Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in yaşı nazara alındığında ana bakım ve şefkatine muhtaç olup, iki haftada bir 2 gün ve yatılı kalacak şekilde bir düzenleme çocuğun bedeni ve ... gelişmesine mani olacağı gibi, davalı annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine de engel olacaktır. Şu halde davacı ile aynı yerde oturan davalı babanın çocukla kişisel ilişkisinin daha uygun süreli kurulması gerekirken, yazılı şekilde, düzenleme yapılması doğru bulunmamıştır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK md.438/7)....

    İlk derece mahkemesince, çocuğun yaşı gereğince anne bakım, ilgi ve alakasına muhtaç olduğu, çocuğun anneden ayrılmasının ve daha önce bireysel olarak yaşamadığı bir ortamda anneden ayrı yaşamasının travmatik sonuçlar yaratabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı baba ve Ulus Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan delillerden, çocuğun mutad meskeni olan Avusturya ülkesinden 2018 yılında Türkiye'ye getirildiği, tekrar mutad meskenine götürülmediği, müşterek çocuğu, annenin kanundan doğan koruma hakkını ihlal etmek suretiyle haksız olarak alıkoyduğu, davacı babanın sözleşme hükümleri uyarınca çocuğun mutat meskene iadesinin temini için 15.04.2019 tarihinde Avusturya merkezi makamına başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır....

      Çocuk için aylık 75 TL nafaka günün ekonomik koşulları karşısında küçüğün ihtiyacını karşılamaktan uzaktır.O halde davalı babanın en azından gündelik işlere giderek geçimini sağlayabildiği hususu gözetilerek küçüğün ihtiyaçlarına ve hakkaniyet ilkesine uygun bir miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        in anne yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağına ilişkin, ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı gibi, yaşı nedeni ile ana bakım ve şefkatine muhtaç olduğu anlaşılmaktadır.Kardeşlerin birbirlerinden ayrılmaması ilkesi de dikkate alındığında...'in velayetinin anneye verilmesi gerekirken, babaya verilmesi usul ve yasaya aykırdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.05.2016 (Pzt.)...

          Ancak, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırması incelenmesinde; davacı annenin ev hanımı olduğu, davalı babanın ise, çalışma gücünün %94 oranında kayba uğradığı, yatağa bağlı yaşadığı, aylık 965 TL yaşlılık maaşı aldığı, kendisine kardeşinin baktığı, kardeşinin bakım ücreti olarak 673 TL aldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; davalının bakım parası davalıya değil kendisine bakan kardeşine ödenmektedir. Davalının sadece aylık 965 TL geliri kalmaktadır. Davalı baba bakıma muhtaç olup, yatağa bağlı yaşadığı (altına bez bağlandığı, sonda takıldığı v.s. giderinin bulunduğu dosya içeriğine göre sabittir) tedavi ve bakım giderlerinin fazla olduğu, davalının bu giderlerine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, günün ekonomik koşullarına göre hükmolunan nafaka miktarları çok olup, TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun değildir. Hükmün bozulması gerekmiştir....

            Soyadı Tüzüğü'nün 15. maddesi hükmüne göre de "nesebi sahih olmayan çocuklar analarının soyadını alırlar; ancak bu çocuklar, babalarının tanıması ile veya hakimin kararı ile babanın soyadını alırlar." Yine Tüzüğün 20. maddesi uyarınca da ister babası ile birlikte ister ayrı yaşasın reşit olmayan çocuk, babasının soyadını kullanmak zorundadır. Ancak mümeyyiz olan reşit, soyadını seçmekte serbesttir. Sözü edilen yasa ve tüzük maddelerine göre; babanın soyadını almış bulunan küçük, ergin oluncaya kadar bu soyadı taşımak zorunda olup, babanın soyadı değişmedikçe küçüğün soyadı değiştirilemez....

              Soyadı Tüzüğü'nün 15. maddesi hükmüne göre de "nesebi sahih olmayan çocuklar analarının soyadını alırlar; ancak bu çocuklar, babalarının tanıması ile veya hakimin kararı ile babanın soyadını alırlar." Yine Tüzüğün 20. maddesi uyarınca da ister babası ile birlikte ister ayrı yaşasın reşit olmayan çocuk, babasının soyadını kullanmak zorundadır. Ancak mümeyyiz olan reşit, soyadını seçmekte serbesttir. Sözü edilen yasa ve tüzük maddelerine göre; babanın soyadını almış bulunan küçük, ergin oluncaya kadar bu soyadı taşımak zorunda olup, babanın soyadı değişmedikçe küçüğün soyadı değiştirilemez....

                Çünkü, ölenin hizmet edebilme güç ve kabiliyeti de para ile ifadesi mümkün olan bir mali imkan teşkil eder.Ölen kişinin gelecekte babasına bakacağı yaşamın ve olayların normal akışı içinde beklenebiliyorsa, ölen kişi baba için destektir.Babanın çocukları kaç tane olursa olsun, maddi durumları ne derecede bulunursa bulunsun, hatta gelecekleri, müesseselerce ... altına alınmış bile olsa, bir gün zarurete düşüp düşmeyecekleri, çocuklarına muhtaç olmayacakları önceden kestirilemez; fakat babanın ileride çocuklarının maddi desteğine muhtaç olabileceğinin kabulü, hayatın olağan akışına uygun olur....

                  Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi. 2. Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması. Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır. Kararda aksi belirtilmedikçe, velâyetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.” Madde 349’ da; “Velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velâyetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir.” hükümlerini düzenlemektedir....

                    Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Aile bireylerinin dayanışması, birbirlerine yardım ve hizmet etmesi, bakıp gözetmeleri, koruyup kollamaları bir yaşam gerçeğidir. Genel yaşam deneyimleri ve hayatın olağan akışı, yetişkin bir insanın anne ve babasına ve belirli bir düzeyde destek olacağını gösterir, anne ve babanın gereksinimleri bulunmasa dahi evladın onlara yardım etmesi, hayatın alışılmış gereklerine göre doğal ve ahlaki bir ödevdir. Bu yardımın mutlaka geçimlerini sağlamaya yönelik olması da gerekmez. Anne ve babanın çocuklarının maddi desteğine muhtaç olabileceğinin kabulü, hayatın olağan akışına, Türk örf, adet ve geleneklerine uygun düşer. Yetişkin bir insanın anne ve babasına her durumda ve her biçimde destek olduğu kabul edilir....

                    UYAP Entegrasyonu