Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin ya da muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda, dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1169 parsel sayılı taşınmazın kayden tarafların murisi ... ’e ait olduğu, ... ’in 30.03.1993 tarihinde vefat ederek tarafları mirasçı olarak bıraktığı anlaşılmaktadır. Alt katı dükkan üzeri konuttan oluşan iki katlı yapı muhdesatın davacı tarafından yaptırıldığı iddia edilmiştir. Davacı iddiasını kanıtlamak ile yükümlüdür....
Dava, babalığın tespiti, ergin olmayan çocuk için nafaka verilmesi, velayetin davalı anneden alınarak çocukla aralarında soybağı kurulacak olan davalı babaya verilmesi istemine ilişkindir. 1-4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesinde babalık davasının, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye, dava ana tarafından açılmış ise kayyıma, kayyım tarafından açılmış ise anaya ihbar edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, davanın küçük babasının ...'ya davalı ... olduğunun tespiti istemine ilişkin olduğu ve kayyım tarafından açıldığı, ancak davanın Cumhuriyet Savcısına ve ...'ye ihbar edilmeden karara bağlandığı anlaşılmaktadır....
Sulh Ceza Mahkemesinin, 07.01.2013 tarihli ve 2010/2907 Esas, 2013/5 Karar sayılı kararının, şikayetçi tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde; Suç tarihinde dosya içeriğinde mevcut nüfus kayıt örneğine göre 18 yaşını ikmal etmemiş bulunan mağdurenin babası olan ve hükmü temyiz eden şikayetçinin mağdureye yönelik gerçekleştirdiği cinsel istismar suçundan dolayı yargılanıp cezalandırıldığının ve bu nedenle hükümlü olarak cezaevinde bulunduğunun anlaşılması karşısında, velayet hakkından yoksun bırakılıp bırakılmadığının tespiti ile velayetin kimde olduğunun araştırılması, annede olduğunun tespiti halinde; mağdur anne ... ...'...
B.. olduğunun tespiti ile nafaka ve tazminat istendiği ve davanın Hazineye ihbarı sağlanmadan karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında davanın Hazineye ihbarının sağlanmasından sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2-4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 330. maddesine göre: “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur." 327/1.maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmü düzenlenmiştir. Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti anaya ait ise de babanın da çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Babalığın Hükmen Tespiti, Nafaka İstemi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 13.11.2019 tarihli ve 2018/12447 Esas, 2019/10257 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava dilekçesinde, evlilik dışı doğan davacı 22.04.1995 doğumlu ...'nın babasının davalı ... olduğu ileri sürülerek, davalı ...'ın davacının babası olduğunun tespiti ile aylık 1.500,00 TL nafakaya hükmedilmesi istenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Babalığın Hükmen Tespiti, Nafaka İstemi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 13.11.2019 tarihli ve 2018/12447 Esas, 2019/10257 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava dilekçesinde, evlilik dışı doğan davacı 22.04.1995 doğumlu Zeynep Seda'nın babasının davalı ... olduğu ileri sürülerek, davalı ...'ın davacının babası olduğunun tespiti ile aylık 1.500,00 TL nafakaya hükmedilmesi istenmiştir....
in sağ olup olmadığının araştırılması, b) Sağ olduğunun anlaşılması halinde tebligata elverişli mernis adresinin Dairemize bildirilmesi, c) Ölü olduğunun anlaşılması halinde ise ölüm kaydının düşülmesinin sağlanarak mirasçılarının ve bu mirasçıların mernis adreslerinin tespiti ile Dairemize bildirilmesi, 3- (1) ve (2) nolu kararlar yerine getirilerek Dairemizce duruşma günü tebliği için taraf sayısınca gerekli olan tebligat giderinin mahkemenizce tespiti ile bu tebligat giderini ve dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi için giderin gider hesabına yatırılması aksi takdirde HUMK 438.maddesi gereğince mürafaa talebinin dikkate alınmayarak temyiz incelemesi yapılacağının da davacı vekilinin tebliği ve bütün bunlardan sonra dosyanın Dairemize gönderilmesi için mahallinde geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili özetle; dava dilekçesinde davacının mirastan mahrumiyetini gerektirecek şekilde kusurlu olmadığı ile mirasçılık sıfatı olduğunun tespitini, bu olmazsa miras hissesinin azaltılması suretiyle mirasçı sıfatı olduğunun tespitini talep ettiklerini, mahkemece hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğini mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanma davalarında kusur tespitine, Aile Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu belirtilmiş olmasına ve de talebin kusur oranının tespiti ve bu orana göre miras hissesinin tenkisi suretiyle mirasçılık sıfatının tespiti olduğu halde, mahkemenin görevli olmamasına rağmen görevsizlik kararı yerine karar vermesinin doğru olmadığını, yetki aşımının yapıldığını, söz konusu boşanma davasının tedbir nafakası yönünden bozulduğunu davacının ağır kusurlu olması durumunda tedbir nafakasına hükmedilmeyeceğini, TMK'da mirastan çıkarma sebeplerinin sayıldığını, boşanma davasında davacıya...
ın gerçek çocukları olduğunun tespiti ile nüfus kayıtları arasında bağlantı kurularak ...'ın babası ...'ın nüfus kütüğüne kaydedilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın, babanın hukuken tespiti istemine ilişkin olup soybağının düzeltilmesi davalarında Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın nüfus kaydında düzeltim istemine ilişkin olup 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, babası ...'ın nüfus kaydında baba ve annesi olarak görülen ... ve ...'ın gerçek çocukları olduğunun tespiti ile nüfus kayıtları arasında bağlantı kurularak ...'ın babası ...'ın nüfusu kütüğüne kaydedilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili tarafından yerel mahkeme kararına kararın usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; dosya üzerinde yapılan incelemede, yerel mahkemece, hükmen babalık davasının, diğer genel dava şartlarının yanında içerdiği özel dava şartı, çocuğun başka bir babanın soybağına kayıtlı olması olup, yapılması gereken iş, öncelikle, mevcut soybağının ortadan kaldırılması olması gerektiğini, çocuk (davacı), dava dışı Mustafa adında bir babanın soybağına kayıtlı olduğunu, mevcut bir soybağının bulunması durumunun, dava şartlarından olduğu kabul edilerek davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir Davacının gerçekte babasının davalı İsmail olduğunun tespiti talep edildiğine göre dava, Türk Medeni Kanunu'nun 301 ve devamı maddelerine dayanan babalığın tespiti istemine yöneliktir. Ayrıca, davacı ile dava dışı ölü Mustafa arasında soybağı ilişkisi bulunmakta olup bu bağ kaldırılmadıkça babalık davası dinlenmez....