunduğunu belirterek zararının tazminini talep ve dava ettiği, Mahkemenin dava davaya konu çekişmenin kira ilişkisinden kaynaklandığı kanaatiyle görevsizliğe karar verdiği, Davacının talebinin geç ödemeden kaynaklı meydana gelen zararın tazminine yönelik olduğu, geç ifa edilen borcun kira ilişkisinden kaynaklı olduğu, Munzam zarar talebinin yeni bir borç olmasının uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanmadığını göstermeyeceği, HMK 4/a maddesi gereğince "kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yasal dayanak:Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 142. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1,2,4. maddeleri, Türk Borçlar Kanunu 299, 313, 314, 315. maddeleri, Yargılama konusu olayda:Davacının, davalı aleyhine kira sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle icra takibi başlatıldığını, alacağın bu şekilde tahsil edilebildiğini, geç ödeme sebebiyle munzam zarar alacağı bulunduğunu belirterek zararının tazminini talep ve dava ettiği, Mahkemenin dava davaya konu çekişmenin kira ilişkisinden kaynaklandığı kanaatiyle görevsizliğe karar verdiği, Davacının talebinin geç ödemeden kaynaklı meydana gelen zararın tazminine yönelik olduğu, geç ifa edilen borcun kira ilişkisinden kaynaklı olduğu, Munzam zarar talebinin yeni bir borç olmasının uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanmadığını göstermeyeceği, HMK 4/a maddesi gereğince "kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yasal dayanak:Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 142. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1,2,4. maddeleri, Türk Borçlar Kanunu 299, 313, 314, 315. maddeleri, Yargılama konusu olayda:Davacının, davalı aleyhine kira sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle icra takibi başlatıldığını, alacağın bu şekilde tahsil edilebildiğini, geç ödeme sebebiyle munzam zarar alacağı bulunduğunu belirterek zararının tazminini talep ve dava ettiği, Mahkemenin dava davaya konu çekişmenin kira ilişkisinden kaynaklandığı kanaatiyle görevsizliğe karar verdiği, Davacının talebinin geç ödemeden kaynaklı meydana gelen zararın tazminine yönelik olduğu, geç ifa edilen borcun kira ilişkisinden kaynaklı olduğu,Munzam zarar talebinin yeni bir borç olmasının uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanmadığını göstermeyeceği, HMK 4/a maddesi gereğince "kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden...