-2- Mahkemece, iddia, savunma ,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sayılı dosyasında bankanın 7/5/2008 tarihinde başlattığı takip sonunda tarafların 11/8/2008 tarihinde anlaşmaları üzerine banka nakit kredi alacağının 143.650,00 TL olarak belirlenerek kredinin kapatıldığı, bu arada takipte depo talep edilen gayri nakit 8.769,60 TL'nin nakit kredi hesabını kullanırken nazara alınmadığı, hesaplamanın yapıldığı 11/8/2008 tarihinde henüz banka tarafından teminat mektubunun nakde dönüşmemesi ve teminat mektubunun mektup alacaklısı tarafından gönderilen 08/05/2008 tarihli ödenme talebinin esaslı hataya düşülerek iade edilmesi şeklinde anlaşılması nedeniyle hesaplama dışı bırakıldığı, ancak banka teminat mektubu tutarının 14/8/2008 tarihinde tahsil edildikten sonra nakit alacak haline geldiği, bankanın’nün takibinde gayri nakit alacağını göz ardı etmiş olmasının bu alacağından feragat etmiş olduğu anlamına gelmeyeceği, bu nedenle davacı bankanın tanzim olunan mektup bedeli 8.769,60...
Ve Tic, Ltd. Şti'nin Sözleşme koşullarını yerine getirmemesi, borcunu vadesinde kismen veya tamamen ödememesi halinde..." ifadeleriyle sözü edilen kesin teminat mektubunun hangi hallerde nakde çevrileceği düzenlenmiş olmasına rağmen davalı tarafça tamamen kötü niyetli ve ticari basirete taban tabana aykırı biçimde ilgili kesin teminat mektubunun vadesinin son günü olan 02.05.2018 saat 16:28'de kesin teminat mektubun da nitelenen miktarın tamamı olan 25.000.00'TL nin davacı şirketin hesabından tahsil edildiğini, Taraflarınca söz konusu bedelin iadesi amacıyla arabuluculuk süreci başlatılmış olup; Ankara Arabuluculuk Bürosu .... Arabuluculuk Numarası ile söz konusu süreç yürütülmüş ve taraflar arasındaki müzakereler sonucu anlaşmaya varılamadığını beyanla davanın kabulüne, davalı şirket tarafından kötü niyetli biçimde kesin teminat mektubunun sunulmasıyla tahsil edilen 25.000,00....
ve hesaplama ilkelerine uygun olduğu anlaşılmakla takip tarihi itibariyle bankanın komisyon alacağının 9.065,69 TL asıl alacak, 914,07 TL temerrüt faizi, 45,75 TL BSMV olmak üzere toplam 10.025,46 TL olduğu, Deposu talep edilen teminat mektupları ile ilgili olarak; davalı lehine düzenlenmiş 2.000.000,00 TL ve 600.000,00 TL bedelli iki adet teminat mektubu olduğu, 2.000.000,00 TL bedelli teminat mektubunun muhatabının talebi üzerine davadan sonra 30.11.2018 tarihinde nakde çevrilerek bedelinin ödendiği, 600.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun 30.04.2019 vade tarihli olduğu, vadesi dolan ve yenilendiğine dair delil sunulmayan teminat mektubu yönünden banka riski ortadan kalktığından bu mektuba ilişkin davacının depo talebi konusuz kaldığı, itirazın iptali davalarında haklılık durumu takip tarihine göre belirlendiği, takip tarihi itibariyle kefil olan davalılardan teminat mektubu bedelinin depo edilmesi talep edilemeyeceği gibi takipten sonra dava sırasında dava konusu teminat mektubunun...
lehtar konumunda da olmadığını, bu nedenle teminat mektubunun iadesini yahut teminat altına alınan bedeli istemesi mümkün olmadığından haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, banka teminat mektuplarının hukuken garanti sözleşmesinin bir türü olarak kabul edildiğinden bankanın teminat mektubu nedeniyle yaptığı ödemeleri kendi borcunu ifa etmesi sebebiyle borçluya rücu edemeyeceğini, banka teminat mektubunda lehtarın akit durumda olmadığını, teminat mektubunu veren bankanın bir borç yüklendiğinden bu aktin borçlusu ve teminatı alanın ise alacaklısı durumunda olduğunu, sözleşme hükümlerini yerine getirme yönünden fiili taahhüt edilen üçüncü şahsın ise bu garanti sözleşmesinin taraflarından olmadığını, dava konusu teminat mektubunun davacı ile ilgisi olmayıp, 02/03/2021 tarihinde dava dışı Türkiye İş Bankası tarafından müvekkili lehine düzenlendiğini, bu hususun ilgili banka tarafından dosyaya gönderilen belgelerle de sabit olduğunu, davacının Av....
Davacı banka vekili istinaf başvuru dilekçesinde çek sorumluluk bedelinin davalı asıl borçlu şirket ile davalı-kefil tarafından depo edilmesine yönelik talebi gözetilerek davacı banka ile davalılar arasındaki genel kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hükme yer verilmediği gibi aynı gerekçeyle teminat mektubunun depo edilmesinin davalı kefilden talep edilebileceğine dair açık hükme söz konusu kredi sözleşmesinde yer verilmediği anlaşılmış olmakla ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiş, davacı vekilinin istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir....
in söz konusu sözleşmeyi dava dışı şirketi üzerinde şirketi temsilen ve kendi adına asaleten imzaladığı, Davacı banka tarafınca, dava dışı şirket lehine Kesin Teminat mektubu verilen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İsu Genel Müdürlüğünün ... tarihinde tazmin talebinde bulunulduğu belirtilerek dava dışı şirketin kredi hesapları 21.02.2017 tarihli kat ihtarnamesiyle kat edilerek ... TL. tutarında teminat mektubu bedeli ve 26.443,60 TL. Teminat mektubunun komisyon bedelinin muaccel hale geldiği ve ödenmesi ayrıca, yürürlükte bulunan ...+...= ... TL. teminat mektup bedelinin ise depo edilmesi talep edildiği, Dava dışı şirketin banka nezdindeki hesap hareketleri incelendiğinde ... TL. teminat mektubu bedelinin 16.11.2017 tarihinde tazminiyle kayıtlara alındığı ve 04.05.2018 tarihinde Takip hesabına intikal ettirildiği ayrıca, 396,87 TL. kat ihtarnamesi noter giderinin de 03.11.2017 tarihinde Takip hesabına aktarılarak her iki anapara tutarına karşılık ayrılmasına başlandığı bu durumda, ......
müvekkili şirket tarafından depo edilmesi yönünde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu;Davacı banka tarafından, davalı asıl borçlu şirket lehine ve ......
Davacı vekilinin istinafı yönünden; Muhatap, lehtar ve garanti eden olmak üzere bünyesinde üçlü bir ilişki içeren teminat mektubu, esas olarak üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde olması nedeniyle bir tür garanti sözleşmesidir. 11.06.1969 Tarih 1969-4 Esas- 1969-6 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da teminat mektubunun mahiyeti itibariyle BK.nun 110. maddesinde sözü edilen üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde bir garanti sözleşmesi olduğu kabul edilmiştir. Dairemizin yerleşik uygulamasında da teminat mektubunun BK.nun 110. maddesi çerçevesinde bir garanti sözleşmesi olduğu yönü benimsenmiştir. Banka teminat mektubu ile garanti eden banka, kayıtsız ve şartsız bir ödeme yükümlülüğü altına girmemekte, aksine üçüncü kişi durumunda bulunan lehtarın edimini ifa etmemesi ya da sair rizikoların ortaya çıkması halinde muhatabın uğrayacağı zararları teminat altına almayı amaçlamaktadır....
Davalı vekili, davaya konu edilen işlem ve kayıtların üzerinden on yıllık sürenin geçtiğini, bu nedenle davanın zamanaşımına uğradığını, davalının kefaletinin asıl borçlunun kullandığı ve kullanacağı kredileri kapsadığını, davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, kıymetli evrak niteliğinde bulunmayan teminat mektubunun iadesi olgusunun maddi bir vakıa olması nedeniyle her türlü delille ispatlanabileceği, somut olayda teminat mektubunun muhatap tarafından 13.04.1999 tarihinde lehdara teslim edildiğinin anlaşıldığı, ancak ortada banka kaydı bulunmadığından muhatap ...'...
Somut olayda davacı; teminat alacaklısı davalı şirketin, teminat borçlusu dava dışı şirketten, teminat miktarından daha az alacaklı olmasına rağmen, teminat mektubunda belirtilen paranın tamamı olan 400.000,00 TL'nin kendisinden tahsil edilmiş olması nedeniyle, alacaklı olunan meblağ ile kendisinden tahsil edilen meblağ arasındaki fark kadar aleyhine sebepsiz zenginleştiğini iddia ederek, fazla tahsil edilen paranın iadesi için eldeki davayı açmıştır. Temel ilişkinin tarafı olan her iki şirket de tacirdir. Bu iki şirketin aralarındaki ilişki ticari niteliktedir. Davaya konu teminat mektubunun verildiği sözleşmenin, taraflarının tacir olması ve aralarındaki ilişkinin ticari nitelik taşımasından dolayı söz konusu teminat mektubunun karşı garantörü (kontrgaranı) olduğunu iddia eden davacının gerçek kişi olması bu ilişkiyi ticari olmaktan çıkarmaz. Davaya, Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılmalıdır....