Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın 366. maddesinde korunmaya muhtaç kişilerin bakımının yükümlü kurum tarafından sağlanacağı ve bu kurumların yaptıkları masrafları, nafaka yükümlüsü kişiden isteyebileceği hüküm altına alınmıştır. Abdülkerim Musti'nin korunmaya muhtaç olduğu ve bakımının davacı kurum tarafından yapıldığı tartışmasızdır. Anayasa'da tanımlanan sosyal devlet ilkesi gözetildiğinde, Belediye ve Bakanlık gibi kurumların yardıma muhtaç kişilere yardım etmesinin doğal olduğu, zaten davalıların da anne baba olarak çocuklarıyla ilgilenmeye devam ettikleri, haftanın belirli günleri kurumdan alarak evlerinde baktıkları gözetilmekle, koşulları oluşmayan davanın reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir." gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı kurum, davanın kabulüne karar verilmemesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

Yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; tarafların Kahramankazan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2020/34 XX 834/40 K sayılı 07/02/2020 tarihinde kesinleşen kararı ile TMK'nın 166/3. maddesi uyarınca boşandıkları, 26/11/2018 doğumlu müşterek çocuk Elif Ada'nın velâyetinin tarafların ortak velâyeti altında bırakıldığı, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra 17/06/2020 tarihinde müşterek çocuk Yiğit Harun'un doğduğu, bu çocuğun velâyetine ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmadığı, davacı-davalı annenin avukat olduğu, davalı-davacı babanın ise sosyal inceleme raporun da kuyumcu olduğunun, sosyal ekonomik durum araştırmasında ise turizm firmasında işçi olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında bulunan sosyal inceleme raporunun incelenmesinde; müşterek çocuk Elif Ada yönünden ortak velâyette gönüllülük durumunun devam etmediği ve velâyetinin anneye verilmesi nin müşterek çocuğun menfaatine uygun olduğu yönünde kanaat açıklandığı görülmüştür....

Somut olayda ise, muhtaç aylığı bağlanılan davalı Hüdaverdi % 69 oranında engelli olup, dava tarihinde henüz 8 yaşındadır. Yukarıda açıklanan yönetmeliğin 73/2 maddesinin açık hükmü karşısında dava dışı SGK tarafından davalıya yasa gereği maaş bağlanmış olması, muhtaç aylığından yararlanmaya bir engel teşkil etmemektedir. Diğer taraftan, davalıya bakmakla yükümlü olan anne ve babanın da gelir elde etmeye başladığı yönünde bir iddia da davada ileri sürülmemiştir.. Bu durumda mahkemece, aylıktan yararlanma hakkı halen devam eden davalı aleyhine açılmış olan davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabul edilmesi ... görülmemiştir....

    Somut olayda, Yüksek Sağlık Kurulunun 04/09/2009 tarihli raporuna göre davacının çalışma gücünün 2/3 'sini kaybetmiş olduğu ve başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığının belirtildiği, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun 27/08/2010 ve 21/11/2011 tarihli raporlarında ise yaşına göre %100 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, hayat boyu bir başkasının bakımına muhtaç olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınan rapor ile Yüksek Sağlık Kurulu Kararı arasında sürekli iş göremezlik oranına ve davacının başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olup olmadığı noktasına yönelik görüş ayrılığı bulunduğu anlaşıldığına göre çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Genel Kuruluna gönderilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önün de tutulmaksızın yazıl şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

      yer alan tedbir kararlarını almakla görevli olduğunun düzenlendiği, 2828 sayılı Kanun'da yer alan tedbir kararlarında da çocuk mahkemelerinin görevli olduğunu, buna göre 5395 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesiyle, 2828 sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevinin çocuk mahkemelerinin görevi kapsamına alındığı, işin esasıyla ilgili karar verme görevi sonradan yürürlüğe giren yukarıda bahsedilen kanunla değiştiğine göre, davanın, çocuk mahkemesinin görevine girdiği, 5395 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca çocuk mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde aile ya da asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı düzenlemesinin yer aldığı, ......

        mirasçısı olduğunun tespitine ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir....

        Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç 25.05.2010 doğumlu...'ın Türk Medeni Kanununun 182. ve 336/2. maddeleri uyarınca babanın velayetine bırakılması usul ve kanuna aykırıdır. Ne var ki, bu husus ilk incelemede gözden kaçırılarak hükmün bu yönden onanmasına karar verildiği anlaşılmakla, davalı kadının velayet ile ilgili karar düzeltme isteğinin kabulü ile, dairemizin 26.03.2014 gün 2013/23714 esas, 2014/6897 karar sayılı velayet düzenlemesinin onanmasına ilişkin hükmün kaldırılarak bu yönden de bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

          Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “Genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır....

            Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, babanın kendi beyanlarından anlaşıldığı üzere; sabit bir ikametgahının ve çocukların gelişimi için gerekli, düzenli bir ev hayatının olmadığı, çocukların barınmalarını sağlayacak sağlıklı bir ortamı hazırlayamadığı, kaldı ki mahkeme tarafından alınan 16.04.2015 ve 23.06.2015 tarihli uzman raporlarında da danışmanlık ve eğitim tedbirlerinin uygulanmak suretiyle velayetin anneye verilmesinin tavsiye edildiği, ortak çocukların da annelerini istediği, erkek çocuğunun beyanına göre de babanın çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, karar tarihinden sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı uzmanınca hazırlanan 14.06.2016 havale tarihli sosyal inceleme raporunda da danışmanlık tedbiri uygulanmak suretiyle kurum yerine baba çocukları alana kadar anne yanında kalmalarının uygun olacağının belirtildiği, baba tarafından ortak çocuk ...'...

              Yönetmeliği hükümlerine göre sosyal güvenlik kapsamında olmayan, geçimini temin edecek menkul ve gayrimenkulü bulunmayan muhtaç durumdaki yetim veya engelli çocuklara muhtaç maaşı ödemektedir. Davalıya, yetim olan çocuğu nedeniyle muhtaç aylığı bağlanmasının dayanağı olan Yönetmeliğin 73. maddesine göre "Annesi ya da babası olmayan muhtaç çocuklar ile %40 ve üzeri engelli olan muhtaçlara; sosyal güvencesi olmaması, herhangi bir gelir veya aylığı bulunmaması mahkeme kararı veya kanunla bakım altına alınmamış olması, gelir getireceği taşınır ve taşınmaz malı mevcut olmaması veya olup da bunlardan elde edeceği aylık ortalama gelirinin bu yönetmelikte belirlenen muhtaç aylığı miktarını geçmemesi halinde aylık bağlanabilir." Somut olayda bu yönetmelik gereğince davalı ... oğlu 1993 doğumlu ...'a 01.06.2006 tarihinden itibaren muhtaç yetim aylığı bağlanmıştır. ...'...

                UYAP Entegrasyonu