Şöyle ki; El atılan taşınmazların bedelleri ile eski hale getirme bedelleri ayrı ayrı hesaplanarak eski hale getirme bedelinin, yer bedelinden az olması halinde eski hale getirme bedeline, aksi halde taşınmazların bedellerine hükmedilmesi ve tapularının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerekir. Bu durumda arazi niteliğindeki taşınmazlara net geliri esas alınarak değer tespit edilip el atılan bölümlerin yer bedeli ile el atmadan dolayı oluşan müdahalenin giderilmesi ve taşınmazın eski hale getirilmesi hususlarında bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak eski hale getirme bedeli, yer bedelinden fazla olması halinde el atılan yerlerin bedeline hükmedilip, davacı üzerindeki tapuların iptaline, yer bedelinin fazla olması halinde ise eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....
parçası olan dava konusu eserin eski hale getirilmesinde kamunun manevi anlamda menfaatinin bulunduğu, bu manevi menfaatin büyüklüğü dikkate alındığında, maliyet bedeli olarak hesaplanan bedelin davalı malikin mali menfaatlerine göre üstün tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu "Tarımcı Atatürk" anıtının, bütünlüğü bozulan kısmının eksik parçalarının eser sahibi davacı tarafından yeniden üretilmesine ve montajının yapılması suretiyle eski hale getirilmesine, eski hale getirme bedelinin 517.000,00 TL+KDV'den fazla olmamak kaydı ile davalı tarafça karşılanmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Umumun tekafülü altındaki malı almak (Hırsızlık) HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, hakkındaki mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra dosyaya sunduğu 11/05/2020 tarihli dilekçesindeki anlatımından temyiz başvurusu ile birlikte eski hale getirme isteminde bulunduğunun anlaşılması ve eski hale getirme istemi hakkındaki karar verme yetkisinin, 5271 sayılı CMK'nın 42/1. maddesi uyarınca Yargıtay'ın ilgili dairesine ait olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Sanığın 11/05/2020 tarihli dilekçesi ile gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarihte asker olduğunu ve kararın kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, bu nedenle süresinde temyiz edemediğinden bahisle eski hale getirme ve temyiz talebinde bulunduğu anlaşılmakla; sanığın tebligat tarihinde asker olduğununun dosya içerisinde bulunan Yakutiye Askerlik Şubesi Başkanlığının cevabi yazısından anlaşıldığı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Müdahalenin Önlenmesi, Ecrimisil, Maddi Ve Manevi Tazminat, Eski Hale Getirme Bedelinin Tahsili Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
Tüm bu koşulların bulunması halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve sanık beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulacaktır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından olan suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesinde uğranılan zarardan kast edilen, maddi zarar olup, manevi zarar bu kapsamda değerlendirilmemelidir. Maddi zararın bizzat sanık tarafından yerine getirilmesi gerekmeyip, sanık adına onun bilgisi ve rızası tahtında üçüncü kişiler tarafından tazmin, aynen iade veya eski hale getirme suretiyle giderilmesi de olanaklıdır. Ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli olmayan suçlar yönünden ise bu koşul aranmayacaktır....
Davalı, yetkili idarenin izni ile malzeme aldıklarını, müdahalelerini bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dava meraya elatmanın önlenmesi, eski hale getirilme bedeli ve alınan malzeme bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Yapılan yargılama sonunda dava konusu 57 parselin mera parselinden ifraz edilerek ariyet ocağı olarak tescil edildiği ve davalının Üretim İzin Belgesi bulunduğundan davanın red edilmiş olması yerinde görülmüştür. Ancak vekalet ücreti ıslah edilen eski hale getirme bedeli üzerinden takdir edilmiş ise de bozmadan önceki gerekçeli kararda da belirtildiği üzere bu davalarda eski hale getirme bedeli ile zemin bedelinin karşılaştırılıp, şayet zemin bedeli yüksekse eski hale getirme bedeline, şayet zemin bedeli düşükse zemin bedeline hükmetmek gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.01.2016 gününde verilen dilekçe ile eski hale getirme olmazsa maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 03.12.2019 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili av. ...geldiler ve duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Davacı davayı ilk olarak sulh hukuk mahkemesinde "eski hale getirme" ve "ticari zararın giderilmesi için 10.000.-TL maddi tazminat" istemli açmıştır. Sulh hukuk mahkemesi; "ticari zarar" iddiasına dayalı davayı tefrik ederek asliye ticaret mahkemesine gönderme (görevsizlik) kararı vermiş, "kat mülkiyetinden kaynaklanan eski hale getirme" istemli dava da ise esasa yönelik karar vermiştir. Buna göre dosya kapsamına, iddia ve savunmaya, mahkemece kabul edilen hukukî niteliğe göre eldeki temyize konu uyuşmazlık; "tarafların sıfatına bakılmaksızın (tacirler dâhil), haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 23.01.2020 gün ve 2020/1 sayılı kararı uyarınca uyuşmazlığın temyiz incelemesi görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. Ancak dosyada; Yargıtay 4....
Mahallesi ... ada, ... parsel sayılı tarla vasfında taşınmazın maliki olduğunu, davalının yan taşınmazda sondaj çalışması yapması nedeniyle taşınmazının bir bölümünün çamurla kaplandığını ve tarla olarak kullanılamaz hale geldiğini, dava konusu taşınmazın tekrar tarım arazisi olarak kullanılabilmesi için eski hale getirme masraflarının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, istemin kısmen kabulü ile eski hale getirme masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taşınmazın eski hale getirilmesi için gerekli masraf bedeli hesaplanmış ise de, taşınmazda zarar gören alanın değeri hakkında herhangi bir inceleme ve belirleme yapılmamıştır. Tazminat sorumluluğunun kapsamı, gerçek zarar ile sınırlı olup; zarar da, haksız eylemden önceki ve sonraki durum arasındaki farktan ibarettir....
Ne var ki, davacının dava dilekçesinde eski hale getirme istemeyip yalnızca eski hale getirme bedelinin tahsili isteğinde bulunduğu dikkate alınmaksızın, mahkemece, istek aşılmak suretiyle hem taşınmazın eski hale getirilmesine, hem de eski hale getirme bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş olması doğru değil ise de, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinde, hükmün, 2. fıkrasındaki, “.... taşınmazın eski hale getirilmesine ....'' ibaresinin hüküm yerinden çıkarılmasına, düzeltilmiş bu haliyle kararın 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 436/2. (6100 sayılı HMK'nun 370/2. md.) maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....